Fakire de zengine de telefon satacak

Türkiye’nin klasik sokak lambalarını led ampuller ile değiştirmeye talip olan Vestel, 6 milyon lambanın değişmesi halinde, faturanın yüzde 80 düşeceğini iddia ediyor.

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı IFA’nın 2014 basın tanıtımı için gittiği Antalya’da, 140 ülkeden 400 gazeteciye yaptığı sunumla en çok ilgi gören isim oldu. Sunumu sonrasında özellikle Kore ve Japon gazeteciler kendisiyle görüşmek için sıraya girerken Erdoğan, yeni ürünlerden ihracata, kredi kartı sınırlamasından cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle cirosunun yüzde 80’ini ihracattan elde eden bir şirket olarak, 2014’ü nasıl görüyorsunuz, ilk çeyrek sonuçları sizi memnun etti mi?

TURAN ERDOĞAN: 22 milyon adet üretme kapasitesine sahip fabrikamızda 16 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. 2013’te 5 milyar dolarlık ciromuzun, 1 milyar dolarını iç, 4 milyar dolarını da dış satışlardan elde ettik. Bu yıl ihracat haritamıza Butan, Brunei, Myanmar, Mikronezya ve Zimbabve olmak üzere 5 yeni ülke ekledik ve ihracat yaptığımız ülke sayısını 145’e çıkardık. Avrupa’da Euro krizi yaşanıyordu artık onun yavaş yavaş rahatladığını görüyoruz. Tüketici güven endekslerinde bir iyileşme başladı. Zaten biz bunu birinci çeyrek satışlarımızdan da görebiliyoruz. İlk üç ayda Avrupa’ya satışlarda geçen yıla göre yüzde 10’luk artış yakaladık. Dolayısıyla Avrupa’da toparlanma dönemine girildiğini söyleyebiliriz.

Gelişmekte olan ülkelerde ciddi potansiyelin devam ettiğine inanıyoruz, zaman zaman duraklamalar olsa da esas büyüme yine Asya, Güney Amerika gibi gelişmekte olan ülkelerde oluyor. İhracatçılarımızın yine Brezilya, Arjantin ve Asya ülkelerine yönelik ciddi çabaları olmalı. Biz Çin’e bile beyaz eşya sattık. Endonezya, Filipinler, Malezya mutlaka gitmemiz gereken yerler. Artık bütün dünyayı tek bir Pazar gibi düşünmeli ve her an her yerde birkaç elemanınız dolaşıyor olmalı.

Afrika için durum nedir?
ERDOĞAN: İlk üç ayda Afrika pazarında da biz ortalama yüzde 10 büyümeye ulaştık. Ama artık Afrika’nın klasik Kuzey’inden Güney’ine doğru iniyoruz. Orta Afrika ülkelerine de ürünlerimiz gitmeye başladı. Ancak buralarda finansal sıkıntılar var dikkatli olmak lazım. Finansal ve banka işlemleri açısından buralar henüz gelişmiş değil. Daha farklı teminatlar ve daha düzgün ilişkilerle çalışmakta fayda var. Bu bölgede fiyat ve karlılıktan ziyade; ödeme ve garantileri ön plana koymak lazım.

KREDİ KARTINA TAKSİT SINIRLAMASI BİZİM İÇİN AVANTAJ

Hükümetin cari açığı azaltmak için ortaya koyduğu iç tüketime fren politikası, kredi kartına taksit sınırlaması, hem beyaz eşya hem de cep telefonu satışlarını nasıl etkiledi?

ERDOĞAN: Türkiye’de elektronikte satışların yarısı marketlerde, yarısı bayilerden yapılıyor. Oysa beyaz eşyayı hala bayiden alma alışkanlığı devam ediyor. Hala beyaz eşyanın yüzde 90’ı bayilerden ve büyük bölümü de senetle satılıyor. Biz de Vestel olarak 1200 münhasır bayisi olan bir şirketiz. Kredi kartı sınırlaması bizim gibi bayi teşkilatı olanların işine geliyor. Olay senete dönerse bayilerimizin birikimi var. Açık söylemek gerekirse bayi teşkilatı olanlar için sorun değil sınırlama, aksine avantaj sağlıyor. Ama biz televizyonda çok büyük atılım yaptık. Son 3 aydır Türkiye’de yeniden pazar birinciliğini aldık.

