Erdoğan: Temel sıkıntımız çalışan kesimler

Güncelleme Tarihi:

Erdoğan: Temel sıkıntımız çalışan kesimler
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2004 01:13

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çalışan kesimlerin sıkıntılarını gidermeyi en temel önceliklerinden biri olarak gördüklerini belirterek, çalışan kesimlerin ücretlerinde ciddi artışlar gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Haberin Devamı

Erdoğan, “Ulusa Sesleniş” programındaki konuşmasında, umutlu ve heyecanlı olduğunu, çünkü Türkiye'nin, geçen iki yıl içinde hem ekonomik hem de siyasi anlamda tarihi bir değişim geçirdiğini, çok önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, iki yıl önce Türkiye'nin içinde bulunduğu kriz şartlarının çok yakından bilindiğini belirterek, bugün Türkiye'nin, mali dengelerini kurduğunu, istikrar ve güven ortamını tesis ettiğini, enflasyonunu tek haneli rakamlara düşürdüğünü, sağlam bir ekonomik yapıya kavuştuğunu kaydetti.

 

Erdoğan, “Bu iyileşme rotası, bizim gönlümüzden geçtiği kadar olmasa da, sizlerin hayatlarınızda da pozitif etkisini önemli ölçüde hissettirmeye başlamıştır” dedi.  

 

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, 2002 yılı Kasım ayında devraldıkları Türkiye'de Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) 182 milyar dolar olduğunu, 2004

yılında bu rakamın293.3 milyar dolara yükseldiğini, 2002 yılında

2.619 dolar seviyesinde olan kişi başına GSMH'nin bugün 4.112 dolara çıktığını, 2002 yılı Ekim ayında TÜFE'de yüzde 33.4 olan enflasyon oranının bugün yüzde 10'un altına düştüğünü anlattı.

  

Kamu net borç stokunun GSMH içindeki oranının 2002 yılında brüt yüzde 93.7, net yüzde 78 civarında gerçekleştiğini, bu yıl bu oranların brüt yüzde 83.5'e, net yüzde 71'e kadar gerilediğini dile getiren Erdoğan, 2002'de reel faiz oranı nominal yüzde 66, reel yüzde 34 iken, 2004 itibariyle bu oranların nominal yüzde 22-24, reel yüzde 12-14 seviyelerinde bulunduğunu kaydetti.

  

Erdoğan, 1 Kasım 2002 tarihi itibariyle borsada endeks 10.217 olarak gerçekleşirken, iki yıl sonra 3 Kasım 2004 de borsa endeksinin gün içinde 23.667, kapanışta ise 23.438 olduğunu, yine Kasım 2002'de Borsa piyasa değeri (borsada işlem gören şirketlerin toplam değeri) 33.4 milyar dolar iken, bugün bu rakamın 70.3 milyar dolar gibi bir büyüklüğe ulaştığını söyledi. Başbakan Erdoğan, 2002 yılında ülkeye giren yabancı sermaye tutarı 1 milyar iken, bu yıl ki yabancı sermaye girişinin 2.3 milyar dolar civarında gerçekleştiğini belirtti.  Erdoğan, “Yabancı sermayenin ülkemize ilgisinin hızla arttığı ve bu yabancı sermaye girişinin önümüzdeki dönemde daha da büyük bir sıçrama yapmasını bekliyoruz. Yabancı sermaye girişindeki bu canlanma, yeni yatırımları, yeni üretimleri, dolayısıyla yeni istihdam imkanlarını beraberinde getirecektir” dedi.

Haberin Devamı

  

Bugün her ülkenin küresel mali kaynaklardan azami derecede yararlanmak ihtiyacı içerisinde olduğunu kaydeden Erdoğan, “Türk ekonomisinin yabancı sermaye açısından giderek daha cazip bir adres haline geliyor olması bu bakımdan son derece kayda değer bir gelişmedir. Bu ilgiyi canlı tutmak, sürekli hale getirmek ve ekonomimize yeni değerler kazandıran mali kaynaklardan en iyi ve en verimli şekilde yararlanmak konusunda büyük gayret sarf ediyoruz” diye konuştu.

