Güncelleme Tarihi:
Yatırım fonu, yatırımcıların birikimlerinin yatırım araçlarında değerlendirilmek üzere bir havuz içerisinde toplanması ve profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmesi esasına dayalı faaliyet gösteren bir kurum olarak tanımlanıyor.
Yatırım fonları, halktan topladıkları paralar karşılığı hisse senedi, tahvil, bono gibi finansal araçlardan ve kıymetli madenlerden oluşan portföyleri yönetiyorlar. İyi Gelir Yönetici Ortağı Serra Eren Sarıoğlu ve Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun son dönemim en popüler yatırım araçlarından olan fonlar ile ilgili merak edilenleri hurriyet.com.tr'ye anlattı. İşte merak edilen her şey...
1-Fon yatırımının avantajları nelerdir? Hangi yatırımcı profiline sahip kişilere, fon yatırımını tavsiye edersiniz?
İyi Gelir Yönetici Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu: Fonlar, piyasalar konusunda uzman profesyoneller tarafından yönetilir. Bu da sizin hangi hisseyi alayım, şimdi satmak için doğru zaman mı gibi sorularla sürekli bu işle ilgilenmeniz gerekliliğini ortadan kaldırır.
Fonlar size çeşitlendirme imkanı sağlar. Böylelikle, farklı yatırım araçlarına paranızı yatırarak riski dağıtırsınız. Hisse senetleri, altın, tahvil, eurobond, petrol, yabancı hisseler gibi enstrümanlara yatırım yapma imkanı bulursunuz.
Tahvillerin kupon ödemeleri, hisselerin kar payı ödemeleri ile uğraşmak zorunda kalmazsınız. Bu işleri sizin için fon yöneticisi yapar.
Likidite avantajı vardır. Yabancı hisse senedi ve yabancı borçlanma araçları fonları gibi özellikli fonlar dışında birçok fonda valör 1 gündür. Bunun için fonun izahnamesine bakmanızı öneririm. Bu durum size acil nakde ihtiyacınız olduğunda kolaylık sağlar.
İyi Gelir Yönetici Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu
Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun: Bugün bildiğimiz yatırım fonlarının tarihi 100 yıl kadar geriye gider. Bugün küresel ölçekte portföy yönetim şirketlerinin yönettiği varlıklar 100 trilyon doları aşmışken bunun 65 trilyon dolar gibi önemli bölümü yatırım fonlarından oluşur. Dolayısıyla, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki gelişmiş ülkelerde yatırımcıların çeşitli avantajları nedeniyle çok ilgi gösterdikleri bir yatırım aracıdır fonlar.
Bizde, birden çok faktör nedeniyle yatırım fonları özellikle son iki yılda ciddi şekilde ilgi görmüştür. Bu gelişmede yatırım fonlarının çeşitli avantajlarının rol oynadığını görmekteyiz. Öncelikle şunu söylemekte yarar görüyorum, bütün yatırımcıların küçük olsun büyük ölçekli olsun, çok farklı gereksinim ve stratejilerine uygun bir yatırım fonu bulunabilir.
Yatırım Fonlarının en temel avantajı profesyonel kadro tarafından yönetilerek, rekabetçi bir ortamda getiri arayışlarıdır. Burada, özellikle yeterli donanım ve zamana sahip olmayan tasarruf sahiplerinin, özellikle bilgi ve tecrübe sahibi olmadıkları alanda yatırım yapmayı düşündüklerinde, akıllarına ilk gelen yatırım fonları olmalıdır.
Hem karar verme hem de operasyonel zorluklar nedeniyle profesyonel olmayan yatırımcıların hisse senedi, özel sektör bonosu, Eurobond, yabancı hisse senedi gibi yatırımları kendi kendilerine yapmak istediklerinde birçok engelle karşılaşmaktadırlar. Oysa ki birikimlerini uzman portföy yöneticileri tarafından yönetilen yatırım fonlarında değerlendirerek biraz önce saydığımız sermaye piyasası araçlarının gelirlerinden yararlanma fırsatını yakalayabilirler.
Yatırım Fonları, tüm banka ve yatırım şirketlerinin internet şubelerinden kolaylıkla alınıp satılabilir. TEFAS sayesinde elde edilen bu kolaylık, geniş bir fon ailesi içinden yatırımcıların kendi tercihlerine uygun portföy oluşturmalarını ve risklerini dağıtabilmelerini oldukça kolaylaştırdı.
