Fransa’daki sendikalar çok bozuldu, yine de Türkiye’den vazgeçmedi
Güncelleme Tarihi:
Alper YOLDAŞ
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2009 00:00
İsveçli Volvo Grubu’na bağlı Renault Turcks’ın Başkanı Stefano Chmielewski, 2008 Eylül’ünde Karsan’la ortaklık çerçevesinde üretime geçtiklerini belirterek, "Pazar daralınca Fransa’da üretimi yarı yarıya düşürdük. Fransa’daki sendikalardan büyük baskı gördüm. Ancak, yine de Türkiye’de üretimden vazgeçmedik" dedi.
TİCARİ araç ve iş makineleri üreticisi İsveçli Volvo Grubu bünyesindeki Renault Trucks’ın Başkanı Stefano Chmielewski, Temmuz 2007’de Karsan ile yaptıkları ortaklık anlaşması doğrultusunda eylül 2008 itibariyle Türkiye’de üretime geçtiklerini belirterek, "Karsan ile birlikte 25 milyon Euro yatırım yaptık. Küresel kriz ortamının getirdiği bütün zorluklara rağmen üretim yarışında Rusya’yı geride bırakan Türkiye’den vazgeçmedik" dedi. Chmielewski, pazarın daralması nedeniyle Fransa’daki üretimlerini yarı yarıya düşürdüklerine işaret ederek, "Türkiye’deki üretime devam ettiğimiz için Fransa’da sendikalardan çok büyük baskı görüyorum. Ama Türkiye’nin sunduğu fırsatları bildiğim için aldığım karardan dönmüyorum" diye konuştu.
Fransa 10 gün üretiyor
Avrupa ve dünya genelinde yaşadıkları bütün sorunlara rağmen Türkiye’deki üretimin devam ettiğini vurgulayan Chmielewski, şöyle konuştu: "Türkiye’ye güvendiğim için bu kararı kişisel olarak ben aldım. Fransa’daki fabrikalarımızda üretimi azaltırken, planlananın biraz altına çekmiş olsak da, Türkiye’deki üretimi koruduk. Fransa’da ayda sadece 10 gün üretim yapıyoruz. Türkiye’ye yatırım kararından küresel krize girdik diye hiçbir pişmanlık duymuyorum. Çünkü, Türkiye’ye uzun vadeli bakıyorum. Türkiye’deki üretim kalitenin yanı sıra maliyet avantajı getirecek."
Türkiye bir zorunluluk
Türkiye’ye yatırım yapmanın bir zorunluluk olduğunun altını çizen Chmielewski, "Türkiye’nin potansiyelini göz ardı eden herkes büyük bir hata yapar" dedi. Karsan’ın Bursa’daki fabrikasına 25 milyon Euro’luk ortak yatırım yaptıklarını belirten Chmielewski, "Bu yatırımın yüzde 80’i Renault Trucks, yüzde 20’si ise Karsan tarafından gerçekleştirildi. Bir ’kazan-kazan’ durumu söz konusu. Karsan da bizimle beraber risk aldı. Bu nedenle en kötü günler gelse bile Karsan’ı hiçbir zaman yarı yolda bırakmayacağız" diye konuştu.
Yarışta Rusya’yı geçtiniz
Karsan’ın çok kısa sürede üretime geçtiğine dikkat çeken Chmielewski, şunları söyledi: "Çünkü kendi ekibime bu konuda büyük baskı uyguladım. Rusya’da kurmakta olduğumuz fabrikayı da Karsan ile birlikte üretime başlatmak istiyorduk. Ancak, Rusya pazarının bizim beklentilerimizi önümüzdeki birkaç yılda karşılayamayacağı ortaya çıkınca, Karsan yaptığımız işbirliğini hızlandırma ve en kısa sürede üretime geçme talimatı verdim. Dolayısıyla, Karsan ile üretimin Eylül 2008’de başlaması için karara vardık. Türkiye ile Rusya arasında bir yarış söz konusuydu. Bu yarışı Türkiye kazandı."
Krizde iyi habere ihtiyaç vardı
KARSAN Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, "Krizde iyi bir haber vermek hepimizin ihtiyacıydı. İki büyük Fransız firması için üretim yapıyorduk. Karsan olarak AB Volvo bünyesinde olan Renault Trucks’ı da ülkemize getirdik" dedi. Kıraç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Krizde otomotiv sorun yaşayacak gibi görüldü. Fakat Türkiye bunu en kısa zamanda aşacak. Otomotiv üretim tesislerimiz doğru teknoloji ile kuruldu. Renault Türkiyede çok başarılı, kardeşi Renault Trucks da Türkiye’de başarılı olacak. Dünyanın en iyi teknolojilerine sahibiz. Türkiye otomotiv sanayi iyi noktada ve en önce krizi de biz aşarız. Sadece otomotiv yan sanayimize kaybetmememiz gerekir."
