Güncelleme Tarihi:
FAİZLERİN düşmesi ile birlikte hazine bonosu ve devlet tahvilinin getirisi de azalınca bireysel emeklilik şirketleri, daha yüksek getiri elde etmeleri için katılımcılarını hisse senedine yönlendirmeye başladı. Bireysel emeklilik sistemine girenler bugüne kadar, “az kazanayım ama birikimim erimesin” düşüncesiyle risksiz yatırım enstrümanlarını tercih ediyorlardı. Ancak son dönemde faizler düşme eğilimi gösterince, emeklilik şirketleri de katılımcılarını, yatırımlarında muhafazakar davranmayı bırakıp, risk almaları konusunda uyarmaya başladı.
Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, faizlerin düşmesinin tüm yatırımcılar gibi bireysel emeklilik katılımcılarını da etkilediğini söyledi. Adalı, katılımcıların vergi avantajını kullanarak, yüzde 54’e varan getiri sağlasalar da, bunun dışında fonlarda da iyi bir performans beklediklerini belirterek, “Diğer tüm yatırımcılar gibi bizim katılımcılarımız da yıllardır risk almadan kamu kağıtlarına yatırım yapan fonları seçerek, yüksek reel faizlerden faydalandılar. Ama artık Türkiye ekonomisi değişiyor. Bunun yatırım tercihlerine yansıması da doğal” dedi.
Erhan Adalı, artık katılımcıların getirilerini artırmak adına risk alma zamanının geldiğini vurgulayarak, “Sistemin kuruluşundan beri kamu borçlanma araçları yüzde 211 getiri sağlarken, hisse fonlarının getirileri ise yüzde 332’lere ulaştı” dedi.
İbre esnek fonlara kaydı
Erhan Adalı, faizlerin düşük seyrettiği ekonomik ortamda ibrenin hisse fonlara ve içinde belirli oranda hisse fonu içeren esnek fonlara doğru kaydığına da değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şu anda kamu borçlanma ve likit fonlarının toplam fonlar içindeki oranı yüzde 60’lar seviyesinde. Bu oran 2009 sonunda yüzde 68’lerdeydi. Aradaki farkın hisse ve içinde yine hisse riski taşıyan esnek fonlara gittiğini görüyoruz. Bu önemli bir değişim.”
Erhan Adalı, son zamanlarda müşterilere, fon dağılımlarında hisse ve esnek fonların ağırlığının artırılması yönünde önerilerde bulunduklarını da ifade ederek, “Katılımcılarımız, bu öneriyi son derece olumlu karşılıyor” dedi. Emeklilik Gözetim Merkezi Başkanı ve AvivaSa CEO’su Meral Eredenk, düşük faiz ortamı sonrasında yatırımcıların getirilerini nispeten yukarı taşıma çabasının önem kazandığını söyledi. Eredenk, bireysel emeklilik yatırımcılarının da portföylerinde hisse senedi oranını yukarı taşımaları gerektiğini belirterek, “Ancak, portföyde yer verilecek hisse senedi oranına; katılımcının yaşına, emekliliğe kalan gün sayısına, birikim yapma potansiyeline bağlı olarak karar verilmesi gerekir” dedi.