Ancak cep telefonu satışları, taksit sınırlamasıyla birlikte yavaşlamış bulunuyor.

HER KESEYE UYGUN 1 MİLYON TELEFON

Cep telefonu demişken, Vestel cep telefonu piyasasına kendi markasıyla gireceğini duyurdu ama biraz geciktiniz sanırım?
ERDOĞAN: Cep telefonu, bizim sektörün, hem tüketici elektroniğinin hem de perakende sektörünün en önemli ürünü. Bizim ürünümüz yaz aylarına kaldı. Aslında telefonlar hazır ama saha testleri devam ediyor. Gerçek anlamda ilk yerli cep telefonu olacak. Dizaynı, üretimi, ar-ge’siyle yüzde 100 yerli. 3.5, 4.5 ve 5.5 inç olmak üzere üç kategoride çıkaracağız, ince eleyip sık dokuyoruz. Yüzde yüz emin olduğumuz bir zamanda lansmanı yapacağız. Herkesin beğenisinden emin olduğumuz, alt, orta ve üst gelir grubuna yani her keseye uygun akıllı telefon ürettik. Vestel’de herkes gelirine uygun bir telefon bulacak.

Yıllık satış hedefiniz ne olacak?
ERDOĞAN: Biz yaptığımız işi milyondan aşağı yapmayız. Burada da ilk senede bir milyon; sonrakınde iki milyon gibi milyonlu sayılara çok rahat ulaşacağımızı tahmin ediyorum. Türkiye’de yılda ortalama 10 milyon cep telefonu satılıyor; TV satışı ise 3.5 milyon; yani televizyonun üç katı büyüklüğünde bir satış hacmi var telefonun. Dolayısıyla cep telefonu Vestel’in ana ürünü olacak. Sadece yurtiçine değil yurtdışına da satacağız.

Vestel’in gelecek planları arasında neler öne çıkacak?
ERDOĞAN: Bizim önceliğimiz operasyonel mükemmelliğe ulaşmak olacak ama bunun yanına büyümeyi koymak gerekiyor. Büyüme motorumuz ise mobil cihazlar ve akıllı cihazlarda olacak. Bunun yanına bir de led aydınlatma koyduk. Son dönemde bu üç alana ciddi yatırım yaptık.

Neden LED?
ERDOĞAN: LED, ışık yanan iyot teknolojisi, dediğimiz; normal ampullere göre yüzde 80, tasarruflu ampullere göre de yüzde 50 daha az enerji tüketimi anlamına geliyor. Sadece konut, otel, ya da fabrika aydınlatmasında değil, televizyon, buzdolabı, sokak aydınlatması gibi aklınıza gelebilecek her yerde kullanmak mümkün. Enerji ithalatı faturasından, cari açıktan, küresel ısınmadan söz edilen bir ülkede başta sokak lambaları olmak üzere, hem konutlar hem de otel ve fabrikalarda kullanılan aydınlatmanın led teknolojisi ile değiştirilmesi için devletin ön ayak olması gerekir. Çin, vatandaşı enerji tasarruflu cihazlarla değişimde teşvik veriyor. Örneğin sadece LED TV’ye geçişe 7.5 milyar dolar devlet desteği verildi. Bizim de sokak lambalarını, LED lambalarla değiştirmemiz halinde eski ampulse 8 ayda, tasarruflu ise 1.5 yılda kendini amorti ediyor. Enerji Bakanlığı da buna ilişkin bir hazırlık yapıyor. LED teknolojisi aynı zamanda çok da estetik.

KÖŞK SEÇİMİ…

Yerel seçimler bitti ama önümüzde tartışmalı bir Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından da genel seçimler var. Seçimler, sizin gibi dev şirketlerin kararlarını nasıl etkiliyor?
ERDOĞAN: Siyasi olaylar Türkiye ekonomisini artık eskisi gibi etkilemiyor. Türkiye, ekonomide artık bir stabilizasyona ulaşmış durumda. En zor geride kaldı yani; siyasi olayların siyaset içinde; ekonominin ise kendi dinamikleriyle gideceğine inanıyorum. O yüzden ekonomiye etkisi olacak siyasi bir olay beklemiyorum.
ayalp@hurriyet.com.tr