Güncelleme Tarihi:
Özkan Akkayagil 1990’da kurduğu Garibaldi markası ile tekstil sektörüne girdi. İlk şirketini kurduğunda 24 yaşındaydı. Garibaldi gömlek ve kravatları, kısa
Ancak aldığı milyonlarca dolar krediyi ödemedi. 2001’de Bodrum’da yapılan bir operasyonda çok sayıda kişi ile birlikte gözaltına alındı ve bir süre tutuklu kaldı. Karmaşık ilişkilerinden sonra ticarete yönelen ve önemli bir ölçekte motor yağı ticareti yapan Akkayagil, 26 Temmuz 2011 akşamı haber merkezlerine ulaşan ‘silahlı kişilerce kaçırılma’ haberi ile bir kez daha gündeme geldi. Ancak bu kez bir fark vardı: "Özkan Akkayagil bu kez suçlu değil mağdur konumdaydı."
Görüşme için Sapanca’ya çağırdı
hurriyet.com.tr, Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşması yarın görülecek dava dosyasına giren belgelerde Akkayagil’in kaçırılma olayının perde arkasını ortaya çıkardı.
Özkan Akkayagil’in kaçırılma olayı 24 Temmuz 2011 akşamı yaşandı. Akkayagil, Tuzla’da, Irak’dan gelen müşterileri ile iş toplantısı yaptığı sırada eski ortağı Samsunlu işadamı Tuncer Yiğit’den bir telefon aldı. Yiğit telefonda, arabasının arızalandığını, İstanbul yerine Sapanca’da buluşma teklifinde bulundu. Akkayagil, masada müşterileri de olduğu için, başlangıçta bu teklife sıcak bakmadı; ancak Yiğit’ın ısrarı sonrası iki müşterisi ve şirket çalışanları ile birlikte Sapanca’ya doğru yola çıktılar.
Yağ ticareti için masaya oturdular
Sapanca’da bir otelde buluşan Özkan Akkayagil ve Tuncer Yiğit iş görüşmesine başladı. Görüşmenin uzaması nedeni ile beraberindeki diğer kişileri gönderdi. Tuncer Yiğit, 500 ton madeni yağ satın alacağını bildirdi. Taraflar anlaşmalarını yaptı. Yiğit yağ bedeli olan 1 milyon 440 bin liralık 9 ayrı çeki imzalayıp Akkayagil’e teslim etti. İkilinin işi bittiği sırada saat 22.00 dolayındaydı. Taraflar masadan kalkmadan önce, Yiğit lavaboya gideceğini söyleyerek masadan kalktı. Akkayagil de o ara lavaboya gitti ve Yiğit’in telefonla konuştuğu kişiye “Ahmet, Özkan’la işim bitti haberin olsun” dediğini duydu. Akkayagil bu kısa konuşmayı, o an sıradan bir konuşma olarak yorumladı ve üstünde durmadı. Ancak, çok değil birkaç dakika sonra başına gelecek olayların işaret fişeğinin bu konuşma olduğunu kısa süre sonra öğrenecekti.
Otelde işleri biten, çeklerini çantasına koyan Akkayagil, çalışanı ile birlikte arabalarına binip otelden ayrıldılar. Akkayagil, yüklü miktarda iş yapmanın rahatlığı ile arabanın arka koltuğuna kuruldu. Arabaları otelden ayrılıp 300-400 metre kadar yol gittikten sonra tren yolunun altındaki tünele girdiği sırada, kurgulanan senaryo için de düğmeye basıldı. Önlerinde giden araç yavaşladı; arkalarında gelen araç hızla arabalarına vurdu. “Ne oldu!” diye şaşkınlıkla arkalarına bakarken silahlı iki kişi Akkayagil ve şoförün olduğu araca girdi. Silahlı kişiler, şoförün kendisini arabadan atmasında sonra Özkan Akkayagil’i kaçırdılar.
"Tuncer’den aldığın çekleri ver"
Silah kabzası ile başı ve yüzüne vurulan, yüzünde kan akan Akkayagil’den istenen ilk şey, “Tuncer’in sana verdiği çekleri ver!” şeklinde oldu. Akkayagil bir süre sonda yaşadıklarını, iş yaptığı kişi ve eski ortağının planlaması ile yapıldığını anlayacaktı. Akkayagil başlangıçta çekleri vermek istemese de çok fazla direnemedi ve çantasında çıkardığı çekleri kendisini silah zoru ile kaçıran İsmail Ürkmez ve Mustafa Kara’ya verdi. İkili çekleri saydı bir yaprak çek eksikti!. Zira çantada kaç yaprak çek olduğundan dahi haberdarlardı. Akkayagil son yaprak çeki de verdikten sonra ne zaman öldürüleceğini korkuyla düşünmeye başladı.
Sana 1.6 milyon dolarlık racon kestik!
