Güncelleme Tarihi:
Erdoğan şöyle konuştu: "Biz emeği, ürünü satarak zengin olanlarla veya imkan sahibi olanlarla finans sektörünün dayanışmasını çok önemsiyoruz. Bunu adilane yapmak durumundayız. Adilane yapılırsa bu ülke hep birlikte kalkınır. İstikrarı bozmadan ekonominin dengeleri sarsmadan istikrarla Türkiye'yi büyütmeye devam etmek durumundayız” dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Reel faiz düşecek, düşmeli. Benim Merkez Bankasına müdahale etme yetkim yok. Ama arazide Merkez Bankası yok, ben varım. Halkın karşısında ben varım. Birisi faizden mutazarrır olduğu zaman gidip Merkez Bankası'nın yetkililerini bulmuyor beni buluyor. Hakaret ise bana hakaret ediyor, onlara hakaret etmiyor. Ben de düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum” dedi.
Enflasyonun Türkiye'de 3 haneli rakamları gördüğünü, ama bugünkü noktalara geldiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ama hala bir şeyleri kabullenemiyorlar. Hala enflasyon ile faizi ters orantılı olarak görme gayreti içinde olanlar var. Sebep netice ilişkisini görmek istemeyenler var. 'Faizi yükseltirseniz enflasyon düşer' Hayır, tam aksine faiz ile enflasyon doğru orantılıdır. Ben de bunu iddia ediyorum. Yaşadıklarımla iddia ediyorum. Eğer reel faizi daha düşük seviyelere indireceksek, bizim faizle enflasyonu at başı götürmemiz lazım. Bunu başarırsak o zaman göreceksiniz ki reel faiz çok daha düşük seviyeye inecek. Eğer bugün reel faiz Amerika ve Japonya'da 0,25, İsrail'de 2,3 ise bende niye 7, 8, 9 olsun? Biz de düşüreceğiz. Düşecek, düşmeli.
Benim Merkez Bankasına müdahale etme yetkim yok. Ama arazide Merkez Bankası yok, ben varım. Halkın karşısında ben varım. Birisi faizden mutazarrır (zarar görmüş) olduğu zaman gidip Merkez Bankası'nın yetkililerini bulmuyor, beni buluyor. Hakaret ise bana hakaret ediyor, onlara hakaret etmiyor. Ben de düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. 'İş dünyasının içinde sizsiniz, bankaya kredi için giden sizsiniz. Yeri geldiği zaman kredi vermeme noktasında da ne çileler çekildiği küresel finans krizi döneminde gördük.”
Başbakan Erdoğan, bu dönemde kendilerinin takındığı tavrın da görüldüğünü ve “gün olacak, o zaman da kapınızda siz bulamadığınız zaman girişimciyi, kapı kapı tekrar dolaşmaya başlayacaksınız” dediklerini hatırlatarak, şöyle konuştu:
“İşte bu bakımdan bizler bu ülkede parayı satarak zengin olan finans sektörüne uyarımızı yapmamız lazım. Biz emeği, ürünü satarak zengin olanlarla veya imkan sahibi olanlarla finans sektörünün dayanışmasını çok önemsiyoruz. Bunu adilane yapmak durumundayız. Adilane yapılırsa bu ülke hep birlikte kalkınır. İstikrarı bozmadan ekonominin dengelerini sarsmadan istikrarla Türkiye'yi büyütmeye devam etmek durumundayız. Bu olur mu, olur. İşte geldik devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, şu anda yüzde 7. Bakın nereden nereye geldik.”
"TÜRKİYE GÜÇLENİRSE DAHA FAZLA VERGİ TOPLAMA GAYRETİ İÇİNE GİRMEYECEĞİZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, artık işverenlerden kayıt dışı konusunda daha fazla hassasiyet beklediğini, eğer Türkiye güçlenirse daha fazla vergi toplamanın gayreti içine girmeyeceklerini belirterek, “Dikkat edin, oranları düşürerek süreci devam ettiriyoruz ama şunu biliniz ki kesin söyleyemiyorum ama tahmini söylüyorum, bugün hala Türkiye'de yüzde 40-45 kayıt dışı var” dedi.
