Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin üçüncü çeyrekte de hız kesmeyip yüzde 8.2 büyümesi ile ilgili tartışmalar yurtdışında da sürüyor. İngiliz Financial Times (FT) gazetesi büyüme rakamlarının açıklanmasının ardından Wall Street Journal (WSJ) gazetesi ile aynı günde Türkiye’nin büyümesi ile ilgili yayımladığı haberin ardından dün yine sayfalarında Türkiye ekonomisinin performansına yer verdi. Gazete, analiz haberinde, “Türkiye belki bir Asya kaplanı değil bir Anadolu kedisi olabilir ama ekonomisi kesinlikle ısırıyor” ifadesini kullandı. Gazete, ‘Kaplan değil, kedi ama ekonomisi ısırıyor’ başlığı ile verdiği haberde, “Türkiye’ye ilişkin büyük resme baktığınızda, Türkiye’nin ekonomik ilerlemesi, ne destekçilerinin iddia ettiği gibi etkileyici, ne de eleştirenlerin söylediği gibi tehlikeli bir durumda” denildi.
AB ilgisiz
İstanbul ve Ankara’da biraz zaman geçirildiğinde ekonominin hızlı büyümesine gönderme yapılan pek çok konuşma ve etkinlikle karşılaşıldığının belirtildiği haberde şu ifadeler kullanıldı: “Sıkıntılı bir süreç içinde yüksek kamu borcu ve durgunlukla mücadele eden Avrupa Birliği’nin (AB) Ankara’nın bu başarısını kabul etmek konusuna pek ilgi göstermiyor. Birlik aynı ilgisizliği Türkiye’nin Arap dünyasındaki değişim sürecinde de de artan etsisine gösteriyor. Ancak dışarıdaki yatırımcı ve analistlerin dikkat çekitği başka bir Türkiye daha var. O da aşırı ısınan ve sert düşüş riski taşıyan bir Türkiye ekonomisi. Geçen hafta açıklanan yüzde 8.2’lik büyümeden sonra aşırı ısınma olduğu yönünde düşünenlerin endişeleri arttı.”
IMF raporuna gönderme
Financial Times, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Türkiye ile ilgili geçen hafta yayımladığı rapora da gönderme yaptığı haberinde şunları dile getirdi: “IMF raporunda Türkiye’nin hedefleri aşan enflasyonu yüzde 10’a yaklaştığı yönünde uyararak, bu durumun ülkenin rekabet gücünü azalttığına, para politikasının da istikrarsız, şeffaf olmayan ve başarısız bir durumda gözekmesine neden olduğu yönünde uyardı. Özel sektör temsilcileri ise, Merill Liynch ve Goldman Sachs’ın raporlarında işaret ettiği gibi Türkiye’nin cari açığı devasa boyutlarda. Bri görüşe göre milli gelirin yüzde 10’una yaklaşan cari açığın sadece yüzde 15’i ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye ile finanse ediliyor.”
Faiz artırmada isteksiz
Türk yetkililerle dışarıdan değerlendirme yapanların büyüme ve faiz oranları konusunda farklı bir yaklaşım içinde olduklarının belirtildiği haberde şöyle denildi: “Türkiye’de Merkez Bankası gösterge faizini artırmada isteksiz. Ancak banka ticari bankaları için daha yüksek maliyetten borçlanma gerçekleştirdi. Bankanın bu tutumu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun vadede ‘sıfır faiz’ politikasının bir parçası olabilir. Hükümet yüzde 2 büyüme öngören IMF’nin bu beklentisinin yanlış çıkacağı görüşünde. IMF ve birçok uluslararası ticari banka Türkiye’nin faiz artırması gerektiğini düşünüyor. Faiz artırımı konusunda geç kalınması halinde, ekonominin yavaşlamasının sert bir düşüşle olabileceği yönünde uyarıda bulunuyorlar. Böylesi bir durum ise, bölgede etkinliği artan Türkiye’nin başarı öyküsüne zarar verebilir.”
WSJ, ‘Avrasya kaplanı’ benzetmesi yapmıştı
ABD’nin önemli ekonomi ağırlıklı yayınlarından Wall Street Journal (WSJ) gazetesi Türkiye’nin üçüncü çeyrek rakamlarının açıklanmasının ardından yayımladığı haberde, “Türkiye ekonomisi büyümeye devam ederek, bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 8.2’lik büyüme performansı ile ‘Avrasya’nın yükselen kaplanı olarak itibarına vurgu yapıyor, Avrasya’nın kaplanı’ olduğunu bir kez daha gösterdi” yorumunu yapmıştı.
Türkiye hiç büyümese bile Avrupa’yı özendirir
FINANCIAL Times’taki haber-analizde şu değerlendirmeler yer aldı: “Bir bankacının söylediği gibi Türk yetkililer birçok yanlış yapsa ve önümüzdeki yıl ekonomisi sıfır oranında büyüse yani hiç büyümese bile, bu durum yine de bu yılla birlikte ele alındığında yüzde 4 ortalamaya denk gelir ki bu hale daha Avrupa’yı özendirecek bir ortalama. Bazı Türkler, ekonomik dalgalanmalara ve krizlere alışkın olduklarını ve
bu durumları iyi yönetebildiklerini söylüyorlar. Ancak Türkiye’de hiç kimse, 200-2002 yılları arasındaki krizin 2008-2009 yıllarındaki krizle karşılaştırmıyor bile.”
En büyük gücü nüfusu
TÜRKİYE’nin artan genç nüfusunun ülkenin en güçlü özelliği olduğunu kaydeden Financial Times, haberinde şunları dile getirdi: “Türkiye’nin orta ve uzun vadedeki en büyük avantajı bu genç nüfusun tüketim eğilimi. Orta ve uzun vadedeki en büyük dezavantajı ise, düşük tasarruf oranları. Bu durum düşük yatırım ve dış kaynaklı fonlamaya bağımlılık demek. Ancak bu paranın iki yüzü gibi. Çünkü küçük çocukları olan aileler için birikim yapmak zor. Bütün bunlara rağmen Türkiye’de kişi başı gelir son 10 yılda 3 kat arttı.”