Güncelleme Tarihi:
TARIM ve hayvancılık ülkesi Türkiye’de peynirde ‘inovatif’ denemeler de artıyor. Yaklaşık 6 ay önce ‘et teknolojisiyle peynir işleme’ye başlayan, fesleğenli, çörekotlu, tane karabiberli, dometesli heliz otlu parmak peynirler üreten Muratbey Gıda ve Süt Ürünleri Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. (Muratbey), çeçil peynirini yağlı üretmek için de yeni makine imal ettirip patentini aldı. Geçen yıl 100 milyon lira ciro yapan ve 160 farklı barkodluk peynir üreten firma, 2010’daki 6 milyon dolar olan ihracatını da bu yıl artıyor. Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol ve Yardımcısı Recai Erol’un ikinci kuşak olarak büyütmeye çalıştığı Muratbey’de 270 kişi çalışıyor.
Baba Paşabahçe’ye işçi oldu
Necmi Erol, şöyle başlıyor Muratbey’in öyküsünü anlatmaya: “Mesudiye sahile 140 kilometre, Kuzey Anadolu dağlarında ve arazi engebeli. İnsanlar geçim için başka işler yaparmış. Bizim köy Ilışar Köyü’dür. Küp imalatı ticareti yaparmış. Toprak eşyalar, küp, testi, v.s. yapıp atlara yükleyip yakın illere köylere değiş tokuş yaparak satarlarmış. Babamız 1950’de göç etmiş İstanbul’a. Beykoz’da Paşabahçe Cam Fabrikası’nda işçi olarak çalışmaya başlamış. Üretimde kireç kullanılıyormuş. Bir kireç ocağı bulup, fabrikaya kireç satmaya başlamış. Sonra da Koşuyolu’nda bir bakkal dükkanı açmış. Kardeşleri de gelmiş.”
7 kardeşe bir bakkal yetmeyince
Necmi Erol, babası Bilal Bey’in bakkalının bir süre sonra 7 kardeşe yetmemeye başladığını belirtiyor ve dedesinin de bu nedenle yeni arayışa girdiğini anlatıyor. Erol, şöyle devam ediyor: “Menderes dönemiymiş. Eminönü’nde büyük istimlaklar yapılarak Mısır Çarşısı’nın yan tarafı, bugünkü otobüs duraklarının olduğu yerdeki hanlar (Katırcıoğlu Hanları) yıkılmış. Pazar yeri gibi bir boşluk oluşmuş. Bizimkiler de bu boşlukta seyyar sebze satmaya başlamışlar. 1960 ihtilali olunca Refik Tulga Paşa İstanbul’a belediye başkanı atanmış. ‘Bunlara geçici yer yapın’ demiş. 1961’de tahtadan barakalar (1.75 cepheli 7 metre derinlikli) yapmışlar. Bu barakalar 1 yıllık izinle yapılmış ama 1993’e kadar kaldı. 32 yıl Kars kaşarı ve tulum peyniri satarak, sebze, sarmısak ne gidiyorsa tezgaha koyarak devam ettik.”
Barakalar yıkılınca
Necmi Erol, 1993’te Emiönü Meydanı yeniden yapılandırılınca baraka dükkanların yıkıldığını belirterek, şöyle konuşuyor: “Yıkılmasaydı orada kalır, bize yeterli görebilirdik. Günde 1-1.5 ton tulum peyniri satıyorduk. O yüzden de imalata cesaretimiz olmuştu. Adapazarı’nda bize sucuk yapan bir tüccar ile imalathane kurmuştuk. Zonguldak Eflani’de Efko Süt’ün tesisini kiraladık. Ardından Kastamonu’da bir tesis, Manisa Kula’da iki işletme kiraladık. 2003’te ise Uşak’ta 6 bin metrekare kapalı alana sahip bir tekstil fabrikasını aldık ve gerekli yatırımları yaparak üretimi orayı topladık.”