  

“ÜCRETLERDE CİDDİ ARTIŞLAR GERÇEKLEŞTİRDİK”

  

Başbakan Erdoğan, çalışan kesimlerin, yıllardan beri, emeklerinin karşılığını tam olarak alamamanın sıkıntısını yaşadıklarını, giderek bozulan ekonomik yapı ve kamu yükünün, Türkiye'de ücret dengesinin daima çalışanlar, dar gelirliler aleyhine bozulmasına neden olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

  

Göreve geldikleri günden beri, çalışanların ücretlerinde imkanları sonuna kadar zorlayarak, iyileştirmeler yapmanın gayreti içinde olduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

  

“Bu gayretlerimiz sonucunda, önemli ölçüde düşüş gösteren enflasyon rakamlarına sığınmadık ve çalışan kesimlerimizin ücretlerinde ciddi artışlar gerçekleştirdik. Bakınız 2002 yılında 112 dolar olan asgari ücret, bugün neredeyse iki katına çıkarak 215 dolar seviyelerine yükselmiştir. Ekim 2002'de 184 milyon lira olan asgari ücret, iki yıl içinde yüzde 72.8 oranında arttırılarak 318 milyon liraya çıkarılmıştır. Yeterli midir? Asla! Ekonomik olarak, imkanlarımız ölçüsünde, nispeten bir ilerleme, bir iyileşme, bir düzelme içinde olduğumuzu göstermek için bu örneği veriyorum.

Haberin Devamı

  

Tabii ki gönül, çok daha fazlasını arzu ediyor. Gönlümüzden geçen,

tabii ki istisnasız bütün vatandaşlarımızın,insan olmanın onuruna yakışan ekonomik imkanlara kavuşmasıdır. Ancak bu güzel günlere adım adım ulaşabileceğiz. Vakıa şudur: Bugün adımlarımızı iki sene önce olduğu gibi geriye doğru değil; ileriye doğru; Türkiye'nin güzel ve müreffeh yarınlarına doğru atıyoruz. Ekim 2002'de 578 milyon lira civarında olan ortalama memur maaşı, Ekim 2004 itibariyle 748 milyon lirayaulaşmıştır. Yüzde 33'lerden tek haneli rakamlara kadar gerileyen bir enflasyona rağmen, memur maaşları ortalama olarak yüzde 30'a yakın bir oranda artış göstermiştir. Memur maaşlarındaki en küçük artış oranı iki yıl içinde yüzde 21.4 olurken, en yüksek artış oranı yüzde 39.5'e kadar çıkmıştır.”

Haberin Devamı

  

“DAHA DENGELİ, DAHA ADİL ÜCRET TABLOSU”

  

Başbakan Erdoğan, bir yandan ücretlerde genel bir iyileştirme sağlamaya çalışırken, bir yandan da düşük ücretli çalışanlar ile yüksek ücretli çalışanlar arasındaki gelir uçurumunu kapatmanın arayışı içinde olduklarını, ücret artışı politikalarını bu anlayışla belirlediklerini ifade etti.

  

“Ortaya çıkan rakamlar bu konuda önemli mesafeler aldığımıza işaret ediyor” diyen Erdoğan, bugün sadece memurlar için değil, bütün çalışan kesimler için nispeten daha dengeli, daha adil, daha eşitlikçi bir ücret tablosunun varlığından söz edebildiklerini söyledi.

  

Erdoğan, yıllar yılı ihmal edildiğini belirttiği Bağ-Kurluların gelirlerinin de geçen iki yıl içinde nefes alınabilir bir noktaya çekilebildiğini, Ekim 2002'den bu yana 6. basamaktaki Bağ-Kurlu esnafın aylıklarında gerçekleşen artış oranının yüzde 91 olduğunu anlattı.

  

Ekim 2002'de ortalama olarak 189 milyon lira aylığa sahip olan bir Bağ-Kurlu esnafın bugün ayda ortalama 361 milyon lira gelire sahip olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

  

“Yine altıncı basamaktaki Bağ-Kurlu çiftçimizin Ekim 2002'de ortalama olarak 110 milyon lira olan maaşı, Ekim 2004'te yüzde 130.9'luk bir artışla ortalama olarak 254 milyon lira seviyesine yükselmiştir.

  

Aynı dönem içinde ortalama SSK aylığı da 282 milyon liradan yüzde 58.9'lik artışla 448 milyon liraya çıkmıştır. 2003 yılı başında yaklaşık 5.5 milyon emeklimize 75 ila 100 milyon lira arasında değişen miktarlarda sosyal destek ödemesi yapılmıştır. Bu destek ödemelerinin tutarı 3 katrilyon liraya ulaşmıştır. 2003 yılında 758 bin mükellefimizin toplam 4 katrilyon 680 trilyon lirayı bulan SSK ve Bağ-Kur prim borçları yeniden yapılandırılmış ve kendilerine ödeme kolaylığı sağlanmıştır.

