A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2006 11:24
Afrika'nın göbeğinde 21 yıl iç savaş yaşayan, bu nedenle ambargoların uygulandığı Sudan, Türk havayolu şirketi Fly Air ile dünyaya kapılarını açıyor. 1996'da 36 saat süren Türkiye-Sudan ulaşımı doğrudan uçuşla 3 saat 45 dakikaya indi.
Matematik öğretmeni iken 5 yıl sürdürdüğü bu mesleğini bırakıp 1988 yılında tur organizasyonlarıyla başlattığı havayolu taşımacılığını uçak filosuyla sürdüren Trabzonlu Mehmet Hasançelebi, yaptığı açıklamada, Sudan'ın havayolu taşımacılığıyla tanışmasının bu ülkenin kaderini değiştirdiğini söyledi.
Hasançelebi, 1999 yılına kadar Türkiye ile Sudan arasındaki yolculuğun Kahire ve Dubai aktarmalı olarak toplam 36 saatte tamamlandığını, bugün ise bu ülkeye doğrudan uçak seferleri yaptıklarını belirterek, “Bugün 3 saat 45 dakikada bu ülkeye ulaşabiliyoruz. Bunun yanında havayolu ulaşımının sağlanması Türk ve diğer ülke yatırımcılarının da bu ülkeye ilgi duymasını sağladı” dedi.
Sudan'a giden ilk havayolu şirketi olduklarını, 6 yıl önce bu ülkeye gittiklerinde havayolu ulaşımının, teknolojisi eskimiş 1-2 uçakla yapıldığını anlatan Hasançelebi, şunları söyledi: “Sudan hava yollarının, ilk etapta halkını hacca götürmek için uçağa ihtiyacı vardı. Bu ihtiyacı 3 uçak tahsis ederek karşıladık. Biz uçağı ve personeli temin ediyor, Sudan Hava Yolları ise bilet satışlarını yapıyordu. Onlar yüzde 30 kazanıyor, biz ise yüzde 2-3'lük karla yetinmeye çalışıyorduk.
Hepsinden önemlisi ABD'nin bu ülkeye ambargosu vardı. Biz tüm riski göze alarak uçakları temin ettik. Üstelik, o yıllarda eskimiş uçaklar nedeniyle sık sık uçakların düştüğüne tanık oluyorduk. O dönemde Sudanlı yetkililer, ambargo nedeniyle uçaklara yedek parça alamadıkları için düştüğünü açıklıyordu. O dönemde, Sudan'ın petrolü ve
altın madenleri de keşfedilmemişti. İç savaşın içindeydiler. Sudan'ın başkenti Hartum'da uçak personelinin kalacağı sağlıklı bir otel de yoktu. Hilton Oteli bugünkü halinde değildi, bu nedenle hostesler burada kalmak istemiyorlardı. Otele, benim de yakından tanıdığım Hollandalı bir müdür atandıktan sonra otelin çehresi değişti.”
HAVAYOLU HİZMETİNİ ÖĞRETTİLER
Hasançelebi, uçakları sayesinde artık Sudan'ın kapılarını dünyaya açtığını ifade ederek, “Biz havayolu hizmeti vermekle kalmayıp, Sudan havayolları çalışanlarını da eğitiyorduk. 2000 ile 2002 yılları arasında bu ülkede yıllık 15 milyon dolarlık ciro yaptık. Buna rağmen, alacağımız 3.3 milyon doları tahsil edemedik” dedi.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in, 2003'de bu ülkeye ziyaretinde Sudan hükümetinden alacağına aracı olduğunu anımsatan Hasançelebi, ”Yaklaşık 2 milyon dolarını ödediler. Kalan 1.5 milyon dolarlık alacağımızı ise bu yıldan itibaren tahsil edemedik. Bu yüzden, bu ülkeye artık uçak vermiyorduk” diye konuştu.
BAKAN TÜZMEN'İN ARACILIĞI SONUÇ VERDİ Hasançelebi, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in, 13-16 Mart 2006 tarihleri arasında Sudan'a yaptığı ikinci ziyaretinde Maliye Bakanı ile görüşüp alacağın ödenmesini istediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu görüşme olumlu sonuç verdi. Türkiye'ye döndükten sonra beni telefonla arayan Maliye Bakanlığı yetkilileri, borcun takside bağlanması, bunun için Nisan ayında Türkiye'ye gelmek istediklerini bildirdiler. Bu görüşmede hem ödeme takvimi çıkaracağız hem de Sudan Hava Yolları ile havayolu hizmeti konusunda yeni bir anlaşma yapacağız.”
Hasançelebi, hiçbir havayolu şirketinin gitmeyi aklının ucundan bile geçirmediği bir dönemde girdikleri Sudan'a, Nisan ayından itibaren Türk Hava Yolları'nın da kendileriyle aynı gün ve saatte haftada bir gün uçak seferi başlatacağını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “2003 yılında alacağımızı tahsil edemeyince zor durumda kalmıştık. 2004'ün Aralık ayında Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım, her şeye rağmen İstanbul-Hartum arasında haftada bir kez uçak seferleri yapmamızı istedi. İlk 6 ayda çok büyük paralar kaybettik, buna rağmen hizmeti durdurmadık. Çünkü, hem Ulaştırma Bakanlığımız hem de Sudan hükümeti yetkilileri, bir başka havayolu şirketinin bu ülkeye girmeyeceği sözünü vermişlerdi.”