Güncelleme Tarihi:
DÜNYADA yolsuzlukla mücadelede en büyük zorluklardan biri de kara, yasadışı paranın aklanması. Yasadışı, yolsuzluk yaparak kazanılan karapara ülkelerdeki yasalardan elde edilen gizlilikle aklanabiliyor. Uluslararası Şeffaflık Derneği tüm ülkelerin ekonomilerine muazzam etki yapan ve miktarının 2 trilyon doları bulduğunu tahmin ettikleri şirket ortaklarının gizlenmesi yoluyla aklanan karaparaya karşı mücadele için dünya ekonomisinin en büyük 20 ülkesini içeren G-20 ile geçen yıl bir anlaşma yaptı. Avustralya’daki G-20 toplantısında, yolsuzluk faillerinin kimliklerini gizlemeleri ve sınır ötesi para aktarmalarını kolaylaştıran gizliliği sonlandırmak için yasal düzenleme yapacakları sözünü verdi. 10 ilkede, gerçek kişilerin parayı kontrol ettiklerini beyan etmelerini kolaylaştıracaktı. Buna ek olarak, kara paranın geri çevrilmesini sağlayacak G20 uygulamalarını güçlendirecekti. 12 ayın ardından bu hafta Türkiye’nin başkanlığında Antalya’da bir araya gelecek G-20 toplantısı önceki Uluslararası Şeffaflık Derneği G-20 ülkelerinin ne yaptıklarını araştırdı. Sonuç felaket, İngiltere dışında hiç bir ülke bir adım atmadı. Türkiye ise sadece gizliliğin tanımını yapmakla yetindi.
ZAYIF HUKUKİ YAPI
Raporu G-20 toplantısı öncesinde Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Cobus de Swardt İstanbul’da açıkladı. Swardt şöyle konuştu: “15 ülkede ortalama veya zayıf bir hukuki yapı var. Daha da vahimi, küresel ölçekte büyük finansal oyuncu ülkeler, Avustralya, Kanada ve ABD de dahil, zayıf kategoride. Bazı ülkelerin, bizzat kendi vaatlerinin de gerisinde kaldıklarını gördük. Brezilya ve Güney Afrika gibi iki ülke gerçek lehtarlık konusunda hukuki bir tanım dahi getirmediler. 16 tane G-20 üyesinin, yapacaklarını vaat ettikleri halde, son üç yıl içinde, karapara aklama riskleri konusunda değerlendirme yapmadı.”
G-20 hükümetlerinin, şirketler ve bankalarla ve yolsuzluğa yardımcı olanlarla ilgili kuralları sıkılaştırma konusunda da gerekli adımları atmadıklarını belirterek hükümetlerin, bankaların, muhasebecilerin, avukatların ve diğer işletmelerin yolsuz müşterileri durdurmalarını kolaylaştıracak araçlar sunması gerektiğini söyledi. Swardt, şunları kaydetti: “Bir sohbet kulübü gibi görünmemek için yolsuzlukla mücadelede sözlerini tutmaları gerekiyor.”
SWARDT: Türk olsam karamsar olurdum
ULUSLARARASI Şeffaflık Derneği Başkanı Swardt Son beş yıldır Türkiye’nin tüm göstergelerinin düştüğünü belirterek “Eğer Türk olsaydım karamsar olurdum. Kuralların herkes için eşit olmadığı, özellikle birilerine çıkar sağlandığı ortamlarda iş yapmak zordur. Özellikle batılı yatırımcılar buna dikkat ederler” dedi. Türkiye’nin beş yıl öncesine kadar reformlar yaptığını, OECD ve Birleşmiş Milletler ile yapılan sözleşmelerin önemli olduğunu kaydeden Swardt, “Son beş yıllık dönemde duraklama görüyoruz. İnsan hakları ihlalleri görüyoruz. Sokaktaki insanın yolsuzluk konusunu ne kadar önemsediği önemlidir. yoksulluk algı endeksi puanı 50’nin altında ve yabancı yatırımcı için 50 puan önemlidir” dedi.
Türkiye nasıl?
1. İlke: Gerçek sorumlunun tanımı= %100
2. İlke: Risklerin belirlenmesi- azaltılması: 0
3. İlke: doğru bilgi edinme: %25
4. İlke: Gerçek sorumlu bilgisine erişim: %7
5. İlke: Tröstler: Veri yok
6. İlke: Tröstlerin bilgisine erişim: Veri yok
7. İlke: Şirket ve meslek sorumlulukları: %55
8. İlke: Yerel ve uluslararası işbirliği: %63
9. İlke: Gerçek sorumlu bilgileri ve vergiden kaçınma: %75
10. İlke: Hamiline hisseler ve temsilci hissedarlar: %75
Ülkelerin yeri
Çok güçlü yasal çerçeve: İngiltere
Güçlü yasal çerçeve: Arjantin, Fransa, İtalya
Orta yasal çerçeve: Almanya, Hindistan, Endonezya, Japonya, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan. G. Afrika, Türkiye
Zayıf yasal çerçeve: Avustralya, Brezilya, Kanada, Çin, G. Kore, ABD