Özden ATİK/İSTANBUL
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2006 00:00
İktisat Bankası’nın kredi müşterisi bazı firmaların, Çukurova Grubu’na satılması sırasında, borçlarının tasfiyesi amacıyla verilen kambiyo senetleri ile ilgili muhasebe kayıtlarının yapılmadığı iddiasıyla yargılanan bankanın eski sahibi Erol Aksoy, 2.5 yıl hapis cezası ve 250 bin YTL para cezasına çarptırıldı.
İstanbul 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada esas hakkındaki savunmalarını yapmak için kendilerine çok kısa bir süre verildiğini belirten Erol Aksoy’un avukatı Turgut Kazan, delillerin mahkemece tartışılmaması nedeniyle suça ilişkin bir savunma yapmayacağını söyledi. Kazan davada dört hukuksal sorun bulunduğunu ileri sürerek Erol Aksoy’un işlemlerin hiçbirinde imzası olmadığı ve davada sadece imzası bulunanların sorumlu tutulabileceğini ifade etti.
1 AYDA 4 DURUŞMA YAPILDI 2001 yılında Şişli 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan ve geçtiğimiz ay görevsizlik kararıyla İstanbul 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dava dosyası, zaman aşımı süresinin kısa bir süre sonra dolma tehlikesi nedeniyle bir ay içinde karara bağlandı. Mahkeme heyeti,Heyet, Erol Aksoy için en üst sınır olan 3 yıl hapis cezasını indirim uygulayarak 2 yıl 6 ay hapis cezasına çevirdi. Aksoy’a verilen 2 bin 500 YTL’lik para cezası ise sanığın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak 250 bin YTL’ye çıkarıldı. Heyet, Roy Arto Gevrekyan’ı 2 yıl 1 ay hapis ve 104 bin 150 YTL para cezasına çarptırırken, Fikret Güler’i 1 sene 8 ay hapis ve 37 bin 500 YTL para cezasına çarptırdı.
Ufuk Fatma
Altın, Nadire Melda Açıncı ile Ediz Osman Atik hakkında yeterli kesin delil bulunamadığını belirten mahkeme heyeti sanıkların beraatine karar verdi.
"BU DAVA KEYFİ EL KOYMANIN GEREKÇESİDİR" Hakkındaki suçlamayı kabul etmeyen Erol Aksoy, 8 Kasım 2006’da verdiği ifadesinde, açılan davanın bankasına BDDK tarafından keyfi olarak el konulmasının gerekçesi olarak gösterildiğini öne sürdü. Erol Aksoy, dava konusu senetlerin banka kayıtlarına geçirilmemesi yolunda herhangi bir yazılı ve sözlü talimatı olmadığını iddia etmişti.