Güncelleme Tarihi:
HORLAMA nedir? Bazı insanlar neden horlar?
Horlama aslında belirtidir, hastalık değildir. Nasıl ağrı hastalık değil belirti ise horlama da öyledir. Uyku esnasında nefesimizin burnumuzdan başlayıp gırtlağımıza kadar olan üst solunum yolundaki herhangi bir darlıktan geçerken çıkardığı sese horlama diyoruz. Horlamanın belli başlı nedenlerini sıralarsak, mesela burnunuzda darlık vardır, burnunuz tıkalıdır. Damağınız ve küçük diliniz uzundur. Kiminin bademcikleri büyüktür. Bir diğer önemli neden aşırı kilodur. Biliyorsunuz biz kiloyu sadece dışarıya doğru almıyoruz, yağlanma aynı zamanda içte de oluyor. Nefes yolumuzun içi kalınlaşınca ne oluyor? Daralıyor. Dilin ağıza büyük gelmesi yine bir horlama nedenidir. Bazı insanların dili büyüktür. Ama alt çenemizin doğuştan küçük olması nedeniyle de ağzımızın içinde dilimize az yer kalabilir. Bu da özellikle sırt üstü uyuduğumuzda dilin geriye düşerek nefes yolunun tıkanmasına sebep olur. Bir insanın çene yapısından, gözlerinin yorgunluğundan, bitkinliğinden o kişinin horlama veya uyku apnesi sorunu olup olmadığını tahmin edebilirim. Bazen problem gırtlak kapağında bile olabilir. Gırtlak kapağı dar yapıdaysa, çok yumuşaksa ve gece nefes alırken gırtlağı kapatıyorsa, bunun bir kısmını lazerle keserek horlamanın önüne geçebilirsiniz.
Horlamanın yaşla ve cinsiyetle alakası var mıdır?
Yaşlandıkça horlama daha fazla artar. Erkeklerde 30-40 yaşlarından sonra horlama artmaya başlar. Çünkü bu yaştan sonra kilo almaya başlarlar. Kadınlar genellikle menopozdan sonra horlar. Çünkü hormon değişikliklerinden ötürü, onların cildini, adalelerini stabil tutan hormonlar azaldığı için bir anda cilt sarkmaya başlar. Ağız içindeki mukozadan, adalelerine kadar hepsi gevşer. Kadınlar bu yüzden özellikle menopozdan sonra horlar. Erkeklerde horlama genelde kadınlara göre daha yüksek seste ve daha sık görülür. İlerleyen yaşlardaki erkeklerin yüzde 60’ı ve kadınların yüzde 40’ı horlar. Erişkin nüfusun yüzde 3’ünde uyku apnesi dediğimiz, horlama sırasında nefesin kesilmesi olayı görülür. Ciddi bir sağlık sorunu olması nedeniyle bunun ciddiye alınıp tedavi edilmesi şarttır.
Yatma pozisyonunun horlamaya etkisi olur mu?
Sırt üstü yatarken horlamamız çok daha fazladır. Nedeni dilin arkaya düşmesidir. Sırt üstü yatanlarda alt çene en az bir santimetre geriye düşer. Bunun nedeni vücudun dinlenmeye geçmesi ve adalelerin gevşemesidir. Bu adale gevşekliği sizin çenenizin dille beraber arkaya düşmesine neden oluyor.
Dil arkaya düşünce solunum yolu daralıyor. Vakaların yüzde 60’ında yana döndürülen hastaların horlamasında azalma görülür.
Horlama protezi ne demektir?
Dilimiz anatomik olarak alt çenemize bağlıdır ve tam bir adale blokudur. Uyuduğumuz zaman dil gevşer ve kendini salar. Tabii dilimiz kendini serbest bıraktığı zaman ağzımızın içinde nerede yer varsa oraya gidecektir. Özellikle sırt üstü yattığınızda arkaya doğru gider. Dil arkaya doğru düşünce damağı arkaya iter ve bu da nefes yolunu daraltarak horlamaya neden olur. Protezler ise alt ve üst çeneyi birbirine bağlar ve çenenin uyku esnasında kendiliğinden açılmasını engeller. Ayrıca ayarlanıp alt çeneyi ve beraberinde dili normalden 4-5 milimetre daha fazla öne çekerek horlamayı ve uyku apnesini tamamen veya büyük oranda ortadan kaldırır.
Horlama protezlerinin çeşitleri var mıdır?
Bu aletlerin genel olarak iki çeşidi vardır. Bir tanesi, muayenehanede hemen suda ısıtılarak yumuşatılan, daha sonra ağızda dişlerin formunu aldıktan sonra soğuk suda sertleştirilerek kullanılan, termoplastik materyallerden yapılan horlama protezleridir. Bunların özelliği, hemen uygulanabilmesi ve ucuz olmasıdır. Bunların dışında, diş hekimlerinin ağzın kalıplarını alarak hazırladıkları protezler var. Bu protezlerin hazırlanması daha zahmetlidir ve çok daha pahalıdır. Ancak bunların kullanımı daha konforlu ve daha uzun ömürlüdür.
Son geliştirdiğiniz Somno Guard SPX adlı horlama protezinin özellikleri ve diğer protezlerden farkı nedir?
Bizim firmamız TOMED, termoplastik materyallerle yapılan horlama protezleri ile tanınan bir firma. Zaten şu an uluslararası piyasada satılmakta olan ve patenti bize ait üç çeşit protezimiz var. Somno Guard SPX horlama protezi üzerine ben 1.5 yıl çalıştım. Ürünün dizayn, materyal ve fonksiyon patenti bende. Somno Guard SPX’de diğer protezlere göre çok daha az materyal kullanıldı. Böylece hastayı fazla rahatsız etmiyor. Tabii hastanın proteze alışması az materyal ve ince dizaynına rağmen bir-iki hafta sürebilir. Nasıl ki, gözlük, kulaklık taktığınızda belli süre gerekiyorsa protez de aynı şekilde. Protezde kullandığım materyalin şöyle bir özelliği var: Diyelim ki hastaya taktınız ama tam oturmadı ya da çok sıkı geldi. Yeniden sıcak suya atıyorsunuz, 40 saniyede yumuşuyor ve tekrar ağıza oturtarak yeniden form verebiliyorsunuz. Bir başka özelliği, çenenin büyüklüğüne göre kalıbın ayarlanabilmesi. Protezi takmadan önce çenenize göre küçültüp, büyütebiliyorsunuz. Ayrıca protezin kollarının içindeki vidayla alt çeneyi kaç milimetre öne alabileceğinizi ayarlayabiliyorsunuz. Ayarı, çene ağrısı yapmadığı ve horlamanın kesildiği yerde bırakıyorsunuz.
Horlama tedavisinde cerrahi yöntemlere nasıl bakıyorsunuz?
Bugüne kadar binlerce hastayı ameliyat ettim. Üst solunum yolunda aşırı bir darlık varsa, burun orta kemiği eğriyse, burun eti büyükse, hastada kronik sinüzit veya alerji varsa, ki bu durumda burun etleri büyür, cerrahi tedaviyi tavsiye ederim. Burundaki sorunları ilaçlarla çözebilirsiniz ama burunda sürekli ilacı tavsiye etmiyoruz, çünkü bir süre sonra burnun içini harap ediyor. Burnun küçük cerrahi yöntemlerle ve özellikle radyofrekans yöntemiyle tedavisini çok uyguladım ve tavsiye ediyorum. Bunun dışında mesela bademcikler çok büyükse alınması lazım. Çünkü büyük bademcikler boğazı ve nefes yolunu daraltıyor. Eğer yumuşak damak, küçük dil dediğimiz uvula uzunsa ve boğazı bloke ediyorsa bunun kısaltılması lazım. Hatta radyofrekans yöntemi ile yumuşak damağın büzülmesini tavsiye ediyoruz. Ancak cerrahi yöntemlerle, horlama ve uyku apnesinde uzun vadeli çözümlerin oranı yüzde 50’yi maalesef geçmiyor.
TOMED firmasını anlatır mısınız?
TOMED 1997 yılında bir Alman kimyager tarafından Bensheim’da kurulmuş. Firmanın ana konusu horlama ve uyku apnesine karşı yardımcı aletler. Bunlar çene protezleri, hastayı yan yatmaya zorlayan özel uygulamalar ve burnu açan aygıtlar. TOMED bu alanda çalışan uzmanların, doktorların tanıdığı bir firma. Biz firmayı 1.5 yıl önce devraldık. Firmanın idari işleriyle kızlarım Aylin ve Suzan ilgileniyor, ben danışmanlığını yapıyorum ve yurt dışı bağlantılarını sağlıyorum. Eşim Sabine finans işleriyle uğraşıyor. Bunun yanında horlama protezlerini geliştiriyorum. Bu arada TOMED’de jinekoloji ile ilgili materyaller de bulunuyor. Artık muayenehanede çalışmıyorum, kızlarıma destek olmak için buradayım. Ama muayenehaneyi özledim, herhalde bu işler rayına oturduktan sonra tekrar muayene ve ameliyatlarıma geri dönerim.
ALMANYA’YA 1.5 YILLIĞINA GELMİŞTİM
Babam ben 14 yaşındayken vefat etti. Zor şartlarda yetiştim. ABD’den döndükten sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandım. Üniversitede okurken param olmadığı için yaz kamplarında Hollanda’ya gider iplik fabrikasında çalışırdım. Üniversiteyi bitirmeme birkaç hafta kala annem vefat etti. Üniversiteyi bitirdikten sonra ihtisas yapmak için ABD’ye dönmek istiyordum. Tabii oraya giderken cebimde biraz para olsun, bir de ikinci bir lisan öğreneyim diye Almanya’ya geldim. Duisburg’da çalışan bir köylümüzden iki bin mark borç alarak Lüneburg’daki Goethe Enstitüsü’nde Almanca öğrendim. 1.5 yıl kalmayı planladığım Almanya’da karar değiştirip temelli kaldım. Almanya’da önce Hannover Üniversitesi’nde çocuk ve yeni doğmuş anestezisi ve yoğun bakımı üzerine uzmanlık yaptım. Bu arada doktora tezimi bitirdim. Sonra askerlik hizmeti çerçevesinde GATA’da1.5 yıl yedek subaylık yaptım. Almanya’ya döndükten bir süre sonra Ulm Üniversitesi’nde KBB ve foniatri uzmanlığını bitirdim. 1990’dan sonra Köln’de PAN-Klinik başta olmak üzere değişik kliniklerde burun, horlama ve profesyonel ses hastalıkları üzerine çalışmalar ve ameliyatlar yaptım. 2010-2015 yılları arasında ise ağırlıklı olarak Türkiye’de çalıştım. Kızlarımla birlikte TOMED’i devralınca Almanya’ya geri döndüm. Bir dönem Türk-Alman Tabipler Birliği’nin başkanlığını yürüttüm ve çok güzel çalışmalar yaptık. Bu aralar ayrıca mesleki dergilere makaleler yazıyor, horlama ve radyofrekans yöntemi konularında uluslararası konferanslar veriyor ve workshop’lar yapıyorum.”
DÜNYADA OLUP BİTENİ YOLCULARIN ATTIĞI GAZETELERDEN ÖĞRENİRDİM
“Trabzon’un Çaykara ilçesinin bir dağ köyünde 11 çocuklu bir ailenin 10’uncu çocuğu olarak dünyaya geldim. Annem okuma yazma bilmezdi, babam okuma yazmayı askerde öğrenmiş. İlkokulu Arifiye’de, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda okudum. Lise son sınıfta kazandığım bir bursla, bir yıllığına Amerika’ya gittim. New York’ta küçük bir kasabada lisenin son sınıfını tekrar okudum ve diploma aldım. Ben elektriği 14 yaşında gördüm, gaz lambasında ders çalışırdım, televizyon yoktu. Arifiye Kalaycı bayırında E5 yolunda bayır yukarı yavaş geçen otobüslerin peşinden koşar, “Gazete, gazete” diye bağırırdık. Sağolsun yolcular okudukları gazeteleri atarlardı. Bunları okuyarak ülke genelinde ve dünyada neler olduğunu öğrenmeye çalışırdık.”
BİR GÜN EMEKLİ OLUNCA...
“Spora çok meraklıyımdır. Amatör liglerde futbol oynadım, masa tenisi ve tenis oynarım. Folkloru, yüzmeyi severim. Bir gün emekli olursam fotoğrafçılıkla ilgilenmek ve dünyada daha göremediğim yerleri gezmek istiyorum. Müziği severim... Hatta çok iyi olmasa da saz, gitar, armonika çalarım.”