Güncelleme Tarihi:
FİNLANDİYA Cumhurbaşkanlığı adayları arasında adı geçen Avrupa Birliği’nin (AB) Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Komiseri Olli Rehhn, “Borç krizinin ortasında Brüksel’deki görevimi bırakıp Finlandiya Cumhurbaşkanlığına aday olamam. Euro Bölgesi’nin ekonomisi kötü durumdayken bırakıp gidemem. Euro Bölgesi ülkem kadar önemli. Mevcut krizi iyi yönetip, çözümüne katkıda bulunmuş bir isim olarak Finlandiya’nın Cumhurbaşkanı olmak isterim” dedi. Üyesi olduğu Finlandiya’nın merkez partisinden kendisine gelen Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklifini yaz boyunca düşündüğünü belirten Rehn, şu açıklamayı yaptı: “Yaptığım müzakereler sonucunda, Brüksel’deki faaliyetlerimi sürdürürken diğer yandan Cumhurbaşkanlığı adaylığı için mücadele edemeyeceğimi anladım. Avrupa ekonomisini düzeltmek için görevlerimi tam anlamıyla bitirmiş değilim. Dolayısıyla Euro Bölgesi’ndeki kriz en yoğun döneminde iken ve global ekonomide de tarihi gelişmeler yaşanırken iki işi birden yapmam mümkün değil.”
Ünü ülkesini aştı
Euro Bölgesi’ndeki borç sorunlarının üstesinden gelmek için halen yapmakla yükümlü olduğu işleri bulunduğunu kaydeden Rehn, “Bu Finlandiya’yı geri planda tutacağım anlamına gelmiyor. Finlandya’nın diğer uluslar arasındaki duruşunu koruması için görüşlerimi savunmaya devam edeceğim. Bu her zaman benim öncelikli görevlerimden biri olacak” dedi. Rehn’in partisi Merkez Parti, geçen nisan ayında yapılan seçimlerde çok başarısız sonuç almıştı. Ancak Rehn’in uluslarası alandaki ünü, Finlandiya halkı üzerinde sempati oluşturdu. Finlandiyalılar partisini ülkeyi yönetmek üzere seçmese de Rehn’i beğendiğini ve Cumhurbaşkanı olarak görmek istediğini söylüyor. AB’nin özellikle 2008 global kriz sürecinde en önemli görevlerinden biri olan Ekonomik İşlerden Sorumlu Komiserliğini şu anki kritik kriz döneminde de başarıyla yürüten Rehn, daha önce de birlik için önemli pozisyonlardan biri olan Genişlemeden Sorumlu Komiser görevini yapmıştı. Bu nedenle Türk kamuoyunun da yakından tanıdığı Rehn, kriz sürecinde Yunanistan’la başlayıp, İrlanda ve Portekiz’le devam eden borçlu ülkelere mali yardım yapılması konusunda başarılı bir koordinasyon misyonu üstlendi.
Euro ortak tahvili
Rehn’in şu an üzerinde çalıştığı konu ise Euro Bölgesi’ndeki borç krizine en etkin çare olarak görülen ortak Euro tahvil ihracının yapılması. Rehn, Almanya’nın şiddetle muhalefet etmesine rağmen bu konuda Avrupa Komisyonu’na sunulmak üzere bir rapor hazırlıyor. Ortak tahvil konusunda hazırladığı ön raporda Rehn, “Ortak tahvil Euro Bölgesi’ndeki bütçe disiplinini güçlendirecek ve global piyasalarda Euro’nun istikrarını artıracak” demişti.
Yunanistan ikinci paketi acil istedi ‘teminat’ uyarısı aldı
YUNANİSTAN Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Evangelos Venizelos, Eurogroup Başkanı Jean Claude Junker ile Avrupa Komisyonu’nun Mali İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean Claude Trichet ve Eurogrup üyelerine gönderdiği mektupta, “21 Temmuz kararlarının acilen ve tam olarak uygulanmasını” istedi. Venizelos, mektubunda, Finlandiya’nın Yunanistan’ın alacağı ikinci yardım paketi için teminat anlaşması yapması ve ardından bu yönde Almanya, Hollanda, Solvenya ve Slovakya’dan da taleplerin gelmesi ile ortaya çıkan sorunun siyasi bir sorun olduğunu kaydetti. Venizelos, “Yunanistan, 21 Temmuz kararlarının acilen ve tam olarak uygulanması için mümkün olduğunca iyi niyet ve esneklik gösterdi. Bu kararlar sadece Yunanistan ile ilgili bir durum değil” dedi. Bu arada Moody’s de, Yunanistan’ın alacağı kurtarma yardımı karşılığında teminat anlaşması yapması nedeniyle bu ülkeye yapılan finansal yardımın bir sonraki diliminin gecikebileceği ve temerrüte düşebileceği uyarısında bulundu.
Almanya bütçe açığı tahminini 1.5’e çekti
AVRUPA Birliği (AB) ve Euro Bölgesi’nin motor gücü Almanya, daha önce yüzde 2.5 olarak öngördüğü bütçe açığı tahminini yüzde 1.5’e çekerek, bütçe dengesini beklenenden daha önce sağlayacağını açıkladı. 17 üyeli Euro Bölgesi’nde Yunanistan, İrlanda ve Portekiz’in başını çektiği borç borç krizi ile mücadele kapsamında tüm üyelerin tasarruf paketleri uygulayarak bütçe açığını 2013’e kadar yüzde 3’e çekmesi gerekiyor. Eldeki verilere göre, bu kriteri ilk önce yakalayacak ülke 2010 yılını yüzde 3.3 bütçe açığı ile kapatan Almanya. Almanya Maliye Bakanlığı resmi internet sayfasında yaptığı açıklamada, bütçe disiplini konusundaki pozitif gelişmelerin 2015’e kadar süreceği belirtildi. Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble da, Almanya’da konjonktürel canlanmanın beklenildiği kadar fazla olmadığını, ancak şimdi tüm göstergelerin bu yıl yüzde 3 oranında bir büyüme yaşanacağına işaret ettiğini belirtti. Schaeuble, “Bu da demektir ki, büyümede beklentilerin üzerindeyiz” dedi. Schaeuble, abartılı beklentilerin biraz darbe aldığını kaydetti. Almanya yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0.01 büyüme oranı ile beklentinin altında performans göstermişti. Yılın ilk çeyreğinde ise, yüzde 1.3 büyüdü.