Güncelleme Tarihi:
YABANCI sermayeli finansal kiralama şirketlerinin, Türkiye’de gayrimenkul sahibi olmak isteyen yabancılarla aynı uygulamaya tabi olması leasingcileri bezdirdi. Hem gayrimenkul leasingi yapmakta zorlanan hem de haksız rekabetle karşı karşıya kalan yabancı şirketler, acil düzenleme istiyor. Yabancı sermayeli şirketlerin gayrimenkul işlemlerindeki en önemli sorunu, izin süreçleri. Şirketler gayrimenkul leasingi yapabilmek için önce taşınmazın bulunduğu ilin valiliğinden, ardından da askeriyeden ve emniyetten izin alıyor. Tüm izin ve görüşler tamamlandıktan sonra tapu işlemi yapılabiliyor. Bu da 2 aylık bir süreç alıyor. Oysa aynı işlemi yerli sermayeli leasing şirketleri bir-iki günde tamamlıyor.
Deniz Leasing Genel Müdürü Kahraman Günaydın, izin sürecinin uzun olmasının leasing şirketleri arasında haksız rekabete neden olduğunu ve yabancı sermayeli şirketler açısından önemli bir müşteri memnuniyetsizliği yarattığını belirterek, “Yabancı sermayeli şirketler ile diğer şirketler arasında oluşan ortalama 4-5 haftalık süre farkı müşteri tercihlerini de etkiliyor. Yabancı sermayeli şirketler yeni müşteri kazanımında ve iş hacmi yaratmada zorluk yaşayabiliyor” dedi.
SAT-GERİ KİRALAMADA SORUN
QNB FinansLeasing Genel Müdürü Metin Karabiber, yabancı sermayeli leasing şirketlerinin sat-geri kirala işlemlerinde kanun gereği dezavantajlı konumda olduklarını ifade ederek, “Söz konusu izinlerin yaklaşık 1-1.5 ay sürmesi nedeniyle bu durum hem leasing şirketleri, hem de müşteriler açısından uzun bir bekleme süreci yaratmakta” dedi. Burgan Leasing Genel Müdürü Cüneyt Akpınar, yabancı sermayeli finansal kiralama şirketlerinin gayrimenkul alım prosedürünün acil olarak düzenlenmesi ve diğer leasinglerle eşit şartlarda çalışmalarına imkân verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
BAŞKA DÜZENLEMELERE DE İHTİYAÇ VAR
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Sektör Temsil Kurulu Başkanı ve İş Leasing Genel Müdürü Hasan K. Bolat, yabancı sermayeli leasing şirketlerinin Türkiye de gayrimenkul ediniminin kolaylaştırılması gerektiğini belirterek, şu açıklamaları yaptı: “Ülkemizdeki yatırımların önünü açacak ve sektöre katkıda bulunacak bir takım düzenlemelerin yapılması beklentilerimiz arasındadır. Kısaca özetleyecek olursak bu beklentilerimiz; Karayolları Taşıma Yönetmeliğinde yapılacak değişiklik ile finansal kiralama yöntemi ile edinilen malların özmal olarak kabul edilmesi, finansal kiralama şirketlerinin yurt dışından kullanacakları yabancı para cinsinden kredilerden KKDF kesintisi yapılmaması, finansal kiralama işlemlerinde yüzde 1 oranında KDV kesintisine tabi yatırım malları kapsamının genişletilmesi, yatırım teşvik belgeli yatırımlarda teşvik şartlarının ihlali halinde yararlanılan vergi istisnaları ve cezalarının kiracıdan tahsil edilmesi, finansal kiralama şirketlerinin ayırdığı özel karşılıkların tıpkı diğer finansal oyuncularda olduğu gibi kurumlar vergisi matrahından indirilmesi.”
YASA AMACA HİZMET ETMİYOR
Deniz Leasing Genel Müdürü Kahraman Günaydın, mevcut yasanın sektör açısından yasa koyucunun öngördüğü amaca hizmet etmediğini belirterek, şunları söyledi: “Yasa ile amaçlanan, yabancıların yurt içinde gayrimenkul alımlarını kontrol altında tutmak. Ancak leasing şirketleri mevzuat gereği, mülkiyete geçici olarak sahip oluyor ve sözleşme süresi sonunda da ilgili gayrimenkulün mülkiyetini kiracıya devir ediyor. Burada mülkiyet edinimi kontrol edilmek isteniyorsa bu işlemin kiracıyı baz alacak şekilde yapılması gerekiyor.”
HAKSIZ REKABET YARATIYOR
Burgan Leasing Genel Müdürü Cüneyt Akpınar, mevcut düzenlemeler çerçevesinde prosedürleri harfiyen yerine getirdiklerine değinerek, şunları söyledi: “Burada, yerli sermayeli şirketlerden ayrıldığımız nokta izin süreci. Sürecin iyileştirilmesi adına, gayrimenkul kiralama işlemlerinde de finansal kiralama şirketinin değil, kiracının ortaklık yapısına bakılmasının doğru olacağı ve buna göre düzenleme yapılması gerektiği görüşündeyiz. Sürecin izne tabi olması hem sektörümüzde, hem de leasing işlemi için fiyat, hizmet gibi nedenlerle yabancı sermayeli leasing şirketini seçmiş olan kiracının sektöründe haksız rekabet ortamı yaratıyor. ”
1.5 AYLIK ZAMAN KAYBI OLUYOR
QNB Finans Leasing Genel Müdürü Metin Karabiber, yabancı sermayeli leasing şirketlerinin tabi olduğu uygulamanın 1-1,5 aylık zaman kaybına yol açtığını ifade ederek, şunları söyledi: “Yabancı sermayeli leasing şirketleri uygulamadan kaynaklanan gecikme sebebiyle rekabette de dezavantajlı duruma gelmektedir. Sorunun çözümü için, yabancı sermayeli şirketlerin ana sözleşmelerinde belirtilen faaliyet konularını yürütmek üzere taşınmaz edinimi konusundaki mağduriyetlerine son verilmesi için izin prosedürünün kaldırılması gerekmektedir.”