Güncelleme Tarihi:
FINDIĞIN Türkiye için olmazsa olmaz bir tarım ürünü olduğuna vurgu yapan Karan, “Fındık üreticisi kendi çaba ve gayretleriyle ürününe sahip çıkarak üretmeye devam ediyor. Üretici her yıl iyi kötü bahçesine bakarak ilacını, gübresini atıyor. Ancak üreticinin bu mücadele ve çabası artık yeterli gelmiyor. Son yıllarda külleme hastalığı başta olmak üzere değişik zararlılarla üretici baş edemez hale geldi. Üstüne üstün büyük oranda fındık bahçeleri artık ekonomik ömrünü doldurmuş durumda. Fındık bahçeleri yaşlandı. İşte bahsettiğimiz bu unsurlar rekolte ve verime yansımakta. O nedenle diyoruz ki; artık her sezon fiyat tartışmasını bir yere bırakarak fındığın geleceğini ve sektörde oluşan tekeli konuşarak, çözüm üretmeliyiz. Fındık üretiminde yaşanan sorunlara ve tekelle üreticinin yapacak hiçbir şeyi yok" dedi.
Ülkeye yıllık ortalama 2.5 milyon dolar döviz girdisi sağlayan fındıkta bir kurumsal yapı oluşturulması gerektiğinin ifade eden Karan şunları kaydetti:
“Bu yapı 2002 yılına kadar yanlışı ve doğrusuyla FİSKOBİRLİK tarafından sağlanıyordu. En azından fındık sektöründe herkes bir kurumsal yapı olduğunu biliyor ve ona göre davranıyordu. Şu anda öyle bir yapı yok. Aslında sektörde tekel oluşmasının bir sebebi de kurumsal bir yapının olmamasından kaynaklanmakta. Çayda nasıl ÇAYKUR gibi bir kurumsal bir yapı varsa, fındıkta da olmalıdır. Bu yeniden FİSKOBİRLİK olabilir yada Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kurulacak olan bir genel müdürlük olabilir. Öyle yada böyle olmalıdır. TMO üzerinden fındıkta ne fiyat sorunu çözülür nede diğer sorunlar.”
“TMO BU SAATTEN SONRA OLSA DA OLUR OLMASA DA OLUR”
Karan, rekolte kaybına bağlı olarak fındık fiyatının serbest piyasada 14 liraya kadar çıktığını belirterek, “bu saatten sonra Toprak Mahsulleri Ofisi piyasada olsa da olur, olmasa da olur. Çok bir önemi yok. Fındık zaten az. Fiyat zaten otomatikman yükseliyor” ifadelerini kullandı.