Türkiye haklılığımı yüreğiyle kanıtladı
TÜRKİYE’deki potansiyel ve bilgi seviyesinin farkında olduğu için Karsan fabrikasının Rusya’dan çok daha önce devreye gireceğini bildiğini anlatan Stefano Chmielewski, "Türkiye beni yanıltmadı. Bu yetişmiş insan kaynağının kaliteli olmasından kaynaklanıyor. Bu yürekle ilgili bir şey... Pazarın sahip olduğu yüksek potansiyel nedeniyle Türkiye’de uzun süre bir ortak aradık" dedi.
Montaj değil, yerlilik oranı yüzde 50 olacak
KARSAN ile yaptıkları işbirliğinin ana hedefinin bir montaj fabrikası kurmak olmadığını vurgulayan Stefano Chmielewski, şöyle konuştu: "Bazı ülkelerde yaptığımız gibi Fransa’dan getirilen parçaların Türkiye’de birleştirilerek araç üretmeyi planlamadık. Karsan fabrikası montaj hattının ötesinde tam bir üretim tesisi olarak hizmet verecek. Amacımız ’Made in Turkey’ imzalı ürünler üretmek. Bunu gerçekleştirmek için Türkiye’deki otomotiv yan sanayi ve Karsan mühendisliğinin bilgisini kullanacağız. İlk etapta üretimde yerlilik oranını yüzde 50 seviyesine çıkarmayı planlıyoruz. Parçaların önemli bir bölümünü yerel tedarikçilerden sağlayacağız. Bunun bir diğer boyutu da iç pazarın ihtiyaçlarına uygun, Türkiye’ye özgü araçlar üretmektir."
Hedefimiz üretimde 5 bin adede ulaşarak yarısını ihraç etmek
AVRUPA dışındaki tüm ihtiyaçlarını karşılamak için uzun vadede Türkiye’yi mükemmel bir platform olarak gördüklerini söyleyen Stefano Chmielewski, şöyle konuştu: "Türkiye’deki hedefimiz yılda 5 bin adetlik üretime ulaşmak. Bu üretimin yüzde 50’si iç pazara yapacağız. Diğer yarısını ise başta Macaristan, Romanya ve Bulgaristan olmak üzere Doğu Avrupa’nın yanı sıra Ortadoğu, Ukrayna ve hatta Rusya’ya ihraç edeceğiz. Karsan, iki vardiyaya çıkarak bize maksimum 10 bin adetlik üretim kapasitesi sunabilecek. Bu üretim esnekliğinden de çok memnunuz."
20 yıllık Fransa’yı 6 ayda yakaladık
BURSA fabrikasında Premium Uzunyol, Premium Lander ve Kerax modellerinin üretildiğini belirten Stefano Chmielewski, "Karsan’da üretim kalitesi bizi çok şaşırttı. Çünkü geçtiğimiz eylül ayında üretime başladı. Ama Fransa’da 20 yıldır bu araçları üreten fabrikamızla aynı kaliteyi yakaladı. Bu Türk işçisi ve mühendisinin bir başarısıdır" diye konuştu.
Fransa 10 gün üretiyor
Avrupa ve dünya genelinde yaşadıkları bütün sorunlara rağmen Türkiye’deki üretimin devam ettiğini vurgulayan Chmielewski, şöyle konuştu: "Türkiye’ye güvendiğim için bu kararı kişisel olarak ben aldım. Fransa’daki fabrikalarımızda üretimi azaltırken, planlananın biraz altına çekmiş olsak da, Türkiye’deki üretimi koruduk. Fransa’da ayda sadece 10 gün üretim yapıyoruz. Türkiye’ye yatırım kararından küresel krize girdik diye hiçbir pişmanlık duymuyorum. Çünkü, Türkiye’ye uzun vadeli bakıyorum. Türkiye’deki üretim kalitenin yanı sıra maliyet avantajı getirecek."
Türkiye bir zorunluluk
Türkiye’ye yatırım yapmanın bir zorunluluk olduğunun altını çizen Chmielewski, "Türkiye’nin potansiyelini göz ardı eden herkes büyük bir hata yapar" dedi. Karsan’ın Bursa’daki fabrikasına 25 milyon Euro’luk ortak yatırım yaptıklarını belirten Chmielewski, "Bu yatırımın yüzde 80’i Renault Trucks, yüzde 20’si ise Karsan tarafından gerçekleştirildi. Bir ’kazan-kazan’ durumu söz konusu. Karsan da bizimle beraber risk aldı. Bu nedenle en kötü günler gelse bile Karsan’ı hiçbir zaman yarı yolda bırakmayacağız" diye konuştu.
Yarışta Rusya’yı geçtiniz
Karsan’ın çok kısa sürede üretime geçtiğine dikkat çeken Chmielewski, şunları söyledi: "Çünkü kendi ekibime bu konuda büyük baskı uyguladım. Rusya’da kurmakta olduğumuz fabrikayı da Karsan ile birlikte üretime başlatmak istiyorduk. Ancak, Rusya pazarının bizim beklentilerimizi önümüzdeki birkaç yılda karşılayamayacağı ortaya çıkınca, Karsan yaptığımız işbirliğini hızlandırma ve en kısa sürede üretime geçme talimatı verdim. Dolayısıyla, Karsan ile üretimin Eylül 2008’de başlaması için karara vardık. Türkiye ile Rusya arasında bir yarış söz konusuydu. Bu yarışı Türkiye kazandı."
Krizde iyi habere ihtiyaç vardı
KARSAN Yönetim Kurulu Başkanı İnan Kıraç, "Krizde iyi bir haber vermek hepimizin ihtiyacıydı. İki büyük Fransız firması için üretim yapıyorduk. Karsan olarak AB Volvo bünyesinde olan Renault Trucks’ı da ülkemize getirdik" dedi. Kıraç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Krizde otomotiv sorun yaşayacak gibi görüldü. Fakat Türkiye bunu en kısa zamanda aşacak. Otomotiv üretim tesislerimiz doğru teknoloji ile kuruldu. Renault Türkiyede çok başarılı, kardeşi Renault Trucks da Türkiye’de başarılı olacak. Dünyanın en iyi teknolojilerine sahibiz. Türkiye otomotiv sanayi iyi noktada ve en önce krizi de biz aşarız. Sadece otomotiv yan sanayimize kaybetmememiz gerekir."
Türkiye haklılığımı yüreğiyle kanıtladı
TÜRKİYE’deki potansiyel ve bilgi seviyesinin farkında olduğu için Karsan fabrikasının Rusya’dan çok daha önce devreye gireceğini bildiğini anlatan Stefano Chmielewski, "Türkiye beni yanıltmadı. Bu yetişmiş insan kaynağının kaliteli olmasından kaynaklanıyor. Bu yürekle ilgili bir şey... Pazarın sahip olduğu yüksek potansiyel nedeniyle Türkiye’de uzun süre bir ortak aradık" dedi.
Montaj değil, yerlilik oranı yüzde 50 olacak
KARSAN ile yaptıkları işbirliğinin ana hedefinin bir montaj fabrikası kurmak olmadığını vurgulayan Stefano Chmielewski, şöyle konuştu: "Bazı ülkelerde yaptığımız gibi Fransa’dan getirilen parçaların Türkiye’de birleştirilerek araç üretmeyi planlamadık. Karsan fabrikası montaj hattının ötesinde tam bir üretim tesisi olarak hizmet verecek. Amacımız ’Made in Turkey’ imzalı ürünler üretmek. Bunu gerçekleştirmek için Türkiye’deki otomotiv yan sanayi ve Karsan mühendisliğinin bilgisini kullanacağız. İlk etapta üretimde yerlilik oranını yüzde 50 seviyesine çıkarmayı planlıyoruz. Parçaların önemli bir bölümünü yerel tedarikçilerden sağlayacağız. Bunun bir diğer boyutu da iç pazarın ihtiyaçlarına uygun, Türkiye’ye özgü araçlar üretmektir."
Hedefimiz üretimde 5 bin adede ulaşarak yarısını ihraç etmek
AVRUPA dışındaki tüm ihtiyaçlarını karşılamak için uzun vadede Türkiye’yi mükemmel bir platform olarak gördüklerini söyleyen Stefano Chmielewski, şöyle konuştu: "Türkiye’deki hedefimiz yılda 5 bin adetlik üretime ulaşmak. Bu üretimin yüzde 50’si iç pazara yapacağız. Diğer yarısını ise başta Macaristan, Romanya ve Bulgaristan olmak üzere Doğu Avrupa’nın yanı sıra Ortadoğu, Ukrayna ve hatta Rusya’ya ihraç edeceğiz. Karsan, iki vardiyaya çıkarak bize maksimum 10 bin adetlik üretim kapasitesi sunabilecek. Bu üretim esnekliğinden de çok memnunuz."
20 yıllık Fransa’yı 6 ayda yakaladık
BURSA fabrikasında Premium Uzunyol, Premium Lander ve Kerax modellerinin üretildiğini belirten Stefano Chmielewski, "Karsan’da üretim kalitesi bizi çok şaşırttı. Çünkü geçtiğimiz eylül ayında üretime başladı. Ama Fransa’da 20 yıldır bu araçları üreten fabrikamızla aynı kaliteyi yakaladı. Bu Türk işçisi ve mühendisinin bir başarısıdır" diye konuştu.