Erdoğan yaptığı konuşmada, Türkiye sanayisi, özellikle Türkiye'nin ihracatı, emek yoğun istihdam açısından son derece büyük önem ifade eden moda ve hazır giyim sektörüyle ilgili böyle bir konferansı düzenleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğine, konferansa katkı veren tüm kuruluşlara teşekkür etti.
12 Haziran seçimleri öncesinde çok yoğun programı olmasına rağmen, çok önemsediği bu programa katılmayı özellikle tercih ettiğini dile getiren Erdoğan, hazır giyim sektörünün, imalatta, ithalatta, ihracatta özellikle istihdamda Türkiye'nin lokomotifi olma vasfını muhafaza ettiğini belirtti.
Birçok iş adamı ve girişimcinin, ürettikleriyle, ihraç ettikleriyle, çalıştıkları elemanlarla Türkiye'nin büyümesine bugüne kadar eşsiz katkı sağladığını ifade eden Erdoğan, sadece hazır giyim sektörü olarak değil, beslediği yan sektörlerle de Türkiye'nin büyümesinde, gelişmesinde bu iş adamlarının katkılarının bulunduğunu söyledi.
Moda ve hazır giyim sektörünün sadece ekonomik boyut taşımadığını, aynı zamanda Türk kültürünü, Türkiye'nin desenlerini, nakışlarını, değerlerini uluslararası pazarlara taşımak gibi, Türkiye'nin tanıtımını yapmak gibi de bir misyon yüklendiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hazır giyim sektöründe Türkiye olarak, gerçekten eşsiz bir tecrübe ve kalifiye bir iş gücüne sahibiz. 1980'lerden itibaren hızla yükselen sektör, dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelerden etkilendi. Kimi zaman yükseldi, kimi zaman zor dönemeçlerden geçti. Bugün de sektörün önemli sorunları olduğunu biliyorum. Zaman zaman sektörün temsilcileriyle bir araya geliyoruz. Gerek ben gerekse bakan arkadaşlarım, sektörün meselelerini değerlendiriyoruz. Döviz kuru olsun, enerji ve istihdam üzerindeki yükler olsun, Çin ve Uzakdoğu sıkıntısı, iplik fiyatları olsun, sektör üzerinde baskı unsuru olmaya devam ediyor. Şu anda da Libya'daki, genel olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin sektörü olumsuz etkilediğini biliyorum. Bunu tüm arkadaşlarımızla değerlendirmek suretiyle tespitini bütün hesaplamalarıyla yapıyoruz. Bunlar bizi yıldırmayacak, yıldırmamalı. Bunlara aldırmadan yolumuza devam edeceğiz.”
Petrol fiyatlarının daha önce 170-200 liralara kadar dayandığını anımsatan Erdoğan, “Tabii ki olumsuz etkileri oldu ama sonra 50-60-70'lere kadar düştü. Şimdi yeniden bir yükseliş söz konusu. İnanıyorum ki tekrar şartlar normale dönecek ve bunun neticesinde istikrarı yakalayacağız” dedi.
“SEKİZ BUÇUK YIL ÖNCEKİ SIKINTILARI DA BİLİYORUZ”
Başbakan Erdoğan, sekiz buçuk yıl önceki sıkıntıları da bildiklerini ifade ederek, “Sekiz buçuk yıl önce iş adamlarımızla, girişimcilerimizle, ihracatçımızla oturup konuştuğumuzda ne büyük sıkıntıların aktarıldığını da biliyoruz. Sekiz buçuk yıl boyunca sorunları çöze çöze bugünlere geldik, yükleri hafiflettik. Vergi yükünü, istihdam yükünü hafiflettik, teşvikler uyguladık. Aynı şekilde bu devam edecek, yükleri indirerek, hazır giyim sektörünün gücünü Türkiye'nin lokomotifi olarak muhafaza edeceğiz” diye konuştu.
