Güncelleme Tarihi:
Bu dönemde ise Merkez Bankası’nın aldığı kur odaklı önlemler tartışma konusu oldu. 11 Haziran’da başladığı döviz satım ihalelerinde pazartesi günü zirve yapan Merkez Bankası bugüne kadar piyasaya ihale yöntemiyle 4 milyar 900 milyon dolar müdahale yaptı. Bu derecede büyük müdahalelerin ardından Merkez Bankası’nın ek parasal sıkılaştırma ve ihale yöntemiyle dolara müdahalesi tartışmaları alevlendirdi. Tartışmanın bir kanadında Merkez Bankası’nın daha fazla döviz satım ihale yapabileceğini düşünenler bulunuyor. Diğer tarafta da faiz koridoruna dokunmayan Merkez Bankası’nın dolar odaklı müdahale stratejisinin sürdürülebilir olmadığını düşünenler yerini aldı.
FT: ZOR DURUMDA OLMALI
İngiliz Financial Times (FT) gazetesi de Merkez Bankası’nın önceki gün yaptığı 2.2 milyar dolarlık müdahaleyi dün gündemine taşıdı. Gazete yaşanan gelişmelerden AKP hükümetinin ‘faiz lobisi’ni ve ‘Yahudi diasporası’nı sorumlu tutmasının Merkez Bankası’nı zor durumda bıraktığını belirtti. FT, Global Source Partners danışmanlık firmasından Murat Üçer’in görüşlerine de yer verdi. Üçer, “60 milyar dolarlık bir cari açığın yüzde 6’lık faiz oranlarıyla idare edilip edilemeyeceği sorusuyla karşı karşıyalar. Siyasi gerilimin arttığı ve faiz lobisi savının dolaştığı bir ortamda Merkez Bankası zor bir durumda olmalı” dedi.
FT’de bu yorum yer alırken ilk işaretler Merkez Bankası’nın mevcut stratejisini en az 23 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu toplantısına kadar koruyacağı yönünde. Uzmanlar Merkez Bankası’nın bir süre daha döviz satım ihalesiyle dolara müdahale etme opsiyonunun
Koridor hamlesi beklenirdi
Bazı uzmanlara göre uluslararası ortamda yaşanan hareketliliği geçici gördüğü belirtilen Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın başını yüzde 2,65 seviyelerinde gezinen ABD 10 yıllıklar faiz oranı ağrıtabilir. Bu faizin yüksek seyretmesi durumunda cari açığı fazla olan Türkiye’nin açığı finanse etmede zorlanması bekleniyor. Strateji Yatırım Fon Direktörü Bülent Topbaş bu noktada Merkez Bankası’nın üzerinde politik baskı olduğu görüşünde Topbaş “ABD reel faizlerinde büyük yükselişler var. Yaşananların şiddeti göz önüne alındığı zaman Merkez’in şimdiki müdahalesi biraz sınırlı oluyor. “Brezilya faiz müdahalesi yaptı bir işe yaramadı” iddiası sunulabilir. Ancak piyasalar enflasyona olan bağlılığı göstermesi açısından faiz koridoru hamlesi beklerdi. Faiz koridorunun yukarı yönde artması TL’yi biraz rahatlatabilir” dedi.
Cari açık yükselecek
Merkez Bankası döviz rezervlerinde müdahaleler sonucu gerçekleşen erime henüz endişe verici seviyeye ulaşamasa da uluslararası piyasalarda rüzgar Merkez Bankası aleyhine esmeye devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerden para çıkışının en önemli göstergesi olan ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde Ben Bernanke’nin 19 Haziran’daki konuşmasının ardından yüzde 2,40’ın altı görülmedi. Yurtdışında uzmanlar bu ortamın cari açığı yüksek olan ülkelerin daha çok olumsuz etkileneceğini belirtti. Hatta UBS’den Reinhard Cluse’nin Financial Times’a yaptığı açıklamada “Siz yüksek bir cari açığı olan bir ülkeyseniz, faiz oranlarını göreceli olarak yüksek tutmak zorundasınız. Aksine açığı artıracaksınız” dedi.
Tüm gözler Bernanke’de
Öte yandan uzmanlar faiz oranlarında gerçekleşecek artışın büyümeye olumsuz etki yapacağını belirtiyor. Artık bu ortamda gözler Ben Bernanke’nin bu ay gerçekleşecek konuşmalarına çevrildi. Gelişmekte olan ülkelerdeki durumu yumuşatıcı mesajlar gelmesi durumunda Merkez Bankası’nın “durum geçici” projeksiyonu da geçerli olacak. Aksi halde 23 Temmuz’daki Para Politikası Toplantısı’na kadar Merkez Bankası agresif döviz satım ihalelerine devam ederek doların ateşini söndürmeye çalışacak ve “faiz koridorunu genişlet” sesleri daha çok yankılanmaya başlayacak.