Fransa’yı geçtik yerli sinema gücüyle Avrupa birincisi olduk

Güncelleme Tarihi:

Fransa’yı geçtik yerli sinema gücüyle Avrupa birincisi olduk
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2006 00:00

Türkiye, dünyada yıllık toplam film endüstrisi büyüklüğü içinde yerli yapımların en yüksek olduğu üçüncü ülke durumuna geldi. 2005 yılında Türkiye’de 200 milyon dolarlık büyüklüğe ulaşan sinema endüstrisinin yüzde 38’ini yerli filmler oluşturdu. Türkiye bu oran ile Avrupa’da yerli film tüketiminin en yüksek olduğu ülke durumunda.

TÜRKİYE’de 2005 yılında sinema sektöründen yerli filmlerin aldığı pay yüzde 38’e dayanarak Fransa ve İtalya gibi ülkeleri geride bıraktı. Yerli film pazarının en büyük olduğu üçüncü ülke olan Türkiye’de 2006’nın ilk çeyreğinde yerli film pazar payı yüzde 60’a çıktı. Türkiye’nin en büyük yerli film pazar payına sahip ülke olma yolunda ilerlediği belirtiliyor. Türk sinema sektörü 200 milyar dolar büyüklükteki dünya sinema sektörünün ise yüzde 0.22’sini oluşturuyor. 2005 yılındaki yüzde 38’lik oran ile Türkiye, Avrupa’nın en fazla yerli film tüketilen ülkesi durumuna geldi.

450 MİLYON DOLARLIK PAZAR:

Altıoklar Prodüksiyon’un sahibi ve yönetmen Mustafa Altıoklar Türkiye’de sinema sektöründe yılda ortalama 200 milyon doların döndüğünü söyledi. Altıoklar "Televizyon dizileri için de toplamda 250 milyon dolar dönüyor. Bu toplamda 450 milyon dolarlık bir sektör demek" diye konuştu.

YILDA 50 FİLM:
/images/100/0x0/55eb4afbf018fbb8f8b7db81


Türk sinemasının 1980’lerde 10 yıllık duraklama dönemine girdiğini hatırlatan Altıoklar, şunları söyledi: "1995’te yeniden canlanma başladı. Yılda ortalama 40-50 film çekilmeye başlandı. Bu filmlerin bütçeleri 100 bin ile 3.5-4 milyon dolar arasında değişiyor. Çoğunluk ise 1-1.5 milyon dolar arası. Sinema seyircisi saysı ise yaklaşık 30 milyon. Bu düşük rakam giderek artıyor. 1993’te bu 9 milyondu. Yerli filmlerin pazar payı yüzde 38. Türkiye, dünyada yerli film payının en büyük olduğu üçüncü pazar. Yerli film payı 34 olan Fransa’yı da geçtik."

DÜNYA FİLMİ ÇEKİLMİYOR:

Avrupa sinemasının tıkandığına değinen Altıoklar, Türkiye’nin yerli pazarda ürünlerinin çok güçlü olduğunu ancak dünyada satamadığını belirtti. Altıoklar bunu yerel değerler içeren komedi türünün ağırlıkla çekilmesine bağladı. Altıoklar Prodüksiyon’un ortaklarından Mehmet Altıoklar ise "Türkiye’de komedi kesin iş yapar anlayışı var ama en çok gişe yapan filme bakıyorsunuz; Kurtlar Vadisi Irak. Komedi değil. Ardından en çok izlenen filmler Gora. Babam ve Oğlum" diye konuştu.

Sinema 1985’te 10 yıllık gerileme dönemine girdi

SİNEMANIN çok geç kalmadan Türkiye’ye de geldiğini hatırlatan Mustafa Altıoklar Türk sinema tarihini şöyle özetledi: "Yokluk yıllarında üretim başladı. İlk film bir belgesel olarak 1914’te çekildi. Tu kaka olarak adlandırılan bir sektördü. Her türlü sanatın aşağılandığı bir dönem... Yirminci yüzylın başlarında dramalar çekilmeye başlandı. Sonra bunlar bir araya gelip Yeşilçam’ı yarattılar. 1960’larda sektör zirveye çıktı. Yılda 300 film çekiliyordu. Avrupa’da filmleri izleyen senaristler bunları taklit ettiler. Ya da yerli yabancı romanlar film oldu. 1970’lerde sinema siyasal bir döneme girdi. Bir yandan da şarkıcı filmleri türedi. 1980 darbesi sinemaya da zincir vurdu. Aydınlar sürüldü ya da yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. Aynı dönemde televizyon patladı. Sinema sektörü de televizyonda gösterilemeyecek filmlere kaydı. Seks filmleri furyası başladı. 1985 gibi aydınlar geri dönmeye başladı, bir hesaplaşma dönemi yaşandı. Solcu aydınlar sinema severlerin ilgisini çekmeyen filmler yaptı. Sinema dibe vurdu. Yılda ancak 10 film çekilebiliyordu. Bu gerileme 10 yıl sürdü."

İstanbul Kanatlarımın Altında sinemanın yeni dönemini açtı

MUSTAFA Altıoklar sinema sektörünün 1995’te yeniden bir yükselme dönemine gerdiğini belirterek şöyle konuştu: "Yeşilçam’dan bağımsız yeni bir yönetmen ve yapımcı kuşak geldi. 1995 öncesi kuşak sadece maliyetleri düşük tutmaya çalışıyordu. İstanbul Kanatlarımın Altında filmini burada milat olarak gösteriliyor. Eşkiya, Ağır Roman da bu dönemi açtı. Arada kişisel mastürbasyon niteliğinde fimler de oldu ama istikrar başlamıştı. Bağımsız yönetmen ve yapımcıların katkısıyla sektör hızla iyi bir yere geldi. Yeşilçam’ın esnaf zihniyetinden uzaklaşıldı."

Amerikalı yılda 6 kez, Türkler 2.5 yılda bir sinemaya gidiyor

MEHMET Altıoklar, Amerika’da bir kişinin yılda 6 kez, İspanya’da 3.5 kez, Lüksemburg’da ise 3.2 kez sinemaya gittiğini belirterek, Türkiye’de ise bir kişinin 2.5 yılda bir sinemaya gittiğini söyledi. Altıoklar bunun büyüme potansiyeli olan bir pazara işaret ettiğini de kaydetti.

Yeni kuşak yönetmenler bir an önce birleşmeli

SİNEMA’nın Türkiye’de istatistik rakamları olan bir sektör haline gelmeye başladığını kaydeden Mustafa Altıoklar, "Yavaş yavaş sektör olmaya başlıyor ama burada yeni kuşak bağımsız yönetmenler bir an önce bir araya gelmeli. Sektör bütünlük kazanmalı. Sektörel birlik-beraberlik eksikliği bir an önce ortadan kaldırılmalı" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!