Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2006 00:00
Giyimkent Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Çınar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Nisan’daki tapu töreninde söylediği; "Taşınmayanın elektriğini suyunu keser, mal giriş çıkışını engelleriz" şeklindeki sözlerinin; İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er tarafından ’havada bırakıldığını’ söyledi.
TÜRKİYE’nin en büyük toplu işyeri projelerinin bulunduğu İkitelli’de yapımı tamamlanan, tapuları dağıtılan Giyimkent’in ’tekstil dışı işlere’ açılması için yoğun baskı yapıldığı bildiriliyor. Giyimkent Başkanı Abdullah Çınar, "Bu projelerin amacı özellikle sur içindeki değişik iş kollarına modern işyerleri yaratmak ve onları buralara taşımaktı. Suriçi de dünyanın en gözde turizm merkezi haline getirilecekti. Ancak Valilik, Büyükşehir Belediyesi ve Eminönü Belediyesi gereken özeni göstermiyor, yaptırımları uygulamıyor" dedi. Çınar, 28 Nisan 2006’da düzenledikleri tapu dağıtım törenine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da hem eski büyükşehir belediye başkanı hem de İstanbul aşığı bir Başbakan olarak suriçinin turizme dönük yapılanmasına büyük önem verdiğini belirtti ve şöyle konuştu: "Sayın Başbakan 28 Nisan’da tapuları dağıttı ve burada çok ciddi bir konuşma yaptı. Bu konuşmayı ’taşınmadan birebir sorumlu’ olan kişiler de dinledi. Başbakanımız o gün; ’Taşınmayanın elektriğini suyunu keser, mal giriş çıkışını engelleriz’ dedi. Ancak aradan 5 ay geçti, adım atılmadı. O bölgelerdeki işyerlerinin buraya taşınması için ciddi hiçbir tedbir alınmadı. Bunu yapmayanlar Sayın Başbakan’ın sözlerini resmen havada bıraktılar."
BİZİ RAHAT BIRAK BASKISI:
Abdullah Çınar, Giyimkent Kooperatifi’nin başkanı olarak sonuna kadar doğru olanı savunmaya devam edeceğini belirterek şöyle devam etti: "Birileri oy kaygısıyla bu projenin hedefine ulaşmasını engelliyor. Yaptırımları uygulamıyor. Şimdi burada da işyeri sahibi olanlar yani üyeler; ’Başkan bırak bu inadı; işyerlerimizi her türlü iş için kiraya verebilelim. Bize engel olma’ diyