Ford Transit’i referans yapacak, Toyota, Fiat ve Honda’ya asılacak
Güncelleme Tarihi:
Alman şirketi CRH, Amerika’dan sonra Kocaeli’nde üretilecek Ford Transit’lerin de entegre otomobil koltuk sistemi tedarikçisi olurken, diğer otomobil üreticilerine de göz kırptı. CRH’nin Başkanı olan Robert Houstan, Ford Transit’in referansını Toyota, Fiat, Honda ve Hyundai için de kullanarak büyümek istediklerini söyledi.
ENTEGRE otomobil koltuk sistemleri üretiminde dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olan C. Rob. Hammerstein Grubu-CRH Group, ABD’de Ford Transit için yaptığı üretimin başarısıyla Türkiye pazarına giriş vizesi adı. Almanya’nın Solingen şehrinde 1845 yılında kurulan CRH’nin 4’üncü kuşak Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Robert Houston, Koç’un referansıyla da diğer otomobil şirketlerine tedarikçi olmak istediklerini açıkladı.
Şirketin en büyük yatırımı
Robert Houston, Otomobil koltuklarının öne ve arkala hareket ettiği sistem ile direksiyonun yukarı açağı yönlü hareketini sağlayan sistemi üreten CRH’nin 43 milyon Euro yatırımla Kocaeli’nde bir fabrika kurma kararı aldığını açıklarken, bunun bugüne kadar şirket tarihindeki en büyük yurtdışı yatırım kararı olduğunu söyledi. Houston, “Koç Holding’in Ford Transit üretimine başlayacağı bilgisini ABD’de Ford ile işbirliğimiz sayesinde öğrendik ve tedarikçi olarak ihaleye girip kazandık. Böylece uzun zamandır fırsat kolladığımız Türkiye’ye gelebildik” diye konuştu.
Ford Transit referans olacak
Türkiye’nin bölgesinde önemli bir otomotiv üretim üssü olduğunu söyleyen Houston, Türkiye’ye ilişkin hedeflerini ise şöyle dile getirdi: “Öncelikli hedefimiz burada Ford Transit ile olan işbirliğimizde başarılı olmak. Türkiye’de, Toyota’nın, Fiat’ın, Hyundai’nin ve Honda’nın üretimi söz konusu. Amacımız Ford Transit’teki başarımızı referans göstererek diğer otomobil şirketlerinin de tedarikçisi olmak. Türkiye’de ikinci aşamadaki hedefimiz İngiltere’ye orada üretilen Ford Transit’ler için parça üretip ihraç etmek. Burdan bölge ülkelere ihracat fırsatlarına da bakacağız. Ancak öncelikli pazarımız Türkiye iç pazarı olacak.”
Yatırımlarını artıracak
Bu arada 2011 sonunda açmayı planladıkları fabrikanın Türkiye’ye dönük planlarının birinci fazını oluşturduğunu burada büyüdükçe yatırımlarını da artıracaklarını belirtirken, şunları söyledi: “Krizde yatırımlarımızı ertelemek zorunda kaldık. Türkiye ile aynı anda Çin’de de iki fabrika inşaatına başladık. Zor bir dönemi geride bıraktık, 2010 iyi başladı. Bu yıl 450 milyon Euro ciro bekliyoruz. 2009’da ise 385 milyon Euro ciromuz olmuştu.”
Fazla aşçı çorbayı bozar işi bildiğin için başkanım
ROBERT Houston, bir aile şirketinin 165 yıl devam etmesinin sırrını, ‘çok çalışmak ve hissedar sayısını sınırlı tutmak’ şeklinde özetlerken, “Ben yarı İskoçyalıyım. İskoçya’da bir atasözü vardır çok fazla ahçı çorbayı bozar” diye konuştu. Profesyonelleşmenin önemini de vurgu yapan Houston, bu konuda şunları söyledi:
Aile olarak özel bir formülümüz yok. Bizim şirketimizde gerek görüldüğünde yönetim profesyonellere bırakılmış ve aile üyeleri sadece hissedar olarak kalmayı seçmişler. Geçmişte bunun örnekleri var.
Ailenin ve şirketin işlerinin organize edildiği bir aile anayasamız var. Ben şu anda şirketin başındayım ama bu ben zaten bu işi bildiğim için böyle. 10 yıl Alman otomobil markası Audi için CFO olarak çalıştım.