  

Yine 2003 yılında ortalama 55 bin 890 kişiye her ay işsizlik sigortası ödemesi yapılmıştır. Kişi başına aylık yaklaşık 188 milyon lira ödediğimiz işsizlik sigortası kapsamında 2003 yılında yapılan toplam ödeme 116 trilyon liraya ulaşmıştır.”

  

“EN TEMEL ÖNCELİKLERİMİZ ARASINDA”

  

Başbakan Erdoğan, bu artış ve ödemelerin, kriz şartlarını aşabilmek adına sıkı mali politikalar uygulama yükümlülüğünde oldukları bir dönemde, ekonomik imkanlar sonuna kadar zorlanarak gerçekleştirebildikleri düzenlemeler olduğunu belirtti.

  

Erdoğan, şöyle konuştu:

  

“Ekonomimiz mesafe aldıkça, ileriye doğru adımlarını sıklaştırdıkça çalışanlarımız ve toplumumuzun bütün kesimleri daha müreffeh hale geleceklerdir. Hükümet olarak çalışan kesimlerimizin sıkıntılarını gidermeyi en temel önceliklerimizden biri olarak görüyoruz. İnanıyorum ki, sıkıntıları ve zorlukları fedakarca paylaştığımız gibi kısa zaman içinde refahı ve mutluluğu da en adil, en yaygın şekilde paylaşma imkanına kavuşacağız.”

 

GERÇEKÇİ EKONOMİK POLİTİKA

 

Erdoğan, Hükümet'in son iki yılda izlediği gerçekçi ekonomik politikalarla insanların alım gücünde de kayda değer artışlar yaşandığını ifade etti.

  

Asgari ücretli bir vatandaşın eline geçen aylık tutarla Ekim 2002'de 190 kilogram (kg) ekmek alabildiğini, bugün bunun 258 kg ekmeğe ulaştığını belirten Erdoğan, satın alma gücünün artışına ilişkin ürün bazında başka örnekler de verdi.

  

Erdoğan, geçen iki yıllık süre içinde beyaz eşya fiyatlarındaönemli düşüşler yaşandığını, Ekim 2002 ile Ekim 2004 arasında buzdolabı fiyatlarının ortalama yüzde 29, çamaşır makinesi fiyatlarının ise yüzde 35 azaldığını anlattı.

  

Beyaz eşyada 2002'de 1 milyon 950 bin adetlik satış gerçekleşirken, 2004'te bu rakamın yüzde 91 oranında bir artışla 3 milyon 725 bin adede yükseldiğini belirten Erdoğan, 2002-2004 yılları arasında 7.5 milyon adet satış gerçekleştiğini söyledi.

  

Erdoğan, şöyle devam etti:

  

“Türkiye 16 milyon haneden oluşan bir toplum olduğuna göre, son iki yıl içinde Türkiye'deki ailelerin en az yarısının beyaz eşya satın aldığını veya beyaz eşyasını yenilediğini söyleyebiliriz. Bu ilginç tablo, toplumumuzda hayat standardının da yaşanan iyileşmelere paralel olarak yükselme eğilimine girdiğini açıkça gösteriyor. Bu tablo, ekonomideki iyileşmenin sadece makro ekonomik göstergelerle sınırlı olmadığını, vatandaşlarımızın günlük hayatına da yansımaya başladığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Bir yandan enflasyon düşüyor, bir yandan ücretlerde imkanlara nispetle önemli saymamız gereken artışlar sağlanıyor; bir yandan da temel ihtiyaçların maliyetlerinde azalmalar yaşanıyor. İşte Türkiye'yi ışığa kavuşturan, insanımızın önünü açan ve umudumuzu arttıran tablo bu tablodur.”

  

ENERJİ

 

Erdoğan, geçen iki yıllık dönem içinde pek çok alanda vatandaşları rahatlatacak çarelerin arayışı içinde olduklarını, temel ihtiyaçların temininde çekilen sıkıntıların en aza indirilmesi için hükümet olarak üzerlerine düşen fedakarlığı yaptıklarını, şartları zorladıklarını dile getirdi.

