Eşe La Perla iç çamaşırı, metrese Agent Provocateur

Güncelleme Tarihi:

Eşe La Perla iç çamaşırı, metrese Agent Provocateur
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2011 00:00

Bugüne kadar Marks & Spencer, Pringle, Auquascutum ve Agent Provocateur markalarında çalışan ve üzerine ölü toprağı serpilmiş markaları canlandırmasıyla bilinen Kim Winser tecrübelerini Marka Konferansı’nda anlattı.

Haberin Devamı

“Harika bir marka yaratırken ‘esası’ bulmak konusunda takıntılı olduğunu belirten Winser, şöyle konuştu: “Marks & Spencer’ın (M&S) yönetim kurulunda olan ilk kadın ve en genç üyeydim. Kadın bölümünden sorumluydum. Çok mahufazakar, sıkıcı ürünler vardı. 1990’larda Zara akıyordu dünyaya. Evde oturmuyordu; global olmanın yolunu arıyordu. Ve kısa sürede oldu da. M&S’da çok yetenek vardı ama yapı bürokratik ve fazla disiplinliydi. Bunu kırdık.”
4 yılda 2 kat büyüdü
Üretimde sıkıntı yaşarken 1990’ların ortasında Türkiye’ye geldiğini anlatan Winser, o gün başlayan süreçte bugün Türkiye’nin M&S’in yüzde 20 üretimini gerçekleştirir hale geldiğini söyledi. Sezonda tüketicinin beğenmediği şeyleri anında değiştirmeye başladıklarını anlatan Winser, şöyle devam etti: “Bu hızlı tepkiyi vermemiz M&S’in kaderini değiştirdi. Bunda Türkiye’deki üretimin çok katkısı var. Ünlü yüzleri kullandık. Bütün bu değişim ve dönüşüm sonucu 4 yılda ciro 630 milyon sterlinden 1.4 milyar sterline çıktı. Pazar payı da yüzde 12’den yüzde 19’a yükseldi.”
Tasarım markayı canlandırdı
Kim Winser, M&S’daki başarısı nedeniyle moda dünyasında efsane gibi eserken ani bir karar verip çok az kişinin bildiği İskoç marka Pringle’a geçmiş. Winser, “Harika bir fabrika vardı ama başkaları için fason üretiyordu. Marilyn Monroe gibi ünlüler zamanında onların kazaklarını giymişti. Tasarımla markayı yeniden yarattık. İngiltere, Tokyo, Tayvan’da perakendede büyüdük” diye konuştu. Daha sonra gayet iyi durumda olan ünlü iç giyim markası Agent Provocateur’de çalışmaya başladığını anlatan Winser, “Mağaza müdürleri Agent Provocateur standında kadınlar kadar erkeklerin de bulunduğunu söylüyordu. Üstelik erkekler eşlerine La Perla’dan alışveriş yaparken, metresleri için iç çamaşırı alacak erkeğin Agent Provocateur’den başkasına gitmediğini anlatıyorlardı” dedi.

Haberin Devamı

Türkiye’de son dokunuş eksik

Türkiye’nin perakende ve mağazacılığıyla öne çıktığını dile getiren Kim Winser, yönetmek isteyebileceği Türk markalara, “Aklıma gelen ilk marka Beymen. Ürünler çok güzel ama bunları yüksek fiyatla sunarken ürün tek baına yetmez. Müşteriyi şaşırtmak lazım. Bence Beymen’de sürprizler eksik. Penti ise artık global anlamda daha hızlı büyümeye hazır” mesajı verdi. Türkiye’nin kendi markalarıyla var olmaya dönen stratejisini doğru bulduğunu belirten Winser, “Bu kadar yıldır başkaları için çalıştınız. Artık kendinize çalışabilirsiniz. Ama Türkiye’de eksik olan bir ‘son dokunuş’ var” diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!