Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2008 14:15
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, satışlarının krizden bir yıldan fazla bir süredir etkilendiğini belirterek, "Alacak tahsil hızımız biraz zayıfladı. Alınacak olan tedbirler, yapılacak olan işlemler, düzenlemeler başta bizi olumlu etkileyecektir" dedi.
Ertürk, İstanbul Üniversitesi Bankacılık Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen "Küresel Riskler ve Bankalarda Sermaye Yönetiminde Yeni Arayışlar" konulu sempozyum sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, mevduat garantisi ile ilgili yetkinin mevcut Bankalar Kanununa göre TMSF Fon Kurulunda olduğunu hatırlattı.
Ertürk, uluslararası piyasalarda meydana gelen gelişme ve kamuoyu beklentilerinin bu konuda yeni bir düzenleme yapma ihtiyacını ortaya koyduğunu, şu anda Fon Kuruluna ait olan yetkinin daha da genişletilerek, söz konusu sınırdan kurtarılarak Bakanlar Kuruluna verileceğini bildirdi.
Bakanlar Kurulunun nasıl bir karar vereceği ve bu konuyu nasıl düzenleyeceğinin şu anda bilinmediğini dile getiren Ertürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Burada belki parça parça önlemler geliştirmekten çok, bir paket halinde, toplu ve etkisini daha maksimize etmek amacıyla bütüncül bir paket halinde, bir önlemler paketi oluşturmak daha doğru olabilir. Şimdi o konuda bir çalışma yapılıyor. Dışarıdaki yerleşiklerin ya da Türk vatandaşlarının, yurt dışında ve yurt içinde daha çok kayıt dışı, sistem dışı kalmış varlıklarının Türkiye'deki finansal sisteme kazandırılması amacıyla bir düzenleme Mecliste bekliyor. Bu düzenlemenin bir parçası olarak da, buna eklenecek bir ilave düzenlemeyle mevduat sigortası konusu düzenlenecek."
Türk bankacılık sistemindeki gelişmelere de değinen Ertürk, "Dünyadaki krizin tohumları burada yok. Orada oluşan kriz, Türkiye bankacılık sistemini etkileme kapasitesine sahip değil. Ama bu Türk bankacılık sisteminin hiç etkilenmediği ya da etkilenmeyeceği anlamına gelmiyor. Türkiye'deki bankacılık sisteminin de küresel piyasanın bir parçası olması dolayısıyla bazı tedbirler alınması gerekiyor" diye konuştu.
"MEVDUAT GÜVENCESİNİN BİR BEKLENTİ HALİNE DÖNÜŞMESİ..."Ahmet Ertürk, uluslararası kurtarma paketlerinin ortaya çıktığını, şu anda Türkiye'de de, bütün dünyada da temel amacın, bankacılık sisteminin yeniden aracılık fonksiyonunu yapar hale getirmek,
kredi mekanizmalarını tekrar düzgün bir şekilde çalışmasını sağlamak olduğunu vurguladı.
Türkiye'de bunun araçlarının ne olacağına ilişkin bir soru üzerine de Ertürk, "Bunlardan bir tanesi mevduat güvencesi olabilir. Mevduat güvencesinin bir beklenti haline dönüşmesi, bunun artırılmasının ya da sınırsız hale getirilmesinin bir beklenti haline dönüşmesi ve diğer ülkelerde bu yönde bazı tedbirlerin alınmış olması Türkiye'de hepimizin, bütün finansal otoritelerin ve politik sistemin düşündüğü, dikkate aldığı bir gelişmedir. Bunu yok sayamayız" şeklinde konuştu.
Bir gazetecinin "Türk finans sektörü için şu anda kredi mekanizması durdu diyebiliyor muyuz?" sorusuna da Ertürk, şu karşılığı verdi:
"O kadar sert bir duruş söz konusu değil. Ama tabii ki bir etkilenme söz konusu. Bu da bankaların normal risk yönetim anlayışları çerçevesinde, likidite yönetimleri gereği yaptıkları bir şeydir, aldıkları bir tedbirdir. Bankacılar böyle dönemlerde özellikle likiditelerini ve finansal yapılarını çok ihtiyatla yönetmek durumundadırlar. Tabii ki bu konuda başka güvence mekanizmaları söz konusu.
