Güncelleme Tarihi:
Makalede büyümenin 2010 ve 2011’deki yüzde 9’dan sonra 2014’te keskin biçimde yüzde 3’ün altına düştüğüne dikkat çekildi. Makaleye şöyle devam edildi:
“Kişi başı milli gelir birkaç yıldır 10.000 dolar civarında sıkışmış halde. Türk Lirası dolar karşısında Mayıs 2013’ten bu yana yüzde 40 değer kaybetti. Bu zeminde, hükümet içinde son yıllarda büyümeyi yaratan modelin geleceği hakkında bir tartışma başladı. Bazıları, bir yandan ekonomik ve hukuki reformlar yapılırken, diğer yandan katma değeri daha yüksek ürünler üretmeye yönelik temel bir değişim ihtiyacı olduğunu savunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirenler yatırımın, rekabet gücündeki yetersizlikler nedeniyle aksadığını savunuyor. Birçok uluslararası bankacı, kısa vadede başarılı olması için hâlâ yeterince küresel likidite olduğunu söylüyor. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik geleceği, Erdoğan’ın mahkemeler veya Meclis’ten pek muhalefet gelmeyecek bir başkanlık sistemini hayata geçirip geçirememesine bağlı. Dış dünyadaki değişikliklere rağmen, cumhurbaşkanının kolay paranın siyaset ve ekonomik getirilerine bel bağlamasından kaygı duyuluyor. Türkiye’nin ikilemi bu. Bir dönemin ekonomik başarısı, liderinin gücü elinde toplamasına yardımcı oldu.”