Finans Finansal Kiralama'nın çağrı fiyatına dava
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2007 14:23
Finansbank'ın yüzde 46'lık hissesinin Yunanistan Ulusal Bankası NBG'ye satılmasının ardından bankanın hakim ortağı olduğu Finans Finansal Kiralama A.Ş hisselerinin çağrı fiyatını 3.97 YTL olarak belirleyen SPK kararının, fiyat yönünden iptali istemiyle 3 fon yönetimi tarafından dava açıldı.
Grifin International Umbrella Fund, East Capital Asset Management AB ve Charlamagne Capital IOM fon yönetimlerinin avukatı Ahmet Çörtoğlu tarafından Ankara idare mahkemelerinde açılan davaların dilekçesinde, Finansbank AŞ'nin yüzde 46'lık hissesi ve kurucu hisselerinin tamamının 18 Ağustos 2006 tarihinde NBG'ye devredildiği anımsatıldı.
Hisse devrinin ardından, Finansbank'ın en büyük ortağı olduğu Finans Finansal Kiralama A.Ş'de de hakim ortağın NBG olduğu anlatılan dava dilekçelerinde, Sermaye Piyasası mevzuatı uyarınca küçük ortaklara ve azınlığa çağrıda bulunma zorunluluğu doğduğu kaydedildi.
Dava dilekçelerinde, Finans Finansal Kiralama A.Ş'nin çağrı fiyatının 1 YTL nominal değerli beher pay başına 3.97 YTL olarak belirlendiği anımsatılarak, SPK'nın belirlediği bu fiyatın, objektif olmadığı ve daha yüksek olması gerektiği savunuldu.
Dilekçelerde, Sermaye Piyasası mevzuatının, “küçük pay sahiplerinin korunması, diğer payları satın alma yükümlülüğü ve azınlıktaki ortakların da kontrolü ele geçiren kişi veya gruplara paylarını satma hakkı” ile ilgili düzenlemelerine aykırı davranıldığı ileri sürüldü.
Hisse devrinin ardından, Finansbank'ın en büyük ortağı olduğu Finans Finansal Kiralama A.Ş'de de hakim ortağın NBG olduğu anlatılan dava dilekçelerinde, Sermaye Piyasası mevzuatı uyarınca küçük ortaklara ve azınlığa çağrıda bulunma zorunluluğu doğduğu kaydedildi.
Dava dilekçelerinde, Finans Finansal Kiralama A.Ş'nin çağrı fiyatının 1 YTL nominal değerli beher pay başına 3.97 YTL olarak belirlendiği anımsatılarak, SPK'nın belirlediği bu fiyatın, objektif olmadığı ve daha yüksek olması gerektiği savunuldu.
Dilekçelerde, Sermaye Piyasası mevzuatının, “küçük pay sahiplerinin korunması, diğer payları satın alma yükümlülüğü ve azınlıktaki ortakların da kontrolü ele geçiren kişi veya gruplara paylarını satma hakkı” ile ilgili düzenlemelerine aykırı davranıldığı ileri sürüldü.