  

Özellikle enerji alanında vatandaşların lehine tedbirler aldıklarını, iyileştirmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

  

“Kasım 2002'den Ekim 2003 tarihine kadar doğalgazın metreküp fiyatında sanayi sektöründe yüzde 13, konutlarda da yüzde 11 oranında indirim uygulanmıştır. Bu tarihten, Temmuz 2004 tarihine kadar, doğalgaz fiyatına hiç zam yapılmamıştır. Bu tarihten sonra da uluslararası fiyat artışlarını doğalgaz fiyatlarına yansıtmamak suretiyle konutlarında doğalgaz kullanan abonelerimize 532 trilyon lira kaynak aktarımı sağladık. Kasım 2002'de meskenlerimize verilen elektriğin kilovat saati 160.760 lira iken, Kasım 2004 itibariyle bu rakam 158. 344 liraya gerilemiştir. Yine Kasım 2002'de sanayi elektriğinin kilovat saati 152.610 lira iken, bugün bu rakam 142.777 liraya inmiştir. Kademeli tarife uygulamasına son verilmiş, bu sayede her konut abonesine yıllık 232 milyon liralık ilave bir indirim sağlanmıştır.

  

ENFLASYON

 

Ayrıca enflasyon oranındaki artışların elektrik fiyatlarına yansıtılmaması yoluyla Ocak 2003 tarihinden bu yana aile bütçelerine yapılan dolaylı katkı 700 trilyon liraya ulaşmıştır. Bütün bu düzenlemeler, bir yandan tüketiciyi korumak, bir yandan da sanayi üretimini desteklemek için yapılmıştır. Dünya ekonomisinde meydana gelen çalkantılara, petrol fiyatlarındaki artışa rağmen yapılmıştır. Üstüne üstlük, hemen yanı başımızda patlayan ve hala etkileri süren savaşa rağmen yapılmıştır.”

  

Dünyada petrol fiyatlarındaki artışa işaret eden Erdoğan,dünyada petrol fiyatları 2 yıl içinde yüzde 75 oranında artarken, Türkiye'deki pompa satış fiyatlarındaki artışın yüzde 60 seviyesinde tutulduğunu belirtti.

  

Başbakan Erdoğan, “Bilmelisiniz ki, konuşmamın başından beri sıraladığım bütün gelişme rakamları işte bu olumsuz dünya şartları, bütün dış ekonomik çalkantılar ve zorluklar aşılarak hayata geçirilmiştir” diye konuştu.

  

“HASTANELERDE REHİN TUTULAN VATANDAŞ KALMADI”

      

“Sosyal devletin” Cumhuriyetin temel niteliklerinden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, Hükümet'in bu anlayışın gereği olarak, toplumun yıllar boyunca ihmal edilen, ağır ekonomik şartlar altında ezilen dar gelirli, yoksul ve yardıma muhtaç kesimlerine yönelik bazı düzenlemeler yapmayı öncelikli görevi saydığını söyledi.

  

Özellikle dar gelirli vatandaşların sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli adımlar attıklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

  

“Artık hastanelerimizde tedavi masraflarını karşılayamadığı için rehin tutulan vatandaşımız kalmamıştır. Vicdanları yaralayan bu uygulama tamamen ortadan kaldırılmış, tedavi masraflarını karşılayamayan ve yeşil kart sahibi olmayan vatandaşlarımızın bu giderleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu tarafından karşılanmıştır. Bazı aksaklıklar varsa, bu, bizim bilgimiz dışında veya bize ulaştırılamayan, yetkililerimize ulaşamayan vatandaşlarımızla maalesef bu iletişimsizlikten kaynaklanmaktadır. Böyle bir durumda bizler; valilerimiz, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımızla her türlü adımı atmak suretiyle bu tür yanlışları düzeltmeye hazırız.”

  

EMEKLİLER

 

Erdoğan, Temmuz 2004 tarihinden itibaren yeşil kartlı vatandaşların ayaktan tedavi edilen rahatsızlıkları karşılığında hiçbir ödeme yapmamasının karara bağlandığını ve 2005 yılında tüm ülkeye yayılmak üzere 3 pilot ilde bu uygulamanın başlatıldığını anımsattı.

  

SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na bağlı hastaların sağlık sistemi içerisinde yer alan bütün sağlık kuruluşlarından hizmet alabilmesini sağladıklarını belirten Erdoğan, sağlık alanında köklü, kalıcı ve yaygın çözüm arayışlarının bir sonucu olarak Genel Sağlık Sigortası uygulamasını hayata geçirmek için hazırlıklarının bütün hızıyla sürdüğünü anlattı. Erdoğan, “Hedefimiz, 2005 yılı içerisinde bu yasayı çıkartmaktır” dedi.

