Fabrikamın depremde nasıl yıkılacağını gördüm

Güncelleme Tarihi:

Fabrikamın depremde nasıl yıkılacağını gördüm
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2000 00:00

Haberin Devamı

Koleksiyon Mobilya'nın patronu Faruk Malhan, 17 Ağustos depreminden sonra fabrikasını uzmanlara inceletti. Uzmanlar, ‘‘Fabrikanız fıstık gibi. Depreme dayanıklı’’ dediler.

EV ve ofis mobilyaları üreten, yurtiçinde, yurtdışında bir çok banka ve ofis dizaynı yapan Koleksiyon Mobilya'nın Tekirdağ'daki fabrikası 7.5 büyüklüğünde sanal depreme dayanamadı. İki inşaat firmasının da ‘‘dayanabilir’’ raporu verdiği ve 17 Ağustos Depremi'nde hasar görmeyen Tekirdağ fabrikası, 7.5 büyüklüğünde sanal depremde büyük hasar aldı. Tekirdağ'ın ikinci derecede deprem bölgesi olarak görülmesi nedeniyle olası bir depreme karşı binayı iki inşaat firmasına inceleten Malhan, iki firmadan da, ‘‘binanın olası bir depreme karşı dayanıklı’’ olduğu cevabını aldı.

Ancak bu cevaplarla tatmin olmayan Koleksiyon Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Malhan, Saros-Gaziköy (Ganos) fayının bulunduğu bölgede yer alan Koleksiyon Mobilya Fabrikası'nda Deprem Güvenliği Projesi'ni başlattı. Fay, Tekirdağ'ın 10 kilometre güneyinde Marmara Denizi içinden geçiyor. Proje, mimar Faruk Malhan, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkanı Prof Dr. Haluk Sucuoğlu ve Prota Mühendislik Müşavirlik A.Ş. tarafından hazırlandı.

BİNALAR YETERSİZ

Deprem sonrasında tesisin bulunduğu bölgenin 500 yıllık tarihini araştırdıklarını belirten Faruk Malhan, böyle bir çalışma başlatmalarının nedenini şöyle açıkladı: ‘‘Son 40 yılda prefabrik inşaatlar çok arttı. Çeliğin yerini beton aldı. Bizim de binalarımız prefabrik olarak yapılmıştı. Bu prefabrik inşaatları kendim bir mimar olarak sorguladım. Bu bölgenin 500 yıllık tarihini inceledik ve bu depremi tekrar binalarımıza yükledik. Ve binamızın yeterli olmadığını gördük. 1997 Yönetmeliği'nden önce yapılan inşaatlarda böyle bir test yapıldığında karşılaşılan sonuç bu olacaktır.’’

Projede, bölgenin artan deprem riskini göz önüne alarak birinci deprem bölgesi şartları uyguladıklarını belirten Malhan, binanın, mevcut kolon ve kiriş yapısının bilgisayara aktarıldığını ve sanal depreme tabi tutulduğunu söyledi. 1989 yılında tamamlanan ve depremden sonra inşaat firmasının da ‘‘fıstık gibi’’ dediği bina, 7.5 büyüklüğünde bir sanal depreme tabi tutuldu ve binanın böylesine olası bir depreme dayanamayacağı sonucu ortaya çıktı.

Malhan, ‘‘Bir çok sanayi iş kolu bizim binamız gibi bu bölgelerde yer alıyor ve sıkı denetim yok. Böyle bir denetimden geçmeyen binaların aldığı risk ortada’’ dedi.

Koleksiyon, 325 milyara depreme dayanıklı oldu

SANAL depremin de içerisinde bulunduğu proje hizmetinin yaklaşık 16 milyar lira olduğunu belirten Faruk Malhan, 24 bin metrekare olan binada, maliyetin metrekare başına 700 bin lirayı söyledi. Binanın olası bir depreme karşı dayanabilir hale getirilmesi için ise yaklaşık 400 bin dolar harcadıklarını belirten Malhan, yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı:

‘‘Bu proje 3.5 ay sürdü. Binayı çelik kuşakla ördük. Çelik elemanların prefabrik kolon ve kirişlere birleşimi özel ankraj çubukları ile sağlandı, ardından mevcut dış cephe panellerinin dış aks kolonları ve kirişleri ile birlikte çalışması için çelik kuşak sistemi geliştirildi. Binaya girdiğinizde bir uzay merkezine giriyormuş hissi duyuyorsunuz.’’

‘‘Koleksiyon'un Tekirdağ fabrikasında yılda 60 milyon dolarlık mal üretiliyor. Çalışanlarımız, yatırımımız herşeyimiz bu fabrika’’ diyen Malhan, 15-20 milyon dolarlık makina ve ekipmanı, çalışanları korumak için yaklaşık yarım milyon dolar (325 milyar lira) harcadıklarını vurguladı.

Tekirdağ'ın 500 yıllık geçmişini araştırdılar

FARUK Malhan, proje kapsamında bölgenin 500 yıllık tarihi incelediklerini belirtti. Saros fayında Tekirdağ ve civarını etkileyen en büyük depremin 1766 yılında olduğunu belirten Malhan, 22 Mayıs 1766 ve 5 Ağustos 1766 yılında iki büyük deprem olduğunu gördüklerini söyledi. Bu fayda meydana gelen en büyük deprem de, 6 Ağustos 1912'de yaşanan Şarköy-Mürefte depremi... Malhan, son 90 yılda fayda başka önemli deprem olmamasının ve 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında Marmara'nın batısındaki gerilimin artmasının Tekirdağ civarında deprem riskinin arttığını gösterdiğini söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!