Güncelleme Tarihi:
AK Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler, yeni yapılan düzenlemelerle yatırım fonlarının portföy yönetim şirketleri tarafından kurulacağını söyledi. Özellikle düşen faiz ortamında artan ilgi paralelinde şirketlerin konsantrasyonlarının artacağını belirten Keler, bu gelişmeler çerçevesinde sektörün 2015 sonunda 100 milyar TL’ye ulaşacağını, bunun da GSMH’nin yaklaşık yüzde 5’ine denk geldiğini kaydetti.
PERFORMANS KRİTERİ
Alp Keler, yapılacak düzenlemeler ile performansı düşük olan fonların yöneticisinin değiştirilmesinin emeklilik fonları için gündemde olduğunu vurgulayarak, “Burada en önemli faktör, parametrelerin çok iyi tanımlanması gerekliliği. Performans konusu hassas bir konu. Deyim yerindeyse elmayla elmanın karşılaştırılması gerekiyor ki, bu gerçekten kolay bir iş değil. Öncelikle sektörde fonların temel sınıflandırılması konusunda çalışmalar devam ediyor. Ancak henüz tam bir netlik oluşmuş değil. Fonlar birbirinden çok farklı ölçek ve karşılaştırma ölçütlerine sahip olduklarından rakip grupların belirlenmesi konusu çok önemli” dedi.
Alp Keler, bireysel emeklilik fonlarının önümüzdeki dönemde sektörün ana ürünü olmaya devam edeceğine de değinerek, 10 yıllık bir perspektifte sektörde yönetilen varlık büyüklüğünün yaklaşık yüzde 70’lik kısmının bireysel emeklilik yatırım fonlarından oluşacağının tahmin edildiğini söyledi. Keler, sözlerini şöyle sürdürdü:
BES YATIRIMCISINA TAVSİYELER
“Orta vadeli bir bakış açısıyla bireysel emeklilik fonları ortalama brüt getirilerde geçtiğimiz dönemde karşılaştırma ölçütlerinin üzerinde getiri sağladıklarını söyleyebiliriz. Burada fonlar arasında getiri farklılıkları dikkat çekiyor ve yatırımcıların doğru kurumu seçmesi uzun dönemde emeklilik varlıklarının büyüklüğünde önem taşıyor. Yeni regülasyonlar ve artan rekabet de getirilerin artmasına katkıda bulunacak görüşündeyim. Ancak mevcut negatif reel faiz ortamında şahit olduğumuz gibi, konjonktürel olarak bazı varlık sınıfları belirli dönemlerde görece daha düşük performans gösterecektir. Burada bireysel emeklilik yatırımcısının belirleyeceği fon dağılımı da uzun vadede elde edeceği getiride belirleyici faktör olacaktır.”
UZUN VADELİ YATIRIM
Alp Keler, bireysel emeklilik yatırımcılarına tavsiyelerde de bulunarak, yatırımcıların kendileri için ideal risk profilini belirlemeleri, bu doğrultuda farklı varlık sınıflarına belirli ölçülerde yatırım yapılarak potansiyel getirinin artırılmasının hedeflenmesi ve riskin dağıtılması gerektiğini söyledi. Keler, “Ancak bireysel emekliliğin uzun vadeli bir yatırım olması, varlık dağılımının da uzun vadeli bir perspektifle değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu durum hisse senetleri gibi kısa vadede görece riskli kabul edilen ancak uzun vadede yüksek getiri potansiyeli sunan varlık sınıflarının portföylerdeki payının artırılması anlamına gelebilir. Emeklilik fonlarındaki varlık dağılımına baktığımızda hisse senedi oranının toplamda yaklaşık yüzde 17 düzeyinde olduğunu görüyoruz” dedi.
Yatırımcı karşılaşacağı riskleri iyi bilmeli
ALP Keler, mevcut düşük faiz ortamının, yatırımcıları potansiyel getiriyi artırmak amacıyla yatırım ve risk tercihlerini değiştirmeye zorladığını belirterek, şunları söyledi: “Bu durum, kısa vadede daha riskli kabul edilen; hisse senetleri, emtialar, yüksek getirili tahviller gibi varlık sınıflarına doğru bir yönelim yaşanmasına neden oluyor. Ancak özellikle bireysel yatırımcıların bu farklı enstrümanların potansiyel getirilerinin yanında, karşılaşılabilecek muhtemel riskler konusunda bilgi ve farkındalık sahibi olmaları ciddi önem taşıyor. Kısacası, bir ekonomide faizin gerilemekte olması, yatırımcının olması gerekenin üzerinde risk
alması gerektiği anlamına gelmemeli. Düşük faiz ortamı, özel portföy yönetimi hizmetine talebi önemli ölçüde artırdı. Özel portföy yönetimi hizmetinde yönetilen varlık ölçeği anlamında son 5 yılda sağlanan büyüme yüzde 290 oldu.”