ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2009 16:36
General Electric (GE) Türkiye Genel Müdürü Kürşat Özkan, şirketin küresel ölçekte ve Türkiye’ye yönelik hedeflerini değerlendirirken “ 2009’da daha defansif olacağız, bilançomuzu likit tutacağız ve şirketin 3A ratingini koruyacağız” dedi.
GE’nin 2008 sonuçlarını ve 2009 hedeflerini değerlendirmek üzere bir basın toplantısı düzenleyen Genel Müdür Kürşat Özkan, yaşanan küresel krizin bir iniş çıkış döngüsü gibi klasik bir tablo olmadığını, daha çok sistemin sıfırlanıp yeniden başlama(reset) şeklinde bir görünüm taşıdığını söyledi.
Özkan yeni dönemde devlet ve özel sektör arasındaki iletişimin de değişeceğine işaret ederek “ Devlet artık düzenleyici ve denetleyici rolünü daha da sıkılaştıracak. Ekonomik hayatta devletin güçlü eli olacak ve finansör rolü ağırlık kazanacak. Devlet önemli projelerde kilit bir rol üstlenerek, ekonominin canlandırılmasında daha büyük müşteri, daha büyük ortak ve paydaş olarak önümüze çıkacak” dedi.
“130 YILDA 9 RESESYON, 1 DEPRESYON GÖRDÜK“Özkan, GE’nin 130 yılı aşan tarihinde ekonomide dokuz resesyon ve 1 depresyon dönemine tanıklık ettiğini, bu tür krizlerin bundan sonra da devam edeceğini vurgulayarak şu bilgileri verdi:
“Sistem kendini reset ederken, bir yandan da yeni fırsatlar çıkarmaktadır. GE portföyünü kapsamlı yeniden konumlandırma sayesinde sermayesini büyümeye olanak verecek şekilde yeniden yapılandırdı. Geçen yıl işletme çerçevemizi dört ana işimize odaklanacak biçimde GE Technology Infrastructure, GE Energy Infrastructure, GE Capital ve NBC Universal başlıkları altında basitleştirdik. GE bundan böyle de küresel olmaya devam edecektir. GE’nin toplam gelirlerinin yüzde 53’ü Kuzey Amerika dışından geliyor, bu yoğunlaşmamız sürecek. Yenilik ve teknoloji geliştirme yatırımlarımıza odaklanmaya devam edeceğiz. GE’nin her 10 yıllık dönemde teknoloji yatırımları 50 milyar dolara, yıllık bazda da 5 milyar dolara ulaşıyor. Bu rakamın 1.5 milyar doları da çevreye saygılı yatırımlardan oluşuyor.Zor zamanlarda müşterilerimizin yanında olmaya da devam edeceğiz.”
Özkan GE’nin küresel ölçekte maliyetleri azaltma politikası uyarınca 2009’da 5 milyar dolarlık bir tasarruf öngördüğünü ve bu kapsamda çalışan sayısının azaltılacağını ve harcamaların kısılacağını belirterek “ Türkiye’de de tabi ki maliyetlerimizi düşürme çabamız olacak. Ancak Türkiye’de çalışan sayısında kayda değer bir azaltma planlamıyoruz” dedi.
“GARANTİ BANKASI EN KIYMETLİ VARLIĞIMIZ”GE’nin küresel kriz ortamında 2008’de 18 milyar
dolar gibi çok yüksek bir kar rakamına ulaştığını ve bunun şirket tarihindeki üçüncü en yüksek kar rakamı olduğunu ve yılı 48 milyar dolar nakit varlıkla kapattığını açıklayan Kürşat Özkan şu değerlendirmeyi yaptı:
“2009 çok zor bir yıl olacak. Biz de stratejimizi buna göre yaptık. Finans sektöründeki yatırımlarımızı radikal bir şekilde yapılandıracağız. Kuzey Amerika ve Avrupa başta olmak üzere GE Capital portföyünü küçültmeye devam edecek. GE’nin Türkiye’deki toplam gelirlerinin üçte birlik kısmı Garanti Bankası esas olmak üzere finans sektörü yatırımlarından geliyor. Ancak şunun altını çizmeliyim ki finansta en rahat olduğumuz ülke Türkiye. Çünkü Garanti Bankası çok güçlü durumda ve karlılığını sürdürüyor. Garanti Bankası finans sektöründeki en kıymetli varlık bizim için. Dolayısıyla portföy küçültmesi Türkiye’de söz konusu değil.”