Şu anda bizim alacağımız ya da bundan sonra alınacak olan tedbirler aslında bu ihtiyatlılığın devam etmesine, piyasa kredi mekanizmalarının tekrar eskiden olduğu gibi normal bir şekilde çalışmaya başlamasını sağlamaya çalışmaktır. Ama tabii ki şu anda 'krediler durmuştur ya da hiç kimseye kredi verilmiyor' diye bir şey söylemek mümkün değil. Tabii ki bu piyasada, reel sektörde bir yavaşlama, onların da kendileri açısından, likidite yönetimleri açısından daha ihtiyatlı davranmaları söz konusu. Bu karşılıklı... Sadece bankacılık sektöründen gelen bir ihtiyatlılık değil, aynı şekilde reel sektörde de benzer bir ihtiyatlılık söz konusu. Tarafların bu kadar çok ihtiyatlı olması sistemin biraz aksamasına yol açıyor. "
"BİRAZ AĞIRDAN ALMA GİBİ BİR TUTUM İÇİNDEYİZ"TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, küresel krizden dolayı satış takvimlerinde bir değişiklik olup olmadığı yönündeki soru üzerine de, "TMSF'nin satış süreçleri, bu krizden son bir yıldan fazla bir süredir etkilendi. Türkiye'de son birkaç aydır bunun şiddetini hissetmeye başladık" dedi.
2007'nin Haziran-Temmuz aylarından bu tarafa küresel piyasalarda bir rahatsızlığın söz konusu olduğunu, bir talep daralması ve fiyatlarda gerileme bulunduğunu ifade eden Ertürk, uygun bir konjonktürde tekrar hızlanmak üzere ihtiyatlı davranmaya başladıklarını, şu anda bir satma zorunlulukları bulunmadığını, ucuz fiyatlara varlık satmak yerine, daha uygun zamanda, daha uygun konjonktürde satış süreçlerini hızlandıracaklarını bildirdi.
Ertürk, "İhalelerde ertelenme demeyelim ama biraz ağırdan alma, biraz şartların olgunlaşmasını, düzelmesini bekleme gibi bir politika, tutum içindeyiz. Bu, alacaklarımızın tahsil kabiliyetini de olumsuz etkiliyor. Bütün piyasalar bundan etkilendiğine göre, bizim borçlularımızın da bundan etkilenmesi çok doğal. Alacak tahsil hızımız biraz zayıfladı. Bu alınacak olan tedbirler, yapılacak olan işlemler, düzenlemeler başta bizi olumlu etkileyecektir. Bizim alacak tahsil kabiliyetimizi artıracak, satış politikamızı tekrar hızlandırmamızı sağlayacaktır" diye konuştu.
LEHMAN BROTHERSAlacak tahsilinin bir kısmını devrettikleri kuruluşla ilgili gelişmelerin ne olduğuna ilişkin soru üzerine de Ertürk, bir sözleşmeleri bulunduğunu hatırlatarak, şöyle dedi:
"Orada öyle bir durumun ortaya çıkması halinde karşı tarafa belli bir süre verileceği... Bu engelin giderilmemesi halinde de hem bizim hem BDDK'nın alacağı önlemler var. Bizim alacağımız önlemler sözleşmenin feshedilmesi. BDDK'nın alacağı önlem ise lisansın iptaline giden bir süreç. Bu süreç başladı. Ama bu durumun düzelmesi için verilen süre henüz dolmadı. Onu bekliyoruz. Bu ayın ortalarına doğru sürenin dolduğunu hatırlıyorum.
Orada iki yol var. Bunlardan biri bu durumun ortadan kaldırılması, bu iflas durumunun ki bunun mümkün olması ihtimali zor görünüyor. İkinci durum ise bu portföyün belli şartlara haiz başka bir yatırımcıya devredilmesi. Bu devri hem karşı taraf yapabilir, bize böyle bir teklifle gelebilir hem de biz portföyü geri aldıktan sonra bunu yapacağız. Şimdi bu süreç çalışıyor. Bu konuda bazı isim, bazı öneriler söz konusu. Bu önerilerin olgunlaşmasını bekliyoruz."