Eyvah Eyvah 2.30

Güncelleme Tarihi:

Eyvah Eyvah 2.30
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2014 01:00

Merkez Bankası, dün dolar kurunun 2.30 TL’ye çıkmasıyla birlikte piyasaya iki kez doğrudan müdahale etti ve 3 milyar dolara yakın döviz sattı. ‘Merkez’in bu tarihi müdahalesiyle dolar, 2.27’nin altına düşse de kapanışı 2.29 TL’yle tamamlayabildi.

Haberin Devamı

MERKEZ Bankası’nın bankalara 2 kere doğrudan müdahale ederek döviz satması şunu açığa çıkardı; tarihsel olarak en yüksek seviye olan 2.30’luk bir dolar kurunun ‘şişmiş’ bir kur seviyesi olmadığı, bu seviyelerden bile yüklü döviz alım talebi olduğu ortaya çıktı. Bazen attığınız bir adım, uyguladığınız politikanın tüm defolarını ortaya çıkarır. Bankacılar, dün sabah dolar kurunun 2.30’a gelmesiyle Merkez Bankası’nın doğrudan müdahaleye başladığını söylüyor. Ne yazık ki 2.27’nin altına düşse de kalıcı olamadı ikinci defa doğrudan müdahaleye rağmen 2.30’un üzerine çıktı.

Erdal Sağlam: İkinci müdahalede kamu bankaları da vardı

2 yıl aradan sonra Merkez Bankası’nın dün yaptığı dövize doğrudan müdahale, bir çok yönüyle tartışılacak bir operasyondu. Her şeyden önce piyasaların Merkez Bankası’nı sonunda doğrudan müdahaleye mecbur bıraktığını, faizde olmasa da dövizde istediği noktaya getirdiğini söyleyebiliriz. Bankacılar operasyonu değerlendirirken ‘çok ürkek’ nitelemesini kullanıyorlar. Sonuç alınan müdahalelerde Merkez Bankası’nın piyasaları süpürecek biçimde, yani tıka basa dövize doyurduğunu ve bir süre dövizin toparlanamadığını hatırlatan bankacılar, ‘mevcut yönetim çok ürkek müdahale yapıyor’ dediler. Dün sabah saatlerinde Uzakdoğu piyasalarının açılmasıyla çok yoğun döviz talebi geldiğini, fon yöneticilerinin şaşırdığını kaydeden bankacılar, bunun üzerine Merkez’in teker teker kotasyonlar alıp küçük miktarlarda satış yaptığını söylediler. “Merkez Bankası’nın kararlı ya da ürkek olduğunu yaptığımız telefon konuşmalarından bile anlarız” diyen bankacılar Merkez’in çok ürkek olduğunu, bir başka deyişle “rezerv kaybetme korkusu yaşadığını” söylediler. Dün öğlen saatlerine kadar yapılan müdahale miktarı 2 milyar dolar civarında iken, sonradan gelen ikinci dalga ile birlikte 3 milyar dolara yaklaştığı söyleniyor. İlk müdahalenin önemli unsurlarından biri de kamu bankalarının kapsamda olmamasıydı. Kamu bankalarının ya kendilerine öyle söylendiği için, ya da çekindikleri için kotasyon vermediklerini kaydeden bankacılar, “İkinci partide kamu bankaları da girdi, sabah da girselerdi miktar daha büyürdü” dediler. Bankacılar bundan sonra da müdahalelerinin devam etmesini bekliyorlar.

3 MİLYAR DOLARA YAKIN

Doğrudan müdahale, Merkez’in telefonla bankaları arayarak ilan ettikleri alış kurlarından bankalara döviz satması demek. Her bir işlemde 5 milyon dolar satan Merkez Bankası’nın, öğlen saatlerine gelindiğinde en az 2 milyar dolar sattığı tahmin ediliyordu. Akşama doğru 3 milyar dolara kadar uzanan tahminler de vardı. Üstelik 200 milyon dolarlık da döviz satış ihalesi yapıldı. Normal koşullarda, fiyatı aşırı yükselmiş bir döviz kuru seviyesinde müdahale eden bir merkez bankasının piyasaya girerek doğrudan müdahale etmesi durumunda, çok az bir satışla kurun sert biçimde düşmesi beklenirdi. Nitekim Türkiye’nin serbest kur rejimi tarihine bakıldığında, birkaç kez sadece 9 milyon dolarlık satışla aşırılıkları sakinleştirdiğine tanık olduk. Ancak dün öyle olmadı.
Dünkü müdahale, para politikasının defosu üzerinde duran şalı kaldırdı. Dün Merkez Bankası, belki de tarihin en yüksek doğrudan döviz müdahalesini yaptı ama döviz kurunu pek de sakinleştirdiği söylenemez. Merkez Bankası, ne zaman ne kadar süreyle uygulayacağı bilinmeyen yüzde 9’luk bir faiz icat etti, bunu da açıklama metninde nereye saklayacağını bilemedi. Ne yazık ki, faiz artırmakta geciken, öteleyen ve itibar kaybeden bir merkez bankasının kaderi belli; kaçındığı faiz artışının kat ve kat fazlasını yapmak zorunda kalmak. İşte bizim Merkez Bankası, bu durumu en yakın 2011’de yaşadı ve gördü. Faizi yarım puan aşağıda tutmak uğruna, sonunda faizi iki katına çıkarmak zorunda kaldı. Aynı şeylerle farklı sonuç beklemek hata.

