Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2006 00:00
Sözde Ermeni soykırım tasarısı nedeniyle Fransa’ya karşı tepkiler artarken, yabancı sermayenin temsilcileri uyarıyor. YASED Başkanı Şaban Erdikler, "Fransa’ya karşı aksiyonların içinde biz de olacağız. Ancak, galeyena gelip, kendi üretimimizi bombalamayalım" dedi. Türk Fransız Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Eşref Hamamcıoğlu, "Boykot çözümse yapalım ama bu bize de zarar verir" dedi.
FRANSA Parlamentosunda "sözde Ermeni soykırımını inkar etmenin suç sayılmasını öngören yasa teklifinin" 12 Ekim’de kanunlaşması halinde, Türkiye’nin ekonomik olarak da tepki vermesi gerektiğine ilişkin söylemler artarken, işdünyasından sağduyu çağrıları da yapılıyor. Gösterilecek tepkilerin Türkiye’de de zarar vermemesi gerektiği vurgulanıyor. Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Şaban Erdikler, Fransa’nın tutumunun Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası yatırımlar tarafından da hoş karşılanmadığını dile getirirken, yasa teklifine yönelik gösterilecek tepkilerde "makuliyet" sınırının aşılmaması gerektiğine vurguladı. Erdikler, "Türkiye’de çalışan, üretim yapan firmalar, artık Fransız firması olmaktan çıkıp Türk firması haline gelmiştir. Bu firmaların ürettikleri mallara karşı bir boykot uygulanması, Türkiye’de üretilen ve yarı mamul kullanılarak yapılan üretimin bombalanması anlamını taşır" diye konuştu.
KENDİMİZİ VURMAYALIM: Fransa’nın hasmane bir tutum içinde olduğunu, buna karşı sivil toplum ve özel sektör kuruluşlarının her türlü önlemi alması gerektiğini dile getiren Erdikler, şöyle konuştu: "Ama ’Fransız mallarını boykot edelim’ dersek, Türkiye’de üretim yapan firmaları, dolayısıyla bir anlamda kendi kendimizi vurmuş oluruz. Tabii ki kanunun çıkması halinde Türkiye’de, bağımsız ve güçlü bir ülke olarak bu hasmane tutuma karşı birtakım aksiyonlar olacaktır. Bu aksiyonların hepsinde olacağız. Ancak bu aksiyonlar içinde galeyana gelerek kendi kendimize ceza kesme durumuna düşmeyelim."
65 BİN İSTİHDAM VAR: Türk Fransız Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Eşref Hamamcıoğlu, "Keşke boykotla Fransızlar’ı yanlışlarından döndürebilsek ama bu iş siyasi. Bu tür tepkilerin çözüm olmadığını daha önceden de gördük" derken, böyle bir tepkinin Fransa kadar Türkiye’ye de zarar vereceğini savundu. Aynı zamanda Sodexho’nun Genel Müdürü de olan Hamamcıoğlu, "Boykot gibi bir tepki elbette bizim açımızdan hoş değil, ancak bu işten herkes zarar görür. Türkiye’de faaliyet gösteren Fransız şirketlerinde 65 bin kişiye istihdam sağlanıyor, bunları gözadı edemeyiz" derken, boykot yerine çok daha staratejik yöntemler izlenmesi gerektiğini vurguladı.
PAPAZA KIZIP ORUÇ BOZMAYALIM: "Elbette tasarının yasalaşması halinde Fransa’ya tepki vermek gerekiyor ama boykot papaza kızıp oruç bozmak gibi bir şey" diyen Hamamcıoğlu, şunları söyledi: "Bu nedenle madem ki bu konuyu Fransa iç siyaset malzemesi yaptı, bizim bulacağımız çözüm de siyasi olmalı. Mesela Fransa’nın da Cezayir’de soykırım yaptığının inkar edilmesini suç sayan bir yasa teklifinin Meclis gündemine gelmesi çok daha etkin bir tepki."
