Güncelleme Tarihi:
Feyziye Mektepleri Vakfı (FMV) tarafından düzenlenen "İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e Mali ve İktisadi Sorunlar ve Çözümler" konulu konferansta konuşan Özince, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e ve bugünden yarına ciddi gelişmeler yaşanan bir dünyada, birikimi, bireysel tavrı ve inisiyatifi olan insanların yaptıklarının topluma nasıl katkı sağladığının arayışı içinde olduğunu söyledi. Özince, kurumların kurumsallaştırılabilmesi durumunda, devletin daha sürdürülebilir politikalara sahip olabileceğine işaret ederek, bugüne kadar sermayeyi oluşturup, kaydileştiren, verimli çalıştıran toplumların başarıyı yakaladıklarını anlattı.
'ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜ KAYITDIŞIDIR...'
Yapılan tasarrufların sermayeye dönüştürülememesine ilişkin literatürden örnekler paylaşan Özince, "Bizim ülkemizde de bu böyle. Dün basında gördük. Ülkemizde yastık altında 3 bin 500 ton altın varmış. 'Tasarruf yok' diyenlere saygılarımla. Çok ciddi bir bölümünün de gayrimenkulde olduğunu biliyoruz. Gayrimenkulde tasarruf vardır, hatta önemli bir bölümü de kayıt dışıdır. Çünkü devlet her zaman gelirinden daha fazlasını vergilendirmeyi tercih ettiği için, öteden beri gizlenmiştir" şeklinde konuştu.
HARVARD'DA 20 YIL ÖNCE...
Ekonomi ve finansın insana fayda sağlaması durumunda anlamlı olduğunu kaydeden Özince, şunları aktardı: "Harvard Üniversitesi'nde 20 yıl önce bize şunu anlatmışlardı; 'Akdeniz geçmişin pazarı, Atlantik bugünün pazarı, Pasifik ise geleceğin pazarı'. Roma, Akdeniz pazarının kurallarını koyabilmiştir. Sonuç olarak, çağdaş kurumlar yaratmak sürdürebilmek çok kolay değil. Burada çıkartılacak çok ders var. Çünkü bu şehirde iki imparatorluk batmış. Bu iki imparatorluk siyaseten batmış, bana göre hukuken batmış... Kesin olan bir şey var; imparatorlukların ikisi de bankacıların elinde batmış. İkisi de Galata bankerlerinin elinde batmış. Osmanlı bütçesinin bütçe harcamalarına bakıldığında; 1875-1876 yıllarında bütçe harcamalarının yüzde 19'u askeri harcamalara, yüzde 26,5'i iç borç ve yüzde 25'i dış borç olmak üzere yüzde 52'si borç ödemesine gidiyor. Eğitime ise binde 4 harcama yapılıyor. Sonuç olarak paranın yarıdan fazlası borca gidiyor. Ben hala bütçeyi, ödemeler dengesini anlayabildiğim kanaatinde değilim. Çünkü tam bir şeffaflaşma sağlanamıyor."
2001 KRİZİNDEN İRADEYLE ÇIKTIK
Özince, 2001 yılındaki mali krizden iradeyle çıkıldığını belirterek, şunları kaydetti: "Devletin ve toplumun iradesiyle çıktık. 2001 krizinde benim küçük kızım 'Çikolata almayalım kriz var' diyordu. Ya da biz Şişecam işçisine 'Zam değil şu fabrikalarda ücret indirimi var' dediğimizde, kabul ediyordu, Yunanistan'daki gibi ortalığa dökülmedi. Avrupa bu iradeyi koyamıyor. İradesiz olduğu için mi koyamıyor, yoksa bireysel unsurun daha hakim olduğu, iradenin daha yaygın oluştuğu için mi? Sonuç itibarıyla Türkiye Cumhuriyet dahil geleceğin tüm kurumsal yapılarının işi zor. Bu işin zorluğu da herhalde bu konuda başta Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşlar ya da başta hukuk olmak üzere uluslararası normları, kuralları belirleyecek yarının insanlarının ihtiyaçlarına huzur ve barış içinde cevap verecek sistemler üretmek lazım."
FİRKİ SERMAYE ÖNEMSENMİYOR
Türkiye'de sermaye birikiminde çok ciddi bir ihmal olduğunu kaydeden Özince, "Gerek fikri sermayenin, gerek maddi sermayenin Osmanlı döneminde hiç önemsenmediğini söyleyebiliriz. Osmanlı döneminden sonra çok mu önemsendi, şu anda çok mu önemseniyor deyince burada da rakamlar konuşur. Bugün dünyanın en büyük iki borsasının biri 16-17 trilyon dolarla New York Stock Exchange, ikincisi de 4-5 trilyon dolarla Nasdaq. Ondan sonra Tokyo geliyor, devamında da Londra. Bizim ki de 300 milyar dolar. Borsamız zaten 30 yıllık falan. Borsamız ve mali sektörümüz sığ olduğu için, gelişmediği için finans sistemimiz yani ekonomi içindeki kan dolaşımı son derece yetersiz ve kısıtlı, alternatif yok" şeklinde konuştu. Özince, konuşmasında finansal okur-yazarlığın önemine de işaret ederek, bunun genç nesillere benimsetilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de son dönemde yapılan altyapı yatırımlarının çok ciddi değer yarattığını ve bu sayede Türkiye'nin dünyanın ciddi turizm geliri elde eden ülkelerinden biri olduğunu aktaran Özince, ulaşımla ilgili adımların da başlı başına katma değer oluşturduğunu ifade etti.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, küreselleşmeyi "olumlu ama düzensiz olduğu için çok büyük bir kaos" şeklinde nitelendirerek, "İmparatorluktan, Cumhuriyete daha 1 asır geçmemiş. Türkiye hala sermaye birikimini sağlayamamış, kayıt düzenini tamamlayamamış, kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili hala ciddi ajandası var" değerlendirmelerini yaptı.