Et teknolojisi peynirde
Necmi Erol, inovatif (yenilikçi) çalışmalar hakkında şu bilgileri veriyor: “Etçilerin teknolojisiyle peynir bilgisini birleştirdik ve peyniri et gibi işledik. Parmak peynirler ürettik. Şekil ve tadı farklı peynirler çıktı ortaya. Çocuklara peynir yedirmek istiyoruz. Çörek otlu, fesleğenli, karabiberli, fıstıklı, domatesli v.s. 6 ay önce piyasaya sürdük.”
Elektrik mühendisliği yapmadım tezgâhtar maaşı daha yüksekti
MURATBEY Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, 7 yaşından itibaren Eminönü’ndeki dükkana gitmeye başladığını ancak babasının kendisini okuttuğunu da anlatıyor. Erol, “1977’de İTÜ’den Elektrik Mühendisi olarak mezun oldum. Bir süre İETT’de mühendis olarak çalıştım. Tahsin Kaya’nın şirketinde de biraz çalıştım, askere gittim. Geldim ve mühendisliğe devam etmek istedim. Bir şirkete gittim. Bizim dükkandaki tezgahtarın maaşının altında bir rakam verilince ‘Eğer bir mühendis tezgahtar kadar değerli değilse ne anlamı var bu işi yapmanın’ dedim. Çizmelerimi geçirdim ayağıma, önlüğümü giydim ve tezgahın başında bağıra bağıra peynir satmaya başladım” diyor.
Çeçili yağlı yapmak için özel makine ürettirdik
GELENEKSEL çeçil peynirinin yağsız olduğunu belirten Necmi Erol, “Çeçili de yağlı yaptık. Bunun için yağlı üretebilecek makineleri kendimiz tasarladık ve patentini aldık. Şimdi jelibon esnekliğinde bir peynir daha üreteceğiz ki bu da çocuklar için. 1 santimetre çapında ip gibi. Hedef çocuklardan başlayarak peynir tüketimini artırmak. Türkiye’de dünya ortalamasının çok altında peynir türekiliyor. Dünya ortalaması kişi başına 15 kilogram, Türkiye’de ise 5 kilogram” diyor.
DİĞER HABERLER
Kırşehir de ‘çılgın proje’ istedi
KIRŞEHİR Federasyonu Başkan Yardımcısı Bülent Çağlar, “Başbakan’ın çılgın projesini Kırşehir’de yapmak istiyoruz” dedi. Çağlar, Kırşehir Federasyonu tarafından hazırlıkları yürütülen Kırşehir merkezli “Medeniyetler Şehri ve Tema Parkı” projesiyle ilgili olarak şunları söyledi: “TOKİ ve Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından Ankara’da planlanan tema park için çalışan yatırımcı gruplar, imar planlarında çıkan sorunlar üzerine Kırşehir üzerinde çalışmaya başladı. Siyasi iradenin de oluşması durumunda, 3-4 milyar dolarlık bir turizm yatırımı, harekete geçirilebilir. Hirfanlı Barajgölü de değerlendirilir. Kapodakya’nın da giriş kapısı olan ilimiz, ‘inanç ve kültür turizmi merkezi’ olabilir. Sayın Başbakan’dan destek istiyoruz.”
Orakçıoğlu: Başarı için önce hayal kurmak lazım
ORKA Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, başarılı olmanın ilk adımının hayaller kurmak olduğunu söyledi. Mezun olduğu Atatürk Üniversitesi (AÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde (İİBF) bir konferans veren Orakçıoğlu, her türlü zorlukların üstesinden gelerek nasıl büyük başarı yakaladıklarını, başarılı olabilmek için de dikkat edilmesi gereken püf noktaları anlattı. Maddi durumları iyi olmadığı için zor koşullarda üniversite eğitimini tamamladığını ve mezun olduğu zaman da ailesinden kalan bir mal varlığının bulunmadığını vurgulayan Orakçıoğlu, “Bütün zorlukları iliklerime kadar yaşamıştım. Mezun olduktan sonra hayaller kurmaya başladım. Başarılı olmanın da ilk adımı hayaller kurmaktır. Bir işte büyümek için önce vizyon önemlidir. Vizyon da planlanmış hayaller demektir” dedi.