Güncelleme Tarihi:
CHP’nin Eski Bakan Yazıcı için, Atatürk Havalimanı’nda bekletilen 1,5 ton altının bulunduğu bir uçağın sahte belge ve beyanlarla Dubai’ye gönderilmesine imkân sağlayarak altın kaçakçılığı ile ilgili suç delillerini ortadan kaldırdığı iddiasıyla hakkında Meclis Soruşturma Komisyonu Kurulması istemiyle verdiği önerge TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmedi. Milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Yazıcı şöyle konuştu:
HANGİ DELİLİ KALDIRDIM
“Altın kaçakçılığının delillerini ortadan kaldırdığım iddia ediliyor. Hangi delili ortadan kaldırmışım? Ne varmış ki ben onu yok etmişim? Bu olayla ilgili ne varsa, uçağın Türkiye’ye geliş anından itibaren çıkışına kadar bütün işlemler, prosedürler hâlen dosyasında mevcuttur. Ha oradan bir şey bulabilip de ‘Şunu yok ettiniz’ diyebiliyor musunuz? Gerçek dışı bir iddia. İkinci bir iddia, yasal kılıf hazırlamak için 29 gün sonra, işte uçağın taşıdığı eşyanın transit eşyası olduğu, Dubai’ye gittiği, akaryakıt ihmali için Türkiye’ye geldiği şeklinde sınırlama yaparak müfettişi görevlendirdiğim iddia ediliyor. Soruşturma talimatım şu: ‘Havayollarına ait kargo uçağının Atatürk Havalimanı’na indiği andan itibaren Türkiye’den ayrılıncaya kadar yapılan bütün işlem ve aşamalar dikkate alınarak konunun tüm yönleriyle, gizlilik esasına riayet edilerek bir ay içerisinde incelenip, soruşturulması ve makama bilgi verilmesi’ şeklinde yazılı talimat vermişim.
ÜÇ DOSYA GİZLENMİŞ BANA DERS OLDU
Burada eksin ne var? Hemen bütün denetim birimlerinin elindeki dosyaların özet listesini istedim; kimde var, konusu ne, ne aşamada ve bunları iki klasör hâlinde topladım, bir heyet oluşturdum, incelettim ve orada gördüm ki üç dosya gizlenmiş. Bir tanesi çok meşhur, özellikle o bankaların battığı dönemlere ilişkin,10 yıllık zaman aşımına uğratmışlardı. O müfettişin denetim yetkisini disiplin kurulu kararıyla aldık. Almamalı mıydım? Ve bana ders oldu bu. O günden itibaren arkadaşlarıma verdiğim talimat; ‘Mutlaka işin niteliğine göre denetim soruşturma sürelerini takvime bağlayacaksınız’.
ZARRAB'IN ORTAĞI ZENCANİ'NİN TAHRAN'DAKİ ÇILGIN PROJESİNE İPTAL
BU ÇİĞKÖFTEYİ YEDİRMEM
Arkadaşlarıma verdiğim talimat şu olayı öğrenir öğrenmez: ‘Kesinlikle yanlış bir iş yapılmasın, her şeyi hukukun içerisinde hem yazılı hukukun hem etik kuralların içerisinde yürüteceksiniz’ demişim. Efendim, ‘Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’na muhalefet var, savcının görevi oraya göndermişiz ve o savcılık da bir gerçek kişi bir tüzel kişiye 57 milyon TL ceza kesmiş, hukukun içerisinde. Altının ithali yasak değil, ticareti yasak değil, hiçbir vergiye tabi değil. Katma değer vergisine tabi değil. Ne zamandan? 1984 yılından bu yana. ÖTV’ye tabi değil 1990 yılından bu yana. Gümrük vergisine tabi değil 1996 yılından bu yana. Dolayısıyla, vergiye tabi olmayan bir ürünün…Değerli arkadaşlar, bu olayda kamunun, Bakanlığın yapması gerekip de yapmadığı, uygulamadığı hiçbir prosedür yoktur. Dolayısıyla, biz kül yutmadık bu olayda ama siz önergenizde çiğ köfte yapmışsınız, içine de benim şahsiyetimi, kişilik haklarımı koymaya çalışıyorsunuz. Ben bu çiğ köfteyi yemem, size de yedirmem.
UÇAK ÜÇ DEFA MÜHÜRLENDİ
Uçak 3 defa mühürlenmiş, geldiği gün sabah mühürlenmiş, 4 kişi 3 yerde mühür yapmış, dördünde 2 defa mühürleme yapılmış, anahtar olmadığı için açılamamış; sonra fiziki kontrol, tespit yapılmış, yol verilmiş. Dolayısıyla, 292 kilo altının Türkiye’ye girip girmediğine ilişkin bir veri yok ama biz idari para cezasını 1.5 ton altın gelmiş gibi o miktarı dikkate alarak uygulamışız.”