Kısa vadede riskli gözükse de uzun vadede kazançlı
GARANTİ Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, hisse senedi piyasalarının kısa dönemli getirilerine bakarak, riskli olarak değerlendirmemek gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Bireysel emeklilik uzun soluklu bir yolculuk ve hisse fonları da 20-30 senelik uzun yatırım dönemlerinde yüksek getiri sağlıyor. Örneğin, bireysel emeklilikte hisse fonları 2008 yılında kriz nedeniyle yüzde 45 kaybetmesine rağmen, kuruluştan itibaren getirisi yüzde 332 oldu. “
Diğer sigorta haberleri:
Yatırımcı geçmişteki alışkanlıklarını bırakmalı
EMEKLİLİK Gözetim Merkezi Başkanı Meral Eredenk, hisse senedine yatırım yapılmasının emeklilik katılımcısı için risk oluşturup, oluşturmadığı hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “Yüzde 5 büyüme potansiyeli gösteren bir ülkede, hisse senedi piyasasının orta ve uzun vadede yüzde 1-2 seviyesindeki reel faizin üzerinde getiri sağlayacağı kesin. Hisse senedi kısa vadeli dönemde volatilitesi yüksek bir enstrüman olmakla birlikte emeklilik işine uzun vadeli bakılması gerektiği unutulmamalı. Maalesef, Türk yatırımcısı hisse senedi konusuna, geçmişteki olumsuz deneyimler ve yüksek faiz ortamının geçerli olduğu dönemlerden kalan alışkanlıkla sıcak bakmıyor. Ancak finansal piyasalara ilişkin bilgi düzeyi arttıkça ve konu gerekçeleri ile iyi anlatıldığında doğru bir bakış açısı gündeme geliyor.”
Sisteme erken yaşta giren risk almalı
VAKIF Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, faizlerin tek hanelere düştüğü bir dönem yaşandığını ve yatırım tercihinin de buna göre planlanması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de bugün faiz oranları çok düştü. Sistemin ilk başladığı dönemde yüzde 20-25 faizler vardı. Şimdi ise faizlerin tek hanelere gerilediği bir dönem yaşıyoruz. Biz her zaman kişilerin bireysel emekliliğe erken yaşta girmelerini öneriyoruz. Erken yaşta girdiğinizde hisse senedi gibi riski yüksek yatırım enstrümanlarını tercih edebiliyorsunuz.
O zaman elde edeceğiniz getiri ciddi artıyor. 2010 yılında hisse senedi fonlarına yatırım yapanların getirisi çok arttı. Çünkü uzun dönemde hisse senedinin getirisi daha yüksek oluyor. Dolayısıyla erken girip, borsanın kısa dönemli dalgalanmalarından az etkilenip, uzun dönemde ciddi bir getiri elde ediyorsunuz.”
HDI, Türk Telekom Arena’yı 258 milyon TL’ye sigortaladı
HDI Sigorta, Avrupa’nın ve dünyanın en modern statları arasında yer alan Galatasaray’ın stadı Türk Telekom Arena’yı sigortaladı. HDI’ li Türk Telekom Arena’nın bina ve demirbaşlarını 258 milyon lira sigorta bedeli üzerinden yangın ve ek teminatları, kiracı mali mesuliyet, komşuluk mali mesuliyet ve kar kaybı sigortaları kapsamında güvence altına aldı. Ayrıca HDI Sigorta, en son stadyum teknolojisine uygun olarak Almanya’da konunun uzmanları tarafından projelendirilen Türk Telekom Arena’nın mekanik, elektrik ve elektronik tesisatlarını da toplam 62 milyon lira sigorta bedeli üzerinden sigortaladı.
Sigorta pazarı ocakta yüzde 16.74 büyüdü
SİGORTA şirketleri 2011’in Ocak ayında 1.8 milyar TL prim üreterek, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 21,64 üretim artışı gerçekleştirdiler. Böylece, yılın ilk ayında TÜFE’deki yüzde 4.90’lık enflasyon ile mukayese edildiğinde sigorta sektörü reel bazda yüzde 16.74 büyümüş oldu.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’nin (TSRŞB) açıkladığı verilere göre, yılın ilk ayında toplam üretimin 1.5 milyar TL’si hayat dışı sigorta branşlarından, 313.4 milyon TL’si de hayat sigortalarından kaynaklandı. Hayat dışı branşlarda reel büyüme yüzde 15.01 olurken, hayat sigortaları ise yüzde 26.13 büyüdü. Sigorta sektörünün üretimde lokomotif branşlarına bakıldığında, kasko sigortalarında bu yılın ilk ayında, geçen yılın aynı dönemine oranla nominal bazda yüzde 31 üretim artışı yaşandı. Trafik sigortalarında ise yüzde 10’luk artış gerçekleştirildi. Sigorta şirketleri sağlık sigortalarında ise yüzde 21 büyüdüler.