Haberin Devamı

2 müdahaleyle gelen yeni rekor

Haberin Devamı

DOLAR dün saat 11:10’da 2.2970 TL ile Euro da 3.1340 TL ile tarihi rekora imza atarken Merkez Bankası’ndan döviz piyasalarına doğrudan müdahale geldi. Bu müdahale doları 2.2680 TL’ye kadar geriletse de gün sonunda dolar rekora yakın seviyeye, 2,29 TL’ye çıktı. Merkez Bankası bu yükselişe yine doğrudan döviz satarak müdahale etti. Bu ikinci dalga müdahale de yeterli olmayınca dolar 2.3030 TL, Euro ise 3.1520 TL ile rekor kırdı. Borsa İstanbul’da ikinci seansta sert satışlar geldi ve günü yüzde 2,88 kayıpla 65 bin 429 puandan kapadı. Gösterge tahvil faizi yüzde 10,50’ye çıkarak son iki senenin en yüksek seviyesine çıktı.

BUNDAN SONRA NE YAPMALI?

Haberin Devamı

YÜKLÜ müdahaleye rağmen döviz kuru bu seviyede kalırsa Merkez Bankası’nın müdahalede başarısız kaldığı, ‘tutamadığı’ düşüncesi yaygınlaşır, bu da ilave spekülatif atağı tetikler. Daha sonrası ise malum; Merkez Bankası doğrudan döviz satmadığı zaman, ‘rezerv kaygısı’ dile getirilir. Kur yükseliş sarmalına girer. İşin doğrusu, doğrudan müdahale noktasına gelen Merkez Bankası’nın faiz silahını yüklü biçimde kullanmadan başarılı olması pek de mümkün görünmüyor. Hem 2006, hem de 2011’deki deneyim bunun teyidi. Ayrıca, dış dengeler açısından daha borçlu bir durumdayız. Merkez Bankası günde yüzde 1.5-2 artan döviz kuruna karşı, satın alınan dövizin karşılığı olan parayı piyasaya hala yüzde 6-7 ile vermeye devam ettikçe, giderek pahalılaşan bir paranın ucuz finansmanını sürdürüyor olacak. Bir merkez bankası kendi parasının değerini faizi belirleyerek korur en önce.

Haberin Devamı

Merkez Bankası tek bir faiz oranından piyasaya para vermeli.

Faizini ‘artık yeni bir artış olmaz’ denilebilecek ve beklentileri tamamen bitirecek bir seviyeye çekmeli.

Bu faiz oranını uygularken,
aynı zamanda piyasaya döviz likiditesi girişi sağlayacak zorunlu karşılık düzenlemesi yapmalı.

Döviz satım ihalelerinde satışları aynı gün vadeye çekmeli.

Bu satışlara kimi zamanlarda ‘sterilize edilmemiş’ doğrudan müdahaleler eşlik etmeli.

2006’DA BASKIYA KARŞI FAİZ ARTTI

KUR baskısına karşı Merkez Bankası 8 Haziran 2006’da faizleri 1.75 puan artırdı. Baskı devam edince 13, 23 ve 26 Haziran’da toplam 2.1 milyar dolar müdahale yapıldı. Yetmedi, 26 Haziran’da 2.25 puanlık faiz artışı yapıldı.

Haberin Devamı

NEDEN BU NOKTAYA GELİNDİ?

EYLÜL ayından bu yana farkındayız ki; artık dünyada gelişen ülkelere eski sermaye akışları olamayacak. Herkes farkında ki, en yüksek cari açığı yıllardır sürdüren, dış borçluluğu en çok artan özel kesim ülkemizde. Açık pozisyonu olan şirketler döviz alıyor. Yabancı sermayenin en çok kamu tahvili aldığı ülkeler arasında biz geliyoruz. Çıkmak isteyen tahvil yatırımcısının satmak için likidite bulamadığı biliniyor. Dolayısıyla faiz riskini azaltamayan yatırımcı, döviz alarak risklerini azaltmak istiyor. Bir de başkan Başçı’nın, faizleri kullanmak yerine sözle durumu idare etmeye çalışması, kur seviyesi işaret etmesi, bunun da çokça aşılması ve geri dönmemesi, riski olanların ‘asabını bozdu’. Üstüne de siyasal kriz eklenince, bu tablo ortaya çıktı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!