Güncelleme Tarihi:
Sermaye Piyasası Kurulu, Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar AŞ'nin bedelli sermaye artırımını başvurusunu olumlu karşıladı. SPK haftalık bülteninde yer alan bilgilere göre, şirket yüzde 100 oranında sermayesini artıracak. 540 milyon TL bedelli sermaye artırımı gerçekleştirecek.
Şirketin mevcut 540 milyon TL olan sermayesi, artırım sonrası 1 milyar 80 milyon liraya ulaşacak.
Sermaye artırımında satış türü "halka arz" olarak belirlendi. Başka bir deyişle Galatasaray hissesi olanlar ellerindeki hisse tutarı kadar yeni hisseyi almak zorunda kalacak. Eğer almak istemezlerse rüçhan haklarını kullanarak almaları gereken hisseleri piyasada almak isteyenlere satabilecekler.
Satılamayan paylar ise Galatasaray Spor Kulübü tarafından satın alınacak.
EN SON ZARAR ETMİŞTİ
Galatasaray en son açıkladığı bilançosunda 952 milyon 305 bin 887 lira zarar açıklamıştı. Şirketin mevcut sermayesi 540 milyon lirayken özsermayesi - 2 milyar 95 milyon 32 bin 356 lira seviyesinde bulunuyor. Şirketin piyasa değeri ise dün itibarıyla 6 milyar 739 milyon 200 bin lira seviyesinde. Yüzde 39,98'i halka açık olan şirketin kalan kısmı Galatasaray Spor Kulübü'nde bulunuyor.
BEDELLİ SERMAYE ARTIRIMI NEDİR?
Bir şirketin esas sermayesine karşılık olan hisse senetlerinin bedelleri ödendikten sonra genel kurul kararı ile yeni hisse senedi çıkarılarak şirket sermayesinin arttırılmasına bedelli sermaye artırımı deniyor.
Sermaye artırımına katılmak istemeyen pay sahipleri rüçhan haklarını "Bist Rüçhan Hakkı Kupon Pazarı" aracılığı ile satabiliyorlar.
RÜÇHAN HAKKI NEDİR?
Rüçhan hakkı, ortaklıkların bedelli sermaye artırımlarına mevcut ortakların öncelikle katılma hakkına deniyor. Rüçhan hakkı kullanım süresi en az 15, en çok 60 gün olarak belirlenmiştir. Yeni pay alma haklarının alınıp satılabilmesi için işlem sırası açılır. Hisse senedi kuponlarının temsil ettiği hak, hisse senedi ibrazına gerek kalmaksızın kullanılır.
NEDEN BEDELLİ SERMAYE ARTIRIMI YAPILIR?
Bedelli sermaye artırımının en önemli etkisi şirketlerin borçlanmasının önüne geçilmesini sağlar. Şirketlerin kârlılığı artarken buna bağlı olarak ticari hayatında da iyi denebilecek etkileri oluşturur. Şirket sermayesinin güçlenmesiyle birlikte enflasyon karşısında erime durumu da ortadan kalkar.