Güncelleme Tarihi:
Yasun, Türkiye'de et hayvancılığı yapılmadığını, kırmızı et ihtiyacının süt hayvancılığından sağlandığını söyledi.
Süt hayvancılığında verimden düşen dişiler ile genç erkeklerin kesime gittiğini vurgulayan Yasun, bu yüzden ülkede et ve sütle ilgili tüm gelişmelerin süt hayvancılığını doğrudan etkilediğini anlattı.
Yasun, et ithalatının başlaması ve maliyetlerin altında et getirilmesi durumunda ülkedeki damızlıkların kesiminin hızlanacağını belirterek, şöyle konuştu:
“Üreticiler, hayvanlarını kestirmek için mezbahalar önünde sıra oluşturuyor. Ellerindeki damızlıkların değer kaybetmemesi, canlı hayvan gelmesiyle hayvancılığın daha zor olacağı endişesiyle üreticiler, mezbahalara koşuyor. Kesimin artmasını bazı kesimler iyi görüyor ancak, ülkedeki hayvancılık derinden yara alıyor. Et ithalatıyla ilgili panikle, çok hızlı alınan kararın etkilerini yılın ikinci yarısında daha net göreceğiz. Çok değil haziran ayı sonunda neler olacağını hep birlikte seyredeceğiz. Ülkede hayvancılık bitme noktasına doğru gidiyor.”
Birkaç yıl öncesine kadar toptan sütün litre fiyatının 40 kuruşa kadar gerilediğini ve o dönemlerde hayvan kesimlerinin arttığını anımsatan Yasun, “Uzunca süre böyle devam etti. Süte destek istedik ama olmadı. 2010 yılında hayvancılığın çok kötü noktaya geleceğini söyledik. Bugüne bakın, hayvancılık hangi nokta? Şimdi de 'bu gidişle hayvancılık biter' diyoruz, önümüzdeki aylarda göreceğiz” dedi.
Yasun, 4 ay sonra ülkedeki et ve süt fiyatlarının bugünkü noktada olmayacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Et için kapıları açtıktan sonra bir daha kapatamazsınız. Kapıların açılması hayvancılığı olumsuz etkileyecektir. Hayvancılık bitecek, süt üretimi azalacak. Süt ürünleri ithalatı başlayacak ve biz Avrupalı çiftçileri destekler hale geleceğiz. İmkanı olsa süt ithalatı bile yapılabilir. Sütü doğrudan getiremeyecekleri için peynir, yoğurt, tereyağı gibi nihai ürünler ithal edilecek. Bu noktadan sonra ülkede hayvancılığı toparlamak imkansız hale gelecek.”