Ergün: "TBMM de olsa iptal edin"

TSE Genel Kurulu’nda konuşan Bakan Ergün, TSE’den belge alan kurum ve kuruluşlar ile sanayicilere ve firmalara sert uyarılarda bulundu. “Belgeyi alalım, kenara koyalım anlayışı çok yanlış” diyen Ergün, birçok sanayicinin olaya böyle baktığını söyledi. Ergün, “Böyle bakarsan sana rekabet gücü kazandırmaz. Buna mecburiyet olarak bakarsan olmaz. Belgeyi al, kenara koy olmaz. Sanayicimiz bunu yük olarak görmemeli” dedi.

TBMM DE OLSA İPTAL EDERİZ

Ara kontrollerin bu nedenle çok önemli olduğuna işaret eden Bakan Ergün, belgenin gereğini yapmayan kurumun TBMM de olsa belgesini iptal edeceklerini söyledi. Ergün, şunları söyledi:

“Ara kontroller önemli. Belgeyi alıyor adam, belgeye göre iş yapıyor mu? Ara kontrol olmazsa adam 10 sene aynı belgeyle hizmeti yapıyor. Böyle olmaz. Kime verirsek verelim belgeyi. Bu konuda taviz veremeyiz. Güven son derece önemli. TBMM’ye belge verdik değil mi? TBMM’nin bazı hizmetlerine belge verdik. En üst kurumumuz TBMM. Baktık ara kontrolde bu belgenin gereğine göre hizmet verilmiyor. İptal et kardeşim. TBMM de olsa eğer TSE’den böyle bir belge aldıysa ve bu belgenin gereğini yerine getirmiyorsa bu belgeyi iptal edin. Önemli çünkü bu. Bizim uluslararası alanda böyle bir belgemiz olduğu zaman, bütün dünyanın ‘Bu çok ciddi’ demesi lazım. Bu belgeyi alan kurumun da ciddiye alması lazım. ‘Aman bu belgeyi aldık, hassas davranalım, iptal ederlerse bizim kurumun da itibarı zedelenir’, demesi lazım. Herkesin kendi kurumunun itibarını da düzeltmesi lazım. En önemli kurumlar bile şu belgeyi alıyorlarsa gereğini yapmalılar. O gereğini yapmıyorsa, biz gereğini yapmalıyız. Onun itibarı son derece önemli. Güven son derece önemli.”

ARA KONTROLLER YÜZDE 75 ORANINDA ARTTI

Ergün, TSE’nin ara kontrol sayısının 2010 yılında 14 bin 440’dan yüzde 75 oranında artarak 25 bin 272’ye yükseldiğini de açıkladı.

Kurumun test ve laboratuar merkezlerini de geliştirmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarının altını çizen Bakan Ergün, “Bunların en önemlilerinden birisi de otomotiv sektörü için çalışmalarını sürdürdüğümüz ve şu an yer tespit aşamasında olduğumuz test merkezidir. Standartlarla ilgili yapılan çalışmalar, ancak bölgesel ve küresel düzlemlerde gerçekleştiğinde bir anlam taşıyor. Aksi takdirde, kendimiz çalıp, kendimiz oynamış oluruz ki, bunun ne üreticilerimize ne de tüketicilerimize ciddi bir katkısı olmaz. Bu açıdan, TSE’nin uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde hareket etmesine büyük önem veriyoruz. Bu yılın başında, TSE’nin CEN ile CENELEC’e tam üyelik hakkı kazanması, son derece değerli bir gelişmedir” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE 63 KURULUŞ HELAL GIDA BELGESİ ALDI

Ergün, helal gıda belgesi ile ilgili gelişmelere ilişkin de bilgi vererek, dünyanın hemen her toplumunda kişilerin inançları ile tüketim alışkanlıkları arasında yakın bir ilişki olduğuna vurgu yaptı. Bir müddet sonra inançların, kültür oluşturduğunu belirten Ergün, 10 Mayıs 2012 tarihi itibariyle 63 kuruluşun helal gıda belgesi aldığını açıkladı.Ergün, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Tüm üretim süreçleri dahil olmak üzere ambalajlama, nakil, depolama ve sunum zincirinde sürdürülebilir helal güvenilirliğinin sağlanması önem arz etmektedir.

Bu konuyu sadece Türkiye iç pazarı açısından değil, İslam ülkeleri açısından da önemsiyor ve değerlendiriyoruz. İslam Dünyasında ortak bir standart oluşturmak amacıyla ülkemizin de üyesi bulunduğu İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde 2007 yılında çalışmalar başlamıştır. TSE, İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü’nin yürüttüğü bu çalışmalarda ülkemiz adına önemli bir inisiyatif üstlenmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda Helal Gıda Belgelendirme alanında belirlenen üç standard 16-17 Mayıs 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen SMIIC Teknik Komite toplantısında kabul edilmiştir. Biz, İslam ülkeleri arasında ortak bir standart oluşturmanın, ülkelerimiz arasındaki ticari ilişkilere de çok olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Mesela Türkiye’de tavuk eti üretimi yapan bir firmanın, artık ihracat yapacağı her farklı İslam ülkesi için ayrı ayrı belgelendirme yapması gerekmeyecek. 2011 yılının Temmuz ayında TSE ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın ortak çalışmalarıyla helal gıda belgelendirme çalışmalarına başladık. 10 Mayıs 2012 tarihi itibarıyla 63 kuruluş helal gıda belgesi almışlardır.  Burada şu hususa dikkat çekmek istiyorum: Firmalar bu belgeyi sadece 1 yıllığına alabiliyorlar. Böylece kalitede ve helal şartlarına uygunlukta sürekliliği sağlamak istiyoruz. Belge alan kuruluşta yılda en az iki kez habersiz olmak üzere ara kontroller yapılıyor. Bu şekilde, belge alımından önce sağlanan şartların üretim sürecinde devam etmesini sağlıyoruz. Bununla da yetinmiyor, gerektiğinde piyasadan da numune alarak ürün üzerinde helal şartları kapsamında  analiz ve incelemeler yapıyoruz. Diğer tüm standartlarda olduğu gibi, bu konuda da azami derecede dikkat gösteriyoruz. Vatandaşlarımız, üzerinde helal gıda sertifikası olan ürünleri gönül rahatlığı ile alabilsinler diye.”

TSE, KALİTESİZ ÜRÜNLERE KARŞI İKİ YILDA 70 ÜLKEDE OFİS AÇACAK

Ergün, TSE’nin yakın zamanda Çin, Almanya, Fransa, Romanya, Kanada ve İran’ın da aralarında bulunduğu ülkelerde yurtdışı temsilciliği açtığını da söyledi.

Şimdi de başta Amerika, Rusya, Belçika, İtalya, İsviçre, İspanya, Hong Kong, Tayvan, Bulgaristan, Malezya, Mısır olmak üzere 23 ülkede daha ofis açmayı planladıklarını belirten Ergün, “Buradaki temel amacımız Türk ihraç mallarının söz konusu ülkelerin gümrük noktalarından sorunsuz bir şekilde geçişini sağlamaktır. Aynı zamanda Türk sanayicisini ve tüketicisini kalitesiz ve standart dışı ürünlerden korumak amacıyla yerinde kontrol sistemi getiriyoruz. Böylece Türkiye’ye kalitesiz ve standart dışı ürünlerin girişi büyük ölçüde azalmış olacaktır. Sanayicimizin küresel alandaki rekabet gücünü arttırmak amacıyla iki yıl içerisinde 70 ülkede en az bir ofis açmayı hedeflediğimizi burada sizlere açıklamak istiyorum” dedi.