“ENERJİDE PROJELER SÜRÜYOR”GE’nin Türkiye’de 2007 yılında toplam 1 milyar 250 milyon TL düzeyinde bir gelir sağladığını, 2008’de bu rakamın 1.4 milyar TL olduğunu belirten Özkan, 2009 için bir öngörüde bulunmanın şu aşamada güç olduğunu, ancak karlılıklarını sürdürme hedefinde olduklarını kaydetti. Türkiye’de ağırlıkla finans, sağlık, ulaştırma, enerji ve diğer altyapı yatırımları bulunduğunu belirten Kürşat Özkan, “ Enerji alanında GAMA enerji ile ortak projelerimiz sürüyor. Kriz nedeniyle ötelenmiş, ertelenmiş bir proje şu aşamada söz konusu değil. Enerji alanında 4 bin megawatt’a yakın projelerimiz var. Lisansı alınmış ve finansmanı sağlanmış projelerde bir aksama yok. Yeni projeler için finansman cephesinde bazı yenilikler olabilir. Çünkü finansman için daha fazla zaman ve emek harcamak gerekecek” dedi.
Enerjide komşu ülkelerde kolaylıklar ve teşvik paketlerinin hazırlandığını dile getiren Kürşat Özkan, Türkiye’nin ciddi bir rüzgar enerjisi potansiyeli bulunduğunu hatırlatarak, “ Türkiye’nin de yatırımcılara kolaylık ve teşvik getirecek paketler oluşturması gerekiyor. Elektrikte alım fırsatlarının gerçekçi yere gelmesi lazım. Şu anda 5.5-6 dolar-cent düzeyinde olan değerlerin 11 dolar-cent düzeyine çıkması halinde bu enerji sektöründeki yatırımlar açısından çok teşvik edeci olacaktır” şeklinde konuştu.
“IMF İLE ANLAŞMA ÖNEMLİ, EN BÜYÜK SORUN DIŞ FİNANSMAN “
Türkiye’nın yatırımların finansmansında dış finansmana bağımlı bir durumda olduğunu ifade eden Özkan, “Dolayısıyla dış finansman olanaklarının rahatlaması açısından IMF ile anlaşma önemli. Ayrıca reel sektörü canlandırma paketleri de büyük önem taşıyor.Hem iç talebin arttırılması hem de ihracat pazarlarında canlanmanın sağlanması için bu paketler önemli. Kamu harcamalarının artması iç talebi canlandıracak Bankacılığını zarar görmediği ülkelerde kamu harcamalarının artması durumda bu kaynakların kara delikte kaybolması gibi bir durum olmaz” dedi.
“Türkiye’nin 2009’da en büyük riski nedir?” şeklindeki soruya Özkan “ Birinci konu IMF ile anlaşmanın sağlanması ve dış finansman teminidir. İkinci konu tüm dünyanın yaşamakta olduğu resesyonun Türkiye’de de hissedilmesidir. Talep düşüyor. Her kurum bir şekilde küçülecek. Kurumların ve kişilerin gelirleri azalacak. Resesyon Türkiye’de de zaten başlamış durumda ve hem iç pazarda hem de ihracatta kendini gösteriyor. Bunun en aza indirmesi için altyapı yatırımlarının ve kamu yatırımlarının arttırılması şart gözüküyor” yanıtı verdi.
“YATIRIM FİNANSMANINDA ÖZ KAYNAZ YAPI YÜZDE 50’ YE ÇIKACAK”Özkan, yatırımlar için eximbank gibi çok taraflı kuruluşlardan orta ve uzun vadeli kredilerin seçenek olarak ortaya çıkacağını belirterek “ Yeni projelerde finansman parametreleri çok önemli oranda değişti. Şimdiye kadar yatırımların finansmanında yüzde 20 öz kaynak yüzde 80 dış kaynak formülü geçerliydi.
Kredi ortamı eskisi gibi rahat olmadığı için proje finansmanı daha fazla zaman ve emek istiyor. Yüksek likidite ve kolay kredi dönemi artık bitti. Yatırım finansmanında öz kaynakların payı yüzde 50’ye çıkmak durumda” diye konuştu.
Enerji sektörüne talebin eskiye oranla fazla artmayacağına dikkat çeken Kürşat Özkan “ Enerjide kaynak çeşitliliğine gitmek gerekiyor. Türkiye ağırlıkla petrol ve petrol türevlerine bağımlı durumda. Rüzgar ve hidro başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar önem taşıyor. Bizim 4000 megawatta yakın kapasitemiz içinde 500 megawatt düzeyinde rüzgar kapasitesi var. Hidroelektrik ve gaz çevrim kapasitelerimiz de önemli rakamlarda bulunuyor. Zaman içinde kendi içinde ayarlamalar yapılabilir. Ancak bizim önceliğimiz yenilenebilir enerji olacaktır” diye konuştu.
“SAĞLIKTA TÜRKİYE 79 ÜLKEYE BAKIYOR”GE’nin sağlık yatırımlarında Türkiye’ye büyük önem verdiğine değinen Kürşat Özkan, geçen yıl Türkiye’nin 79 ülkeye bakan bir sağlık merkezi haline geldiğini belirterek “ Türkiye’de iyi eğitimli ve kalifiye bir beyaz yakalı iş gücü var. Bu büyük avantaj. Sağlık hizmetlerinde Türkiye ve İstanbul GE’nin önemli bir iş merkezi olacak. Dolayısıyla sağlık yatırımları Türkiye’de önemli bir iş kolu olmaya devam edecek” dedi.