  

“500 MİLYON DOLARLIK TASARRUF SAĞLADIK”

     

Yakın bir zamana kadar fahiş ilaç fiyatlarının, zaten yeterli bir gelir seviyesine sahip olmayan vatandaşları oldukça zorladığını belirten Erdoğan, göreve geldiklerinde bu konuyu da acilen gündemlerine aldıklarını ve bir dizi tedbir alarak bu konuda önemli bir rahatlama sağladıklarını ifade etti.

  

Erdoğan, Mart 2004'ten itibaren ilaçtan alınan KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e düşürdüklerini, kan, kan ürünleri ve serumda yine yüzde 18 olan KDV oranını yüzde 1'e indirdiklerini, İlaç Fiyat Kararnamesi ile döviz kurunda yaşanan düşüşlerin ilaç fiyatlarına da yansımasını sağladıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, “Bu uygulamayla ilaç fiyatlarında ortalama yüzde 30 ucuzlama sağlanmış, bazı ilaçlarda bu oran yüzde 80'leri bulmuştur. Bu sayede ülke olarak ilaç harcamalarında 500 milyon dolarlık bir tasarruf sağlamış olduk” diye konuştu.

  

“BURSLAR ARTIRILACAK”

      

Eğitime de çok büyük bir ağırlık verdiklerini belirten Erdoğan, geçen 2 yıl içinde öğrencilere devlet tarafından verilen burs, kredi ve harçlarda da hem adet, hem miktar olarak büyük artışlar sağlandığını rakamlarla dile getirdi.

   

Erdoğan, 2005 yılında bu bursların daha da artırılacağını bildirdi.

  

ÇİFTÇİYE DESTEK

  

Başbakan Erdoğan, tarım sektörüne yönelik olarak da önemli destek programları uyguladıklarını belirterek, “Bu desteklerle yıllar boyunca ihmal edilen çiftçimize, köylümüze ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza nefes aldırmaya çalıştık. Doğrudan Gelir Desteği uygulamasını hayata geçirerek bu alanda gösterdiği faaliyetlerle geçimini sağlama imkanını kaybetmiş olan insanlarımızın yardımına koştuk” diye konuştu.

  

Erdoğan, bu kapsamda 2003 yılında çiftçilere yaptıkları destek ödemesinin 2 katrilyon 400 trilyon lira olarak gerçekleştiğini, 2004 yılı için ayrılan 2 katrilyon 600 trilyon liralık kaynağın tamamına yakın bir kısmının da yine çiftçilere aktarıldığını, 2003 yılında dönüm başına 12.5 milyon lira olan ödeme miktarının, bu yıl 16 milyon liraya çıkarıldığını anlattı.

  

Erdoğan, şunları kaydetti:

  

“Bu uygulamalarla hükümetimizin tarım kesimine yönelik destekleme çalışmaları için harcadığı tutarlar, daha önceki dönemlere göre yüzde 150'lik bir artış göstermiş bulunmaktadır. Biliyorsunuz, 2001 yılında yaşanan ağır ekonomik kriz şartları nedeniyle köylülerimiz kredi borçlarını ödeyemez bir noktaya gelmişlerdi. Kredi borçlarını ödeyebilmek için tarlalarını, traktörlerini satmak durumuyla karşılaşan, hatta hapishaneye düşen çiftçilerimiz, köylülerimiz vardı. Hükümet olarak o haliyle ödenmesi imkansızlaşan bu borçları masaya yatırdık ve ilk olarak çiftçimizin belini büken ağır faiz yükünün yarıdan fazlasını silmeye karar verdik. Kalan borçları yeniden yapılandırarak ödenebilir bir takvime bağladık. Bu şekilde tarım kesimimize 1 katrilyon liralık dolaylı destek sağlamış olduk. Ayrıca Şubat 2004 itibariyle 130 bin çiftçimize yeniden 350 trilyon liralık kredi kullanma imkanı sağladık.”

  

“BİZE GÜVENİN”

  

Yaptıklarını, yapabildiklerini asla yeterli görmediklerini kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

  

“Gönül tabii kibundan çok daha fazlasını yapmayı arzu ediyor. Ama şundan emin olunuz: Hükümet olarak, bütün bunları, şartları gerçekten sonuna kadar zorlayarak, gece gündüz çalışarak yapabildik. İnşallah el ele, gönül gönüle, kafa kafaya vererek, çok daha iyisini, çok daha güzelini hep birlikte yapacağız. Bize güveniniz. Hükümetinize güveniniz. Devletinize güveniniz. Kendinize güveniniz. Zira bu hükümet sizin hükümetinizdir. Bu devlet sizin devletinizdir.”

  

Erdoğan, vatandaşların Ramazan Bayramı'nı kutladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!