Güncelleme Tarihi:
‘#10yearchallenge’... Yani ‘10 yıllık meydan okuma’ olarak da Türkçe’ye çevrilebilir. Son birkaç günden beri sosyal medyanın en çok konuşulan konusu. 10 yıl öncesinin fotoğrafıyla şimdiki halini paylaşanlar, fotoğraflarına #10yearchallenge etiketini yapıştırıyor ve akıma katılıyor. Ünlüsünden sıradan vatandaşına kadar herkes bu akımdaki yerini aldı. Instagram ve Facebook paylaşımlarının neredeyse yarısı 10 yıl önceki fotoğraflarla doldu. Özel sayfalar açıldı, web sitelerinde galeriler hazırlandı. Kısaca tam bir çılgınlık. Tıpkı ‘#TBT’ (Throwback Thursday) gibi... Her perşembe paylaşılan fotoğraflara ‘#TBT’ etiketi koyarak, geçmiş fotoğraflarımızı yeniden paylaşıyoruz.
ELLERİNDE YOK
#10yearchallenge’a böyle bakıldığında oldukça eğlenceli bir sosyal medya çılgınlığı olarak görülebilir. Peki 10 yıllık meydan okuma çılgınlığı o kadar masum mu? Wired’ın ortaya attığı bu soruyla #10yearchallenge tartışılmaya başlandı. Tartışmaların iki sebebi var. Bunlardan ilki Instagram’ın da sahibi olan Facebook’a bu etiketle elinde olmayan bir fotoğrafı ve dolayısıyla bir veriyi vermek. Bu iddia ilk başta mantıksız gelebilir. Çünkü zaten Facebook ve Instagram’da geçmişte paylaştığımız fotoğraflarımız var. Ancak şöyle bir durum var: Instagram 2010 yılında kuruldu. Facebook ise 2004 yılında hayata geçse de popülerliğini 2010 yılında kazanmaya başladı. Başka bir deyişle, 10 yıl öncesine yani 2009 yılına ait fotoğraflarınızı koyduğunuzda Instagram ve Facebook’a yüklü olmayan fotoğrafları paylaşıyorsunuz. Hatta pek çok kullanıcı fotoğraf arşivlerinde eski fotoğraflarını bulup, paylaşıyor. Kısaca Facebook’un elinde olmayan bir veriyi #10yearchallenge etiketiyle teslim ediyorsunuz. Bu da Facebook’un arayıp da bulamadığı bir fırsat. Şimdi ise bu fırsat Facebook’un elinde bulunuyor.
Tartışmalara diğer yönden baktığımızda ise fotoğrafların ve verilerin derli toplu olarak şirketlere teslim edilmesi var. Facebook, #10yearchallenge etiketiyle paylaşılan fotoğraflarla kullanıcıların 10 yılda nasıl değiştiklerini anlıyor ve yüz tanıma teknolojisi için daha kolay veri topluyor. Sosyal medya devi bu fotoğraflarla kullanıcıların değişimlerini rahatlıkla tespit edebilir. Tek yapılması gereken sosyal medyada bu etikete girmek ve paylaşılan fotoğrafları incelemek.
VERİLER DERLİ TOPLU
Örneğin; Facebook yüz tanıma teknolojileri geliştiren bir teknoloji şirketi. Bu başlıktaki fotoğraflara toplu şekilde tek bir etiket üzerinden ulaşabilecek. Hatta kolaj yapılan yani iki fotoğrafın yan yana koyulduğu fotoğraflarla işi daha da kolaylaşacak. Bu sayede kullanıcıların 10 yılda nasıl değiştiğini anlayabilecek. Kullanıcılar, zayıfladı mı, şişmanladı mı veya saçları döküldü mü gibi pek çok veri tabanı yaratabilecek soruya yanıt alınabilir. İş sadece bununla sınırlı değil. Makine öğrenimi gibi yenilikçi teknoloji altyapısı için veri kaynağı da sağlanabilir. Bunun en ilginç yanı ise paylaşılan fotoğrafların sadece Facebook değil, aynı zamanda üçüncü veri analizi yapan şirketlerin de eline geçmeye başlaması. Özetle #10yearchallenge etiketiyle paylaşılan fotoğraflar, bu şirketler için de arayıp da bulunamayacak bir kaynak.
‘İLGİMİZ YOK’ AÇIKLAMASI
Tartışma üzerine Facebook da hareketle ilgisi olmadığını bildiren bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “kullanıcıların başlattığı hareketin kendiliğinden yayıldığı ve şirketin bundan çıkar sağlamadığı” ifadesi yer aldı.
YENİ BİR SKANDAL ÇIKAR MI?
İŞİN ucunda Facebook olunca şüphelenmemek elde değil. Facebook, geçen yıla damgasını vuran dijital skandalla gündeme gelmişti. Kullanıcı bilgileri uygunsuz bir şekilde Cambridge Analytica şirketiyle paylaşıldı ve 87 milyona yakın kullanıcının etkilendi. Bu sayede ise ABD Başkanlık seçimlerinde Donald Trump tarafını destekleyen dijital kampanyalar düzenledi. Başka bir deyişle Facebook’un verileri üçüncü bir şirket tarafından kullanıldı. #10yearchallenge etiketinin altından da benzer bir skandal çıkarsa şaşırmamak gerekiyor.