Güncelleme Tarihi:
DGM Savcısı Talat Şalk tarafından hazırlanan iddianamede iş çevreleriyle bürokrasi arasındaki rüşvet çarkını anlatan çarpıcı ifadeler yer alıyor. Bu ifadelerin bir bölümünde rüşvet olgusu itiraf edilirken, bir bölümünde ise rüşvet girişimi sonuçsuz kalıyor. Bazı ifadelerde de bürokratlar bakanlıkta hangi şirketlerin kimler tarafından kollandığı konusunda ilginç açıklamalarda bulunuyorlar.
ALARKO HİÇ ENGELLENMEDİ
Enerji Bakanlığı Enerji İşleri Eski Genel Müdür Yardımcısı Yavuz Gürsoy'un ifadesinden:
‘‘Santaş ve Vehbi Bilgin olaylarında biraz öne çıkmış olabilirim. Bu şahıslar Bakana yakın kişilerdir. Benim düşüncem Genel Müdür olmaktı. Genel Müdür olduktan sonra bir yıl çalışıp emekli olmayı düşünüyordum. Benim siyasi görüşüm yoktur. Bende bunların sayesinde genel müdür olmak istiyordum. Bu insanlar Bakana ve eski bakan Ersin Taranoğlu'na yakın kişilerdi. Mustafa Mendilcioğlu'na da yakındım, bu sebeple bazı projelere imza attım. Şu anda Rüzgar Enerjisi Santralleri santralleri konusunda Bilginler firması söz sahibidir. Alarko güçlüdür. Bakan ile görüşmesine bağlıdır. Parası olan siyasi ve güçlü oldu. Herşeyde Bakan'ın talimatı diyerek yapmamız gerekenleri bildiriyordu. Alarko'nn işleri engellenmeden yürütülüyordu. Alarko'nun işlerini (Sanatraller Daire Başkanı) Hasan Hüseyin Çoğalan takip eder ve mühendisler üzerinde baskı kurar. Örneğin Otluca Projesinde Elektrik Etüd İdaresinden gelmiş bir mühendis olan Zekiye Kulga arkadaş bu projeye olumsuz rapor hazırladı. Bu iş Alarko'nun projesiydi ve Hasan Hüseyin Çoğalan bu bayanı görevden aldı. Alarko kesinlikle bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda kollanır. Alarko da Mustafa Mendilcioğlu'nun arkasındadır...’’
KARADENİZ'DEN 60 BİN DOLAR
Karadeniz Holding'in patronu Doğan Karadeniz'in ifadesinden:
‘‘Muzaffer Selvi'ye 50 bin dolar, Ünal Peker'e de 10 bin dolar, belki de daha fazla verdim. Ona daha önce de 18 bin dolar vermiştim. Bu parayı vermemde belli bir maksadım yoktu. Muzaffer Selvi'ye vermemdeki sebep ise artık bunları alın lanet olsun diye verdim.’’
(Sanık Doğan Karadeniz tutuklu bulunuyor.)
KANADA FİRMASINDAN 50 MİLYON DOLAR
TEAŞ Eski Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker'in ifadesinden:
‘‘Nükleer santral ihalesini kazanmak için Kanada firmasının Bakanlık seviyesinde birilerine 50 milyon dolar verdiğini duydum. Bu firmadan kim tarafından Bakanlıkta kime verildiğini bilmiyorum. İhale sırasında kazanan firma Avrupa firmasıydı. Kanada firması kazanamadı. Daha sonra bu ihale Başbakan tarafından iptal edildi. Ben bunları Güriş firmasından Cem Özkök Beyden duydum. O da bana dedikoduları anlattı. Bu konu Enerji Bakanlığı'nda herkes tarafından bilinmektedir...’’
(Bu iddiayla ilgili olarak suçlanan herhangi bir şahıs yok. Bu paranın verildiğini söyleyen Cem Özkök'ün yönetim kurulu üyesi olduğu Güriş firması, nükleer reaktör ihalesine başını AECL şirketinin çektiği
Kanada konsorsiyumunun bir ortağı olarak katılmıştı.)