Akkayagil, üzerindeki ilk çekleri verdikten sonra kurgulanan senaryonun daha bitmediğini kısa süre sonra anlayacaktı. Akkayagil olay akşamı ve sonraki gün 3-4 farklı yere götürüldü. En son götürüldüğü evde daha önce ortak iş yaptığı Ahmet Sertkaya’yı gördü. Akkayagil, eski ortağını gördükten sonra, bütün olan biteni yavaş-yavaş çözmeye başlamıştı. Evin içinde hepsi de silahlı 6-7 kişi Akkayagil’i masaya oturtup 1.6 milyon dolar daha vermesini istediler. Sertkaya’nın bu sırada kullandığı ifade ‘Tuncer ve Zafer abimle beraber sana böyle bir racon kestik’ şeklindeydi.
Akkayagil daha fazla direnemeden çantasının gizli bölmesinde çıkardığı çek koçanını çıkarıp çekleri kesmeye başladı. Toplam kestiği çek miktarı 1.6 milyon TL oldu. Söz konusu paranın 800 bin TL’si Tuncer Yiğit’in şirketi adına, kalan kısmı ise Ahmet Sertkaya’nın şirketi adına kesildi. Çekler kesildikten sonra Akkayagil’in iş ortağı Mehmet Emin Erten arandı. Telefonda ortağı Erten ile konuşan Akkayagil, hayatının tehlikede olduğunu, göndereceği çeklere kefil olmasını istedi. Erten durumun ciddiyetini anladı ve söyleneni yaptı. Ahmet Sertkaya aldığı çekleri Pendik'te buluştuğu Erten'e imzalattı; tekrar Sakarya'ya döndü.
Çalışanları bile gerçek adını bilmiyordu
Özkan Akkayagil kendisinden alınan 3 milyon TL dolayındaki çeklerden sonra 26 Temmuz akşamı Karasu’da serbest bırakıldı. Yüzü ve giysileri kan içinde olan Akkayagil dönüş yolunda, yaşadıklarını anlatıp anlatmama konusunda tereddüt yaşasa da Avukatı Cem Kabdan ile yaptığı görüşme sonrası her şeyi anlatmaya karar verdi. Akkayagil’in başına gelenleri anlatma konusundaki çekincesi ise daha sonra anlaşıldı. Zira daha önceki davalar nedeni ile hakkında kesinleşmiş cezası bulunan Akkayagil, resmi makamlarda adının gündeme gelmesini istemiyordu. Öyleki, Akkayagil’in yakınları, çalışanları bile adını “Özcan Aktaş” olarak biliyordu. Akkayagil, olay ile ilgili ifade verdikten sonra, daha önce kesinleşen cezası nedeni ile tutuklandı. Şu sıralarda Sakarya L Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.
9 sanık için 212 yıl hapis istemi
Özkan Akkayagil’in ifadeleri sonrası Sakarya Emniyeti harekete geçti ve adı geçen isimler, biri dışında, hepsi tek-tek gözaltına alındı. Akkayagil’den silah zoru ile alınan ilk çekler Samsun’da Tuncer Yiğit’in arabasında bulundu. Kaçırma olayına karışan sanıklardan Ahmet Sertkaya, İsmail Ürkmez ve Murat Adıyaman tutuklandı. Toplam 9 kişi hakkında ‘Silahlı yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlamaları ile dava açıldı. 9 sanığın yargılanacağı davanın ilk duruşması yarın. Sanıklar 6 yıl ile 53 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası ile yargılanıyor. 9 sanık için istenen toplam ceza ise 100 yıl ile 212 yıl arasında.
BİR ZAMANLAR GÖMLEK KRALIYDI...
*1998 yılında, alacak verecek meselesi yüzünden arkadaşı Yaman Can ile ayaklarından kurşunlanan Akkayagil, 3 yıl sonra da Şişli Bomonti’de bir balık çiftliğinden ortak olduğu arkadaşı Metin Saraçoğlu ile birlikte bacaklarından kurşunlanmıştı.
*Halk Bankası’ndan aldığı 5.5 milyon dolar krediyi ödemediği, piyasada iş yaptığı yüzlerce kişiyi dolandırdığı iddia edildi.
* 2001’de emlakçı Ferruh İbrahimiye’yi 1 milyon 250 bin dolar dolandırmak ve şikâyetçi olmaması için evini kurşunlatmaktan gözaltına alındı.
*Hakkında 47 dolandırıcılık davası çıkan Akkayagil, 2001 yılında Şartlı Tahliye Yasası’ndan faydalandı.
*İstanbul'daki ticari faaliyetleri esnasında tefecilerden para alan, borcunu ödeyemediği için de Bodrum'a giden Akkayagil, burada 'Murat Taner' adını kullandı. Halk arasında ise "Kara Murat" olarak tanındı.
*2001 yılı Temmuz ayında Bodrum’da gece yarısı operasyonuyla yine yakalandı. 18 milyon dolarlık kayıt dışı ticari işlem yapan çetenin lideri olduğu öne sürüldü.