Güncelleme Tarihi:
GARANTİ Bankası Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Erün faizlerde düşüş sürecine girilen dönemden itibaren, yatırımcıların alternatif getiri arayışına girdiğini belirterek, “Bu dönemde, özel sektör tahvilleri ve özellikle anapara korumalı fonlar öne çıktı. Ayrıca altına olan talebin artmasıyla, altına dayalı yatırım yapan ürünlere de ilgi yoğunlaştı” dedi. Erün, internet kullanımının yaygınlaşmasıyla artık çoğu ürünün internet üzerinden alınıp satılabildiğine dikkat çekerek, “Hisse senedi işlemleri, vadeli işlemler ve yatırım fonları alım satımı internet üzerinden rahatlıkla yapılabiliyor. Bu durumda yatırımcı tercihlerine yön verebiliyor” diye konuştu.
Ana para korumalı fon
Altının yıllardır yatırımcıların gözde yatırım araçlarından biri olduğunu kaydeden Erün şunları söyledi: “Altın yıllardır popüler bir yatırım aracı olsa da işlem hacmindeki ve talepteki artışın asıl kaynağı son yıllarda giderek büyüyen Borsa Yatırım Fonları (BYF). Bu fonlar sayesinde altını anlık alıp satmak ve fiziksel olarak sahip olmadan da getirisinden faydalanma imkanı sağlanmış oldu. Bu global gelişmenin Türkiye’ye de yansıması oldu. Türkiye’de de altına dayalı ürünlerde ciddi bir artış görülürken bankacılık sektörü bu alana daha fazla yatırım yapmaya başladılar. Altın mevduatları ve altın fonu yanında son dönemde sunmaya başladığımız anapara korumalı altına dayalı fonlar da yatırımcının ilgisine sunuldu.”
Emtiaya dayalı ürünler
Erün, Türkiye’de yatırımcıların, birikimlerinin hâlâ ağırlıklı olarak likit fonlarda olduğunu görmekle birlikte son yıllarda özellikle anapara korumalı fonların piyasaya girmesiyle yatırım fonlarına olan ilginin arttığını söyledi. Önümüzdeki dönemde de bu ilginin devam etmesini beklediklerini kaydeden Erün şöyle devam etti: “Anapara korumalı fonların yanında likit fon dışında kalan nitelikli fonlara da ilginin artmasını bekliyoruz. Emtiaya dayalı ürünler uzun süredir piyasalarda işlem görüyor, ancak Türk yatırımcısının bu ürünlere ilgisi bir süre öncesine kadar zayıf kaldı. Son dönemde ihraç edilen fonlar sayesinde yatırımcılarda emtiaya karşı ilginin arttığını görüyoruz, ancak yatırımcının tercihi daha çok anapara korumalı fonlara yönelik. Yurtdışında ise doğrudan belli emtia gruplarına yatırım yapan fonlara da oldukça yüksek bir talep var.”
Uzun vadeli yatırımlar makro ekonomik temele oturtulmalı
GÖKHAN Erün, uzun vadeli yatırım planları konusunda şu tavsiyelerde bulundu: “Uzun vadeli yatırımlar makroekonomik temellere oturtulmalı. Öncelikle faizlerin hâlâ yüksek olduğunu, uzun vadede faizlerin düşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Faizlerin düşmesi ise özellikle hisse senedi için olumlu bir ortam yaratacaktır. Türkiye’nin güçlü büyüme potansiyeli dikkate alındığında uzun vadede en cazip yatırımın hisse senedi olduğunu düşünüyoruz.”
Bireysel emeklilik fonları, yatırım fonları içerisinde son yıllarda en çok artış gösteren alan olduğunu kaydeden Erün bu konuda şunları söyledi: “Tüm dünyada olduğu gibi özellikle hükümetin burada tasarrufu arttırmak amacıyla yeni önlemler almasıyla beraber mevcut büyümenin artarak devamını bekliyoruz.”
Yeni varant türlerine hazırlanıyor
VARANT işlemlere de değinen Gökhan Erün, “Yurtdışında oldukça yaygın olan varant işlemleri artık Türkiye’de de yapılmaya başlandı. Türkiye’deki tarihi çok yeni olmasına rağmen, işlem hacimleri yüksek seviyelere ulaştı. Yakın zamanda yeni varant türleriyle piyasadaki yerimizi almayı planlıyoruz” dedi.
Yatırımlarınızı TL’de tutun
SON dönemde global piyasalarda oynaklığın tarihi seviyelerine göre çok yükseldiğini belirten Gökhan Erün, yatırımların yönlendirilmesi konusunda şunları söyledi: “Üstelik belirsizliğin giderek arttığı bir ortamdayız. Böyle ortamlarda amaç öncelikle yatırımları korumak olmalı. Türkiye için baktığımızda Merkez Bankası’nın TL’de daha fazla değer kaybını istemediği ortada. Bu yüzden de faizler bir süre daha yüksek seyredecek, bu da sabit getirili enstrümanları diğer seçeneklere göre daha cazip kılacak. Bu nedenle yatırımların TL olarak yapılmasını ve çoğunluğunun sabit getirili enstrümanlara ayrılmasını öneriyoruz. Ancak piyasalardaki bol likidite nedeniyle hisse senetlerinde de değer kazancı potansiyelinin korunacağını düşünüyor ve gerilemelerde hisse senetlerine yatırım öneriyoruz.”