Güncelleme Tarihi:
Ayaydın, “Eylül 2012’den beri ekonomik faaliyetin yeniden canlanması yönünde genişleyici bir para ve kredi politikası uygulanıyor. Bankaların ve reel sektörün dışardan borçlanarak içerde tüketimi canlandıracak bir yaklaşım sergileniyor. İçerdeki büyüme dışardan gelen ve sürdürebilir olmayan kaynaklarla finanse ediliyor” dedi. Ayaydın, hükümetin acil önlem alması gerektiğini savundu.
KIRILGAN YAPIDAYIZ
Türkiye ye gelen dış kaynağın çok önemli bir bölümünün tahvil, bono, hisse senedi veya para piyasalarına geldiğini vurgulayan Aydın Ayaydın, “Bu süreçte düşük faiz, düşük kurla ekonomide bir canlılık hissediliyor. Ne var ki, geçen yıllara göre daha düşük bir büyüme hızına rağmen, daha yüksek bir cari açık veriyoruz. Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülkelere göre kırılgan yapan da bu” dedi. Ayaydın; mayıstan itibaren gelişen ülkelerden ve Türkiye’den sermaye çıkışı başlayınca bu politikaların ne kadar kırılgan olduğunu herkesin anladığını söyledi. Türkiye’nin acilen ucuz ithalatı önleyecek uzun vadeli sermaye girişini özendirecek önlemler uygulamaya koyması gerektiğinin altını çizen Ayaydın, Türkiye’nin küresel kriz sürecinde en çok övündüğü ‘sağlıklı çalışan bankacılık kesimi’ ve ‘sağlıklı kamu kesimi dengesi’nin de bozulabileceği uyarısında bulundu. Ayaydın, “60 milyar dolara yaklaşan cari açığın finansmanında ciddi güçlükler yaratacaktır” diye konuştu.
İTHALAT AÇIKLANSIN
Ayaydın, “Her ay ihracat rakamlarını açıklayarak böbürlenen hükümetin, biraz da ithalat rakamları ile övüneceği günü görsek bizler de umudumuzu sürdürürüz” dedi. Ekonomi yönetimde hem koordinasyon eksikliği olduğunu da ileri süren Ayaydın, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yı acemilikle suçladı. Ayaydın, “Sözde özerk olan bir Merkez Bankası Başkanı ‘döviz kuru yıl sonunda 1.92 olur’ diye demeç veriyor. Peki olmazsa o koltukta nasıl oturacaksın” diye sordu.