“HÜKÜMET OLARAK, VAZİFEMİZİ, SORUMLULUĞUMUZU BİLİYORUZ”
Kurumlar Vergisi'nin 33'ten 20'ye düştüğünü ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Biz hükümet olarak vazifemizi, sorumluluğumuzu biliyoruz. Zamanı geldikçe, şartlar oluştukça adımlarımızı atıyor, üzerinizdeki yükleri hafifletiyoruz ama ben artık işverenlerimizden de şu kayıt dışı konusunda daha fazla hassasiyet bekliyorum. Eğer bu ülke güçlenirse biz sizlerden daha fazla vergi toplamanın gayreti içine girmeyiz. Dikkat edin, oranları düşürerek süreci devam ettiriyoruz ama şunu biliniz ki kesin söyleyemiyorum ama tahmini söylüyorum, bugün hala Türkiye'de yüzde 40-45 kayıt dışı var.”
Türkiye'nin petrol kuyularının, petrol yataklarının olmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sizlere gelecek bütün altyapı imkanlarını biz neyle yapacağız? Bizim tek kaynağımız var; vergi. Bu olursa yol olacak, bu olursa limanlar olacak, bu olursa suyu bulacağız getireceğiz. Bunlar olmadığı zaman siz ne nakliyenizi doğru dürüst yapabilirsiniz ne boyamanızı yapabilirsiniz ne de kalkıp dışarıdan gelen bütün ithalatçılara, 'İşte benim güzel ülkem bu' diyebilirsiniz. Bunların hiçbirini diyemezsiniz. Biz bu sürece girdik. Artık iftihar edebileceğiniz, gelenlerin gerçekten hayran olduğu bir ülke var. Bizler de gittiğimizde hayran hayran bunu anlatıyorlar bize. Kayıt dışı azaldıkça üzerinizdeki yükler çok daha hızlı şekilde azalacaktır.”
TEKSTİL SEKTÖRÜNDE 350-400 BİN KAYIT DIŞI
Tekstil sektöründe bugün 2 milyon civarında çalışanın bulunduğunu, bunların sadece 350-400 bininin kayıt içinde çalıştığını anlatan Erdoğan, “Bunun farkındayız, biliyoruz ama katlanıyoruz. Kayıt dışı çalışanları ne kadar kayıt altına alırsak inanın sorunları o kadar hızlı çözeriz, ancak şartlar ne olursa olsun sektör geri gitmiyor, ileri gidiyor” dedi.
2001 yılında Türkiye tekstil sektörünün dünya tekstil ihracatındaki payının 2,3 oranında olduğunu, 2009'da bu oranın kriz ortamına rağmen yüzde 3,4'e yükselerek, Japonya'nın üzerine yükseldiğini belirten Erdoğan, “Hazır giyimde dünya toplam ihracatının yüzde 3,4'ü Türkiye'den yapılırken, bugün o seviyeyi muhafaza ediyor, yüzde 3,5'luk payı elimizde tutuyoruz” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ihracat rakamlarında tekstilin kaydettiği gelişmenin dikkat çekici olduğunu belirtti. Erdoğan, şöyle dedi:
“2002'de tekstil ve hazır giyim sektörümüzün toplam ihracatı 12 milyar dolar. 2010 yılında 22 milyar dolara ulaştı. Tabii ki sektörün ihracat kalemleri içindeki payı önemli ölçüde geriledi; yüzde 34'ten yüzde 19'a düştü. Bu da bizim için hayırlı bir haber değil ama burada gayret, bizimle birlikte size düşüyor. Bu payı yeniden yükseltmemiz, 2023 hedeflerine bu sektördeki artışı da eklememiz gerek yor. İnanıyorum ki el birliğiyle, gönül birliğiyle çalışarak bunu yaparız. İstişare halinde, diyalog halinde 2023 vizyonunu gerçekleştiririz. Burada en büyük hedefimiz marka oluşturmak. Markanın bir prestij ve kimlik haline geldiği günümüzde, dünya pazarlarında markalarınızla yer alabiliyorsanız hem mevcut sorunları aşmak hem 2023 hedefini yakalamak amacıyla önümüzdeki 12 yılda millet olarak, ülke olarak en az 10 markayı oluşturmak zorundayız.”