Bu şekilde küçük birikimleri olan yatırımcılar bile bu fonların avantajlarından yararlanabiliyorlar. Örneğin, tek başlarına ulaşamayacakları, yalnızca nitelikli yatırımcılara satılan Özel Sektör Bonolarını veya Yabancı Borsa yatırım fonlarına bile bu fonlar ile kolayca yatırım yapabilirler.
Kısaca özetlersek, yatırımcıların tüm düşünebildikleri yatırım araçlarına yatırım fonları aracılığıyla ulaşmalarının mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Bunların bir kısmını yukarıda bahsettiğim gibi sağladıkları kolaylıklar nedeniyle tercih edebilecekleri gibi, bir kısmını da yüksek performansları nedeniyle tercih edebilirler.
Bu şekilde yönetilen başarılı yatırım fonlarından yatırımcılar çeşitlendirme prensibini de dikkate alarak yüksek performanslı portföyler oluşturabilirler. Diğer yandan, hisse senetleri, altın, küresel hisse senetleri gibi piyasalarda olumlu beklentileri var ise, bu alanlara yatırım yapan Endeks Fonlardan da bir portföy oluşturmaları mümkündür.
Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun
2- Fon yatırımlarının riskleri nelerdir?
İyi Gelir Yönetici Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu: Tüm yatırım araçlarında olduğu gibi fonlarda da anaparamızı kaybetme riskimiz vardır. Bu riski oluşturan alt riskler:
Piyasa riski: Yatırımcılar için en temel risk faktörünü piyasa riski oluşturur. Piyasaların temel unsurları olan faiz oranı, döviz kurundaki hareketlere bağlı meydana gelen riskleri tanımlamak için kullanılır.
Fon portföyünde faize ya da dövize endeksli varlıkların bulunması, oranlar ve fiyatlara bağlı olarak fonun performansını etkileyen en güçlü faktörler olacaktır. Yani, portföyünüzdeki varlık ya da varlıklar dövize endeksliyse; döviz kurlarının düşmesi halinde fonunuz diğer faktörlerden bağımsız olarak değer kaybetme eğiliminde olacaktır.
Piyasa riskleri arasında ortaklık payı fiyat riski de söz konusudur. Fon portföyüne ortaklık payı da eklenirse payların fiyat hareketleri fon performansınızı etkileyebilir.
Karşı taraf riski: Sözleşme ilişkisi kurduğunuz her duruma karşılaşabileceğiniz karşı taraf riski, yatırım fonlarında da geçerlidir. Yatırım yaptığınız fonu piyasaya süren kuruluşun sorumluluklarını çeşitli gerekçelerle yerine getirmediği ya da getiremediği durumları açıklar. Netice, itibarıyla ödemelerinizde gecikme veya alamama riski mevcuttur.
Likidite riski: Yatırım yapılan fonun portföyündeki varlıkların nakde dönüştürülmesi aşamasında yaşanabilecek aksaklıkları açıklar.
Kaldıraç riski: Portföyünde, türev araçlar başta olmak üzere kaldıraçlı yatırım araçları bulunan ya da çeşitli nedenlerle kaldıraç etkisine maruz kalacak işlemlerin yapıldığı yatırım fonlarında karşılaşılabilecek risk türüdür. Kaldıraçlı işlemler, getiriyi ve götürüyü misliyle artırdığından yatırım yaptığınız fonlarda bu tür varlıkların ya da işlemlerin olup olmadığından mutlaka haberdar olmalısınız.
Operasyonel riskler: Adından da anlaşılacağı üzere fonla ilgili operasyonel süreçlerden kaynaklanan zarar etme riskini ifade eder. Yatırım fonunu çıkaran kurumun teknik altyapı eksikliği, kötü fon yönetim performansı, hatalı veya hileli işlemlerin varlığı operasyonel riskler olarak sayılabilir.
Yoğunlaşma riski: Yatırım fonunda yer alan varlıklardan herhangi birine yoğunlaşılması durumunda ilgili varlığın, fonun performansını düşürme olasılığının artması riskidir.
Korelasyon riski: Yatırım fonunun portföyünde yer alan varlıklar arasındaki korelasyon ilişkisinin olumlu ya da olumsuz yönde fonunu performansını etkilemesinden doğan riskleri açıklar. Korelasyon ilişkisi tüm yatırım araçları için dönemsel olarak söz konusu olabilir.