MESELEYİ UCUZLATMAYALIM: Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan da, vatandaşları da Fransız mallarını sokakta yakmamaları, çiğnememeleri konusunda uyararak, "Sakın ha böyle bir şey meseleyi ucuzlatır, küçültür" dedi.
İşi gücü bıraktık telefon başındayızTASARININ Fransa Meclisi’nde ele alınacağı 12 Ekim tarihi yaklaştıkça, bu konudaki girişimlerini artırdıklarını söyleyen Eşref Hamamcıoğlu, şöyle konuştu: "Oda olarak şu ana kadar 700 mektup gönderdik. Günlerdir işi gücü bıraktım, sürekli telefonda ulaşabileceğim her yerle görüşüyorum. Diğer arkadaşlarımda benim gibi, tanıdığımız ne kadar Fransız milletvekili, işadamı varsa onlara bu işin yanlışlığını anlatmaya çalışıyoruz, Fransız basınına sert demeçler veriyoruz. "
TEPKİLER ARTIYORSağduyulu davransınlar Fransızlarla iş yapmayızMehmet Aslan (Gaziantep Ticaret Odası Başkanı): "Tasarı talihsiz bir karar. Tarih tarihçilere bırakılmalı. Teklifin kabul edilebilirliği ihtimali dahi Türk-Fransız ilişkilerine ciddi darbe vurur. Onaylanması durumunda Fransa ile ticari ilişkileri olan üyemiz firmalara, Fransız firmaları ile iş yapmamaları çağrısı yapacağız. Ayrıca halkımıza Fransız ürünlerini satın almamaları yönünde de bir çağrıda bulunacağız. Bu nedenle Fransız siyaset adamlarını sağduyulu kararlar almaya davet ediyoruz."
Siparişlerimizi iptal etmelerini istedikNejat Koçer (Gaziantep Sanayi Odası Başkanı): "Tasarı büyük bir ayıp. Fransa’dan mal alma ya da satmama gibi her türlü tutumun içinde olabileceği geniş bir boykot önümüzdeki günlerde başlamalı. Oda olarak karşı kurum ve muhataplarımıza, özellikle Paris ticaret ve sanayi odalarına ve Fransız Büyükelçiliği’ne, bir yazı göndererek Fransa ile hammadde ve makine sanayi konusunda ticari ilişkileri bulunan üyelerimizden siparişlerini iptal etmeleri, ticari ilişkileri askıya almaları tavsiyesinde bulunduk."
Fransa’dan dönemezsem hakkınızı helal edinZafer Çağlayan (Ankara Sanayi Odası Başkanı): "Fransa’nın girişimleri kanıma dokunduğu için, 12 Ekim’de bu ülkeye gideceğim ve ’Ermeni soykırımı yoktur’ diyeceğim. Geri dönmezsem hakkınızı helal edin. Türkiye’de Fransızlar’ın başta savunma sanayi, uçak, enerji ve baraj ihaleleri gibi ’iştahını kabartan’ işler bulunuyor. Fransızlara özelleştirme ihaleleri ya da altyapı yatırımlarına giremeyeceklerini net bir şekilde ortaya koymak gerek."
Boykot son seçenek ama kaçınılmaz görünüyorBülent Deniz (Tüketiciler Birliği Genel Başkanı): "Küreselleşen ekonomik düzende ülke mallarına ilişkin boykotu en son seçenek olarak görüyoruz. Ancak gelişmeler, bu seçeneğin kaçınılmaz kılıyor. Yasa teklifinin kabul edilmesi durumunda, her hafta bir Fransız malını boykot edeceğiz, yürürlükten kaldırılana kadar da mal ve hizmetlerin sayısını artırarak devam edeceğiz. Ayrıca sivil/askeri tüm kamu alımlarında Fransa kökenli firmalara ihale yasağı getirilmesini, mevcut ihalelerde yer alanların da işten el çektirilmesini talep ediyoruz."