Biz üç kardeşiz, benim ve erkek kardeşimin 3’er çocuğu var. Kız kardeşimin çocuğu yok. Aile yasalarına göre, benim de, kardeşimin de çocukları aralarından birini seçerek CRH ile yönetimine gönderecekler.
Böylece çok çalışmanın yanında, sınırlı aile bireyi katılımı ile işler profesyonellere bırakılacak. Çünkü bir yerde ne kadar çok hissedar ve aileden gelen yönetici varsa, orada karar vermek o kadar zor olur.
Kısa boylu eşine hareketli sürücü koltuğu yaptı
CRH Başkanı ve CEO’su Robert Houston, büyükbasının büyükbabası tarafından bundan 165 yıl önce bambaşka bir alanda faaliyet göstermek üzere kurulan şirketin, otomotiv sektörüne geçiş öyküsünü şöyle özetledi: “Şirket en başta bavullara menteşe üretiyormuş. Sonra işe şemsiye üretimi de eklenmiş. Tabi o zamanlar otomobiller henüz yok. 1920’li yıllarda şirketin kurucusunun oğlu, büyük büyük babamın torunun bir otomobili varmış. Ancak eşi, bu otomobili kısa boylu oluğu için ayakları gaz ve fren pedalına yetişemediğinden kullanamıyormuş. Ve bir gün şemsiyesini açarken iki çelik aksamın birbiri üzerinde kayması, büyük büyük babamın torununun kafasında bir şimşek çakmasını sağlamış. Böylece önce kendi otomobilinde eşi için uyguladığı bu sistemi 1928 yılında ilk müşterisi olan Mercedes için yapmaya başlamış. 1965 yılından sonra ise şemsiye üretimini tamamen bitirerek, sadece otomotiv endüstrisinde var olmaya başladık. Bugün alanımızda dünyanın üçüncü büyük aile şirketiyiz.”
Krizde yönetim denizaltı ile ilerlemek gibi
KRİZ sürecini denizaltı ile ilerlemeye benzeten Robert Houston şunları söyledi: “Elinizde rotanızı belirlemek için bütün veriler var, bunlara bakarak yönünüzü bulmaya çalışıyorsunuz. Ama hiç birşeyden emin olamıyorsunuz, önünüzü göremiyorsunuz. Son iki yıl, zor bir dönemdi, çok zor. Çünkü çok aniden geldi ve sert bir darbe vurdu. Biz de maliyetlerimizi düşürmek zorunda kaldık, işten çıkarmalar oldu, yatırımlarımızı erteledik. Ama ev ödevimizi iyi yaptık ve sonuçta iyi performans gösterdik. Çünkü diğer rakiplerimizden hızlı davrandık.”
Burada yatırım kolay, Çin’de ise işler çok zor
DÜNYA çapında 9 ülkede fabrikaları bulunduğunu hatırlatan Robert Houston, Türkiye’nin yatırım ortamına ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “Daha önce Almanya dışında, ABD, Meksika Güney Afrika, Macaristan, Çin, Romanya gibi ülkelerde fabrikalar kurduk. Farklı ülkelerde 9 fabrikamız var. Bunların içinde en zoru Çin’e yatırım yapmak. Çin’de hata yapmanız çok kolay. Ancak Türkiye’de işlerimiz çok kolay ilerledi. Bürokrasi konusunda hiç sıkıntı yaşamadık. Aynı anda Çin’de de iki fabrika kurma kararı aldık ve işlemlerde çok zorlandık.”
Teşvikler sayesinde büyük yara almadık
KRİZDE hükümetlerin otomativ sektörüne yönelik aldığı teşvik kararları sayesinde çok büyük hasarlar almadıklarını söyleyen Robert Houston, “Porsche, Ferrari, Masarati gibi üst segmentteki otomobillerin satışı bıçak gibi kesildi. Çünkü insanlar lüks araba almayabilirler, bunu erteleyebilirler. Ancak ihtiyaçtan alınan orta segmentteki otomobil satışları hükümetlerin aldığı tedbirlerle arttı. Bu doğal olarak bizim işimizi de etkiliyor. Bizim ürettiğimiz parça açısından Ford Transit’e yada BMW’a üretmek arasında bir fark yok, Çünkü aynı parçayı kullanıyorlar. Belki bakıldığında farklı görünebilir ama sistem aynı ve biz her otomobil markası ve modeli için üretim yapabiliyoruz.”