Yasal riskler: Mevzuatlar ve yasal düzenlemelerde yapılan değişiklikler sonrası fonun getirisinin düşme olasılığını tanımlar.
İhraççı riski: Yatırım fonunun yöneticisi olan şirketten bağımsız olarak, fon portföyünde yer alan varlığı ihraç eden kurum ya da kuruluşlardan kaynaklanabilecek riskleri ifade eder. Örnek olarak; şirket bonoları ya da devlet tahvillerinde şirketlerin veya ülkelerin yaşayabileceği sorunlar…
Yapılandırılmış yatırım araçları riski: Yapılandırılmış yatırım araçlarının fon portföyünde bulunması durumunda yaşanabilecek olağandışı gelişmelere bağlı olarak yaşanabilecek risklerdir.
3-Yatırımcılar, yatırım yapacakları fonu seçerken nelere dikkat etmeli, neye göre fon seçmeli? Bunun yanında fon yatırımları küçük yatırımcılar için uygun mudur?
Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun: Yatırım fonları özellikle küçük birikimleri olan ve para piyasalarını yakından takip edemeyen ya da uzman görüşüne ihtiyaç duyan tüm yatırımcılar için uygundur. Fon seçerken belli konulara dikkat edilmesi gerekir. En önemli faktör yatırımcının risk profilidir; biraz açarsak yatırımcının risk iştahı, piyasalardaki dalgalanmalara dayanıklılığı, yatırım hedefi, yatırım vadesi gibi alt başlıkları bunun içinde sayabiliriz.
Her fon her yatırımcı için uygun olmayabilir. Bir fon alırken sadece TEFAS üzerinden fonun belli dönemdeki getirisine bakıp bunun ‘çekiciliği’ne göre yatırım yapmak doğru olmaz. Tüm fonların Sermaye Piyasası Mevzuatına göre düzenlenmiş izahname ve yatırımcı bilgi formu ve Fon Bültenleri gibi dokümanları vardır. Bunları inceleyerek yatırım fonunun en azından yatırım stratejisi, karşılaştırma ölçütü, risk katsayısı gibi özelliklerini de bilmek lazım.
Bu konularda, uzmanlardan danışmanlık almak da mümkündür. Bu şekilde fon seçimi yapıldığında yatırımcı, beklentilerine uygun bir portföye sahip olacağı için hem belli bir süre sonra hayal kırıklığına uğramaz, hem de yatırım fonlarından azami yarar sağlamış olur.
Buraya kadar sözünü ettiklerim tüm yatırımcılara uygun olan ve TEFAS sisteminden ulaşılabilecek yatırım fonları içindi. Ancak, bunların dışında nitelikli yatırımcı diye adlandırılan belli finansal varlığın üzerindeki yatırımcılar için de son yıllarda seçenekler oldukça çoğalmıştır.
Özellikle, çok farklı stratejiler izleyen ve diğer fonların uymak zorunda olan sınırlamalara tabi olmayan ‘serbest fonlar’ yatırımcılar arasında çok ilgi görmüş ve kişiye özel ve gruplara özel uygulamaları ile hızla gelişmiştir.
Bunun yanı sıra yine nitelikli yatırımcılara yönelik Girişim Sermayesi Yatırım Fonları ve Gayrimenkul yatırım Fonları da, klasik fon yaklaşımından farklılaşarak hem bir yatırım aracı hem de önemli projeleri fonlamaya yarayan yatırım araçları olarak ekonominin finansmanı ve büyümesinde önemli rol oynar duruma gelmişlerdir.
İyi Gelir Yönetici Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu: Fon alım/satımında bankalar veya aracı kurumlar arasında herhangi bir fark yoktur. Dolayısıyla yatırım hesabınızın olduğu herhangi bir finansal kurumdan fon alım/satımı yapabilirsiniz.
Fon alım satımında bir valör tarihi bulunur. Bazı fonlarda bu süre 1 gün iken bazılarında 3-4 güne kadar uzayabilir. Örneğin yabancı hisse ve yabancı borçlanma araçlarında paranın hesabınıza geçmesi 4 günü bulabilir. Para piyasası fonlarında ise bu süre aynı gündür.
Fona yatırım yapmadan önce getiri beklentinizi ve risk iştahınızı iyi tespit etmeniz gerekir. Paranızı ne kadar bir süreliğine ve nasıl bir amaçla yatırıma yönlendirdiğiniz, getiri beklentinizde önemli bir etken. İkincisi ne kadar risk almak istediğiniz. Birikiminizin olumsuz senaryoların gerçekleşmesi durumunda değer kaybetmesini göze alabiliyor musunuz? Bunu iyi analiz etmelisiniz. Sonrasında kendi risk algınıza uygun risk skalasında yer alan yatırım fonlarını alabilirsiniz. Fonların risk değerleri 1 ila 7 arasında değişir. 1 düşük risk, 7 yüksek risktir.
Fona yatırım yapmadan önce, muhakkak kap.org.tr’deki Yatırım Fonları sekmesinden almayı düşündüğünüz fona ait bilgilere bakmalısınız. Bu sayfalarda fonun yatırım stratejisinden tutun da, yönetim ücretine, risk değerine, portföy yöneticisine kadar birçok ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Ayrıca, fonların geçmiş dönem getirilerini görmek ve diğer fonlarla karşılaştırmak için TEFAS’ı incelemelisiniz. Burada fonların performansları şeffaf bir şekilde açıklanmaktadır. Ancak burada çok önemli bir nokta şudur: Performans kıyaslaması aynı kategori içinde yer alan fonlar arasında yapılmalı. Bir tahvil fonunu hisse fonu ile kıyaslamak yanıltıcıdır. Doğrusu, hisse fonunu hisse fonlarıyla, tahvil fonlarını tahvil fonlarıyla karşılaştırmaktır.
Yatırım fonları, özellikle küçük birikim sahipleri için en uygun yatırım araçlarındandır. Küçük yatırımcılar, finansal kuruluşlardan birikimleri düşük düzeyde olduğu için yatırım danışmanlığı ve portföy yönetimi hizmeti alamazlar. Oysa, fonlara yatırım yaparak birikimlerinin profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmesini sağlamış olur. Üstelik fonlarda çok sayıda yatırımcı olduğu için ödenen yönetim ücretleri de maliyet avantajı sağlamaktadır.
3.Son dönemde artış gösteren tematik fonlardan kısaca bahseder misiniz?
İyi Gelir Yönetici Ortağı Prof. Dr. Serra Eren Sarıoğlu: Son 1 yıldır ülkemizde çok sayıda tematik fon ihraç edildi. Yenilenebilir enerji, yabancı ve Türk teknoloji şirketleri, blockchain teknolojisi şirketleri, dijital oyun sektörü, siber güvenlik, yarı iletken teknolojileri, sağlık, turizm ve seyahat, elektrikli araçlar gibi temalarda 20’ye yakın fon işlem görmekte.
Gelişmiş ülke piyasalarında da son yıllarda sayıları artan tematik fonların Türk sermaye piyasalarına çeşitlilik getirdiğini söyleyebiliriz.
Inveo Portföy Genel Müdürü Halim Çun: Tematik fonlar son birkaç yıldır gerek küresel alanda gerek yurt içinde oldukça popüler oldu. Geleneksel yaklaşımdaki sektör bazlı yatırımlardan ya da faktör bazlı yatırımlardan ‘tematik’ yatırımlara dönüş, yeni bir trend oluştururken, burada en popüler olanlar teknoloji ve alt sınıfları olarak karşımıza çıkmakta.
Bunun yanı sıra, ESG, düşük karbon ve temiz çevre gibi çok farklı temalar da ortaya çıkmakta. Tematik fonlar, fon yöneticileri için bir anlamda ‘girişim sermayesi’ niteliği taşırken, yatırımcılar tarafından farklı görülebiliyor.
Zira bu yılın en popüler “tema”ları veya mega trendleri, her zaman gelecek yılın en yüksek performanslı fonlarına dönüşmeyebilir veya uzun vadeli bir sabır gerektirebilir. Bu nedenle yatırımcıların da tematik fonlara yatırım yaparken, tek bir fondan ziyade portföylerini farklı “temalarla” çeşitlendirmelerini öneririm.
Zira, buralarda farklı makro koşullar veya regülasyonlar belli bir tema üzerinde negatif etki yapma riski ortaya çıkabileceği de unutulmamalı. Böyle durumlarda yatırımcılar, beklentilerine uygun sonuçlar alamayabilirler. Her koşulda, tematik fonlara yatırım yapanlar, hisse senedi yatırımı olmasının yanı sıra belli temaların gelecek perspektiflerine bağlı olarak uzun vadeli yatırım yaptıklarını da unutmamaları lazım.