Evde oturan işçileri geri çağırdık

Güncelleme Tarihi:

Evde oturan işçileri geri çağırdık
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2009 12:35

TOFAŞ CEO'su Pandır ÖTV'nin indirilmesiyle evde oturan işçilerimizi tekrar üretime çağırdıklarını belirtti.

Haberin Devamı

Tofaş Türk Otomobil Fabrikası (TOFAŞ), World Class Manufacturing - Dünya Klasında Üretim (WCM) kriterlerinde “Silver-Gümüş” seviyeye ulaşan ilk fabrika oldu.

TOFAŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Pandır, serbest pazar ekonomisinde çok yüksek olan rekabet ortamında, varlığın güçlendirilerek sürdürülebilmesi için müşteri beklentilerini tamamıyla karşılayan, hatta ötesine geçen, en iyi kalitede, en ekonomik ürün üretme mecburiyeti ortaya çıktığını söyledi.

Rakiplerin arasından sıyrılmak ve fark yaratabilmek için gerekli bir ayrıştırıcı unsur olan WCM'nin, iş güvenliği, kalite, verimlilik, çevre ve teslimat alanlarına odaklanarak üretim yetkinliğini sürekli iyileştirmeyi hedefleyen sistematik bir yol olduğunu anlatan Pandır, “WCM, gücünü çalışanların katılımıyla sıfır kaza, sıfır arıza, sıfır hata, sıfır stok, sıfır israf hedefleri doğrultusunda yarattığı kültürel değişimden almaktadır” dedi.

TOFAŞ'ın, WCM yolculuğuna ilk olarak Mayıs 2006'da çıktığını belirten Pandır, WCM kriterlerine uyum konusunda gerçekleştirdiği çalışmalar neticesinde TOFAŞ'ın 2007 yılının kasım ayında Fiat Grubu'nun en başarılı üretim merkezlerinden biri olduğunu WCM projesinde ulaştığı bronz seviye ile ispatladığını söyledi.

TOFAŞ'ın bronzdan gümüşe geçerken güvenlik, insan-çalışan gelişimi ve çevre kriterlerinde 3 ve üstü, lojistik ve kalite kriterlerinde ise en az 2 puan alması gerektiğini anlatan Pandır, şunları kaydetti:
“Bunun yanında, önemli miktarda mali anlamda iyileşme sağlanması, elde edilen knowhow'ın fabrikanın tümüne yaygınlaştırılması, yeni kayıp ve israfların bulunarak tanımlanması ve bunları iyileştirmek için aynı zamanda ilave knowhow üretmek gerekmektedir. TOFAŞ, Kasım 2007'de 53 puan ile ulaştığı bronz seviyeden sonra belli bir disiplin içinde yaptığı yetkinlik iyileştirici çalışmalar sonrasında, 6 ayda bir denetlenerek Mart 2009'da 62 puan ile gümüş seviyesine ulaşmıştır. Bu süreçte 2008 yılında çalışanlarımızın yüzde 100 katılımıyla 96 bin 174 öneri ve 7 bin 988 iyileştirme çalışmasıyla 14 milyon 121 bin avro transformasyon maliyetinde iyileşme ve 3 milyon avro direkt malzemede kazanç sağlanmıştır.”

“TOFAŞ'I DİĞERLERİNDEN AYIRAN EN BÜYÜK ÖZELLİK, TÜRK İNSANI...”

WCM Association'a üye birçok endüstri ve sanayi grubunun bulunduğunu, global anlamda Fiat Grubunun, bu üye kuruluşlardan birisi olduğunu anlatan Pandır, “Fiat Grubunun küresel anlamda 170'in üzerinde fabrikası vardır ve Türkiye'de Bursa ilimize yaklaşık 41 yıl önce kurulmuş TOFAŞ Fabrikası dışında gururla söyleyebiliriz ki gümüş seviyeye ulaşan bir fabrika bulunmamaktadır” dedi.

Henüz “altın” seviyesine ulaşmış Fiat fabrikası bulunmadığına işaret eden Pandır, “TOFAŞ olarak gümüş kademesine ulaşmamızın ardından WCM yolculuğumuzu taçlandırmak, altın seviyesine ulaşmak hedefi ile var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Ali Pandır, TOFAŞ'ı diğer fabrikalardan ayıran en büyük özelliğin Türk insanı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“İtalya'daki bazı çalışma arkadaşlarımız, bizim elemanlarımızla yaptığımız toplantılardaki coşkuyu ve bizim çalışanımızın TOFAŞ'a olan sevgisini ve bağlılığını videoya alıp, gidip İtalya'daki arkadaşlarına gösteriyor. Çalışanlarımızda TOFAŞ'a bağlılık, dayanışma ve sevgi var. Buradaki insanlar 'burası benim evim, ekmek teknem' diye bakıyor. En büyük fark burada. Yapılan yöntem aynı, bizim çalışanımız çok büyük fark atıyor. Çalışanımızın TOFAŞ'a bağlılığı bizi diğer fabrikalara fark attırdı. Böylesine heves ve coşkuyu her ülkede sağlamak kolay değil. Bu işin adı dünya klasında üretim, ama biz dünya klasında firma olmak istiyoruz. Öyle bir iddiamız var, bu sadece üretimle sınırlı kalmayacak. Biz TOFAŞ olarak dünya klasında olmak istiyoruz, bu konuda bazı çalışmalar var.”

“EVDE OTURAN İŞÇİLERİ TEKRAR ÜRETİME ÇAĞIRDIK”

Pandır, TOFAŞ'ın kısa çalışma başvurusunu geri çekmesine ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti:
“Bizim belli oranda işçi fazlamız vardı ve bu istihdam fazlasının da işler böyle giderse yılın son çeyreğine kadar istihdam edilemeyeceği tahminde bulunarak kısa çalışma ödeneğine başvurmuştuk. Şimdi ÖTV'nin indirilmesiyle ilgili yasa çıktı. Diğer taraftan da Avrupa hükümetlerinin hurda indirimi gibi teşvikleri var. Bunların da hepsi sınırlı zamanda. Dolayısıyla onların getirdiği şu an için önümüzde büyük bir talep var. O talep de bizim o evde oturan işçilerimizi tekrar üretime çağırmamızı sağladı. Ama tabii bu 3 aylık süre, tekrar bir düşüş olacak. Dolayısıyla biz de müracaatımızı öteledik. ÖTV indirimi bittikten sonra normal pazar şartlarının çok altında bir düşüş bekleniyor. Dolasıyla ondan sonra daha az talepli bir döneme girileceği için biz de bunu o zaman kullanmayı daha doğru bulduk. Yılın ikinci yarısında büyük bir ihtimalle kısa çalışma yasasına tekrar başvurmamız gerekecek.”

Hükümetin ÖTV indimini stok eritmek amacıyla yaptığını anımsatan Pandır, TOFAŞ'ın stoklarını iyi yönettiği için krize düşük stokla girdiğini söyledi.

ÖTV indirimiyle stokları olmadığı için üretimi hızlandırma gereği olduğunu belirten Pandır, “Yani stok eritme diye bir derdimiz yok. Şu anda bizim için bu fırsat mamul stokunun değil ham madde ve yarı mamul stokunu eritmek oluyor. Onun için de bir an evvel üretim yaparak elimizdeki stok sacları otomobile çevirip satmayı amaçlıyoruz” diye konuştu. ÖTV indiriminin ardından bütün tahminlerin altüst olduğunu ifade eden Pandır, daha önceki tahminlerine göre artış olduğunu, ancak bu artının ne kadar olduğunu kimsenin bilmediğini söyledi.

Pandır, “Frene doğru zamanda bastık, iyi durduk. Kriz öncesi stokumuzu iyi yönettik. Şimdi talep arttığında stok eritme değil, duran hatları çalıştırıyoruz” dedi.

“İSTİHDAM FAZLALIĞINI HER TÜRLÜ DEĞERLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

TOFAŞ'ın istihdamı koruyabilmek için çok çeşitli çalışmalar yaptığını anlatan Pandır, taşerona verdikleri işleri içeride yapmaya başladıklarını, yeni araç projelerinin de istihdama katkı sağladığını anlattı.

Yeni Doblo'nun devreye gireceğini hatırlatan Pandır, şunları söyledi:
“Yeni araç projeleri devreye girdiğinde normal çalışma düzeninde ister istemez fazla mesailer oluşur. Çünkü belirli bir zamanda çok fazla iş yapmak zorundasınız. Bu kriz dönemindeki fazla istihdamınız o dönemleri, fazla mesai yapmadan elinizdeki kişilerle daha iyi değerlendirme imkanı sağlıyor. Dolayısıyla bu fazlalığı her türlü değerlendirmeye çalışıyoruz.”

Yeni Doblo'nun üretim sürecine ilişkin de bilgi veren Pandır, “Krize yakalandığımızda artık bu proje son aşamasına gelmişti. Şu anda artık deneme üretimleri, testleri yapılıyor. Araç ortaya çıktı bundan sonra durdurmak ötelemek gibi bir şey zaten olamaz” dedi.

Deneme üretiminin ardından, üretimin başlayacağını, bayilerin stokunu ve şebekeyi doldurma süresinin sonrasında aracın ticari tanıtımının yapılacağını bildiren Pandır, “Tanıtım büyük ihtimalle bu yılın sonuna doğru olacak. Fiat'ın öngöreceği bir zaman ve ortamla eş zamanlı lanse edeceğiz” diye konuştu.

“BEYİN GÜCÜMÜZÜ İHRAÇ EDECEĞİZ”

TOFAŞ'ın Fiat'in her konuda en iyisi olmaya çalıştığını dile getiren Pandır, test imkanları ve yetkinlik olarak TOFAŞ'ın Ar-Ge'de Türkiye'nin en iyisini olduğunu söyledi.

Ar-Ge mühendisi yetiştirmenin uzun soluklu bir iş olduğunu, TOFAŞ'ın da gerçekleştirdiği 3 araç projesiyle bu deneyimi elde ettiğini belirten Pandır, “Bir aracı hiçbir yabancı yardımı olmadan knowhow olarak yüzde 100, A'dan Z'ye bizim yapabilme kabiliyetine sahip olmamız önemli. Burada şu anda yüzde 75 seviyesinde civarında yetkinliğimiz var. Bunu gittikçe artırıyoruz” dedi.

Ar-Ge Teşvik Yasası'yla Ar-Ge merkezi sertifikası olan ilk grup şirketlerinden biri olduklarını hatırlatan Pandır, “2010-2011'e doğru biz artık TOFAŞ'ta üretilmeyecek bir takım projeleri buraya getirip Fiat adına mühendislik olarak yapıp bir yerde beyin gücümüzü ihraç edeceğiz. O zaman sadece mamul değil,mühendislikle servis ihracıyla Ar-Ge merkezimiz yeni bir kar merkezi haline gelecek” diye konuştu.

Bazen, Fiat'ın şu anda yapılandığı Rusya, Sırbistan gibi ülkelerin 'acaba TOFAŞ'tan iş alır mı' şeklinde düşündüklerini ifade eden Pandır, şöyle devam etti:
“Burada güven konusu öne çıkıyor. TOFAŞ tarihindeki bu birikimi, işi dört dörtlük yapıp teslim etmeyi 1-2 yılda kimse becermez. Bu uzun bir süreç. Dolayısıyla yeni devreye giren ülkelerin bize bu güvenilirlik konusunda ve bu bilgi birikimi ve tecrübeye dayanan üstünlüğümüzü parayla pulla elimden almaları kolay değil. Ürün bazında baktığınızda TOFAŞ'ın yeri çok kesin. Biz Fiat'ın içinde hafif ticaride tekiz. Fiorino ve Doblo'nun tek üreticisiyiz. Hafif ticarinin de en büyük segmenti o. Diğer taraftan da küçük sedanın da tek tabancası ve ağır topu biziz. Linea ve Albea, ilerde onların yerine geçecek otomobillerin de artık ilelebet tek sahibi biz olacağız.”

“KRİZ ZAMANINDA KÜÇÜK BÜYÜK DEMEDEN HER YERE BAKIYORUZ”

Hindastan'da Linea'nın üretimi başladığını, TOFAŞ'ın mühendislik takviyesi ve çok büyük miktarda komponent ihraç ettiğini bildiren Pandır, “Çünkü onların Linea'yı bizim kadar hızlı yerleştirmesi mümkün değil. Onlar yapana kadar birçok parçasını Türkiye'den alıyorlar” dedi.

Bu alanda Rusya'ya da ihracatlarının devam ettiğini belirten Pandır, “Geçen yıllarda çok hızlı büyüdüğümüz için birçok küçük pazarı ihmal etmiştik. Şimdi kriz zamanında küçük büyük demeden her yere bakıyoruz. İran'a ihracatımız başladı, Orta Doğu'yu deniyoruz. Oradan da bir şeyler çıkabilir” diye konuştu.

İtalya'da doğal gaz motorlu araçların teşvik edildiğini hatırlatan Pandır, “CNG dediğimiz doğal gaz motorlu ticari araç bir tek bizde var. Doblo'da var, şimdi çok hızla Fiorino'da da yapıyoruz. Proje hızlandırıldı, bir an evvel devreye sokarsak özellikle bu versiyonlarda çok üstün stratejik avantaj elde edeceğiz. Herhalde Ağustos-Eylül aylarına yetiştirmeye çalışacağız” diye konuştu.

“BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN KARLILIĞIMIZI KORUMAK”

Ali Pandır, pazar payındaki değişikliklerin, rakip oyuncuların pazardaki agresif kampanyalarına bağlı olduğunu söyledi.
TOFAŞ'ın politikalarında hiçbir zaman zararına satış yapıp sadece pazar payı yükseltme amaçlı aksiyon bulunmadığının altını çizen Pandır, şunları söyledi:
“Özellikle büyük filo anlaşmaları çok büyük ıskontolarla bazı rakipler tarafında yapıldığında birden bire pazar payları tırmanıyor. Biz o kar marjımızı da korumak istediğimiz ve o tür anlaşmalara girmediğimiz için zaman zaman pazar payımız düşüyor. Bizim için önemli olan pazar payını belli bir seviyede tutup, karlılığımız korumak.”

Ali Pandır, Fiat ile Chrysler işbirliğine ilişkin olarak ise şu görüşleri paylaştı:
“Fiat'ın yararına olan, bir şekilde TOFAŞ'ın da yararınadır. Bizim ana firmamız öksürse, biz burada nezle oluruz. Onun için iyi olan bir şey, mutlaka buraya da yansıyacak. ABD pazarı, düşüşe rağmen dünyanın en büyük pazarı. O pazarda hiç yer almayan Fiat şirketinin orada yer alması, bir tane bile satması artıdır. İlk aşamada hedeflenen Chrysler ürün yelpazesinin Fiat'laşması. Bu aşamada ABD'de üretilecek modeller arasında TOFAŞ'ın ürettiği modeller yer almıyor. Aslında hafif ticari diye konsept yok orada. Ama ileri aşamalarda Doblo'da büyük ihtimalle bir potansiyel olacaktır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!