Merve ERDİL
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2017 22:51
Akenerji CEO’su Serhan Gençer, Türkiye’nin doğalgazda kaynak çeşitliliğini artırdığını ve LNG fiyatlarının düştüğünü söyleyerek, “Doğalgaz çok rekabetçi bir noktaya gelecek. Tam bu dönemde gaz santrallarının politikanın bir yerine konulmasında fayda var” yorumunu yapıyor.
TÜRKİYE, nisan ayında açıklanan milli enerji politikası ile birlikte enerjide yerli ve yenilenebilir kaynakların payını arttırmayı ve ithal kaynaklara bağımlılığı azaltmayı politika önceliği olarak belirledi. Yerli ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının 3’te 2’ye çıkarılması, doğalgazın payının ise düşürülmesi hedefleniyor.
DEVRE DIŞI KALMALI
Geçtiğimiz yıl doğalgazdan elektrik üretim miktarı bir önceki yıla göre yüzde 10 düşüş göstermiş ve 88 bin gigavat saat (GWh) olarak gerçekleşmişti. Büyük oranda doğalgaz kaynaklı bir portföye sahip olan Akenerji CEO’su Serhan Gençer, “Türkiye tek bir kaynağa bağımlı bir ülke değil. Doğalgaz santrallarını ikinci plana atmak yerine kaynak çeşitliliğine gitmek, hedefin o olması gerekir. Nitekim buna yönelik adımlar atılıyor. Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı milli enerji politikasının bir ayağını da arz güvenliği oluşturuyor. Tabii arz güvenliğinin bir sürü kırılımları var. Gaz konusu var, depolama var, iletim hatları yatırımları var. Türkiye’nin ilk yüzen LNG depolama ve gazlaştırma terminali devreye alındı, depolama tesisleri aktive edildi. Gaz santralsiz yapamazsınız, gaz santraliyle de yapamıyorsunuz ama bir ortasını bulmanız lazım. Daha fazla gaz santrali yapmak istemeyebilirsiniz ama sistemin gaz santrallarına da ihtiyacı var” yorumunu yapıyor.
Elektrik sistemi için gaz santrallarının gerekli olduğuna savunan Serhan Gençer, “Neden? Bir tek gaz santralı hem baz yük çalışabilir, hem sistemdeki frekans bozukluklarını düzeltmeye yardımcı olabilir. İstediği zaman yük alabilir, yük düşebilir, tamamen esnek bir santral. Bunu diğer baz yük santrallarında yapamazsınız. Sistemi tutanlar aslında gaz santralları” şeklinde konuşuyor. Ancak Gençer’e göre, doğalgazdan elektrik üretiminde verimsiz santrallar yerine daha yüksek verimlilikteki santralların devrede olması lazım. Böylece doğalgaz ithalatının düşebileceğini belirten Gençer, “90’lı yılların sonunda ülkenin gerçekten enerjiye çok ihtiyacı vardı. Finansman kaynakları azdı, teknoloji yoktu, sermaye yoktu, enerji açığı vardı. O dönemde mecburen devlet yap işlet devret santrallarını yapmak zorundaydı.
DEVRE DIŞI KALMALI Bu santrallara eskisi kadar ihtiyaç kalmadı. Verimliliği yüzde 50’yi geçmeyen 11 bin megavat (MW) eski gaz santrali var. Burada bence kim daha fazla gaz tüketiyor noktasına bakmak lazım. Yeni teknoloji santralları çalıştırmamak, onun yerine verimsiz santralları çalıştırmak aslında ülkenin gaz ithalatını daha fazla yapmak anlamına geliyor. O yüzden aslında onları sistemin dışında bırakmak için bir formül bulunabilir ama kontratsal olarak belli bir süreleri var. 1-2 milyar metreküp gereksiz yere fazladan ithalat yapıyoruz. Ne zamana kadar? Alım garantili yap işlet devret sözleşmeleri bitene kadar veya bizim uzun vadeli alım garantisi kontratlarımızın sonu gelene kadar bunları yaşıyor olacağız” dedi.
50 MİLYAR DOLARLIK BORÇAKCEZ ile Sakarya Elektrik Dağıtım’ın yüzde 100 hissesine sahip olan grubun dağıtım tarafından memnun olup olmadığını sorduğumuzda Gençer, dağıtımın kâr marjı belli bir iş olduğu için sistem doğru kurulduğunda çok rahat çevrilebilecek bir iş olduğunu söyleyerek, “Orada da problem yine kur. Borçlanmalar
dolar bazında gelir TL bazında olduğu için tüm dağıtım şirketlerin aslında yaşadığı sıkıntı o. Enerji sektörüne 70 milyar dolar yatırım yapıldı. Bunun 50 milyar doları borç olarak alındı, 20 milyar dolarını tüm yatırımcılar sermaye olarak koydu. Borç alan enerji sektöründeki tüm yatırımcıların kur problemi var” diyor.
REZERV KAPASİTE YÜZDE 5'TEN 30'LARA ÇIKTIGENÇER, Erzin’de bulunan 904 MW’lık doğalgaz santralleriyle ilgili “Santralimiz zarar etmiyor, almış olduğu borcu karşılayacak kadar kar edemiyor. Saat olarak az çalışıyor bir sebep. Bir de sistemdeki elektrik fiyatlarının düşük olması etkiliyor. Şu anda çok ciddi bir arz fazlası var, arzdan ziyade rezerv kapasite denen bir konu var. Ani bir talep olduğunda sisteme verilebilecek kapasite eskiden yüzde 5 idi, şimdi yüzde 30’lara çıktı. Çok güvenilir bir yerde duruyor Türkiye. Ama ‘arz güvenliği gerçekten var mı’ sorusu da tartışılabilir. Tabii arz güvenliğinin bir sürü kırılımları var” şeklinde konuşuyor.
YEKA'YA KATILMIYORUZ“RÜZGAR YEKA ihalesine katılmayı düşünüyor musunuz” sorumuzu ise Gençer, “Düşünmüyoruz. YEKA ihalesine katılabilmeniz için sadece enerji üreticiliği veya enerji ticareti kimliğinizin yanında bir de sanayici, panel üretimi kimliğinizin olması lazım. Orada bilgi-birikiminizin olması lazım. Bizim holdingimizin kültürüne çok uygun bir iş olmasına rağmen, Ak Enerji özeline baktığımız zaman çok bildiğimiz bir iş değil. Genelde baktığınız zaman hep konsorsiyumlarla giriyorlar, bir panel üreticisi bir de enerji üreticisi gibi. Artık panel üreticilik işine girmiş oluyorsunuz. Bir de montanlar çok büyük” şeklinde yanıtlıyor. YEKA’ların piyasayı nasıl etkileyeceğini sorduğumuzda da Gençer, şunları söylüyor: “Görüntü şu ki: Türkiye’deki rüzgar, güneş ve hidro elektrik kaynak potansiyeli belli. Belli ki YEKA ile o potansiyel değerlendirilmek isteniyor. Ancak diğer yandan 3 bin MW şu anda bekleyen, 2 bin MW daha önceden başvurusu olan 5 bin MW rüzgarda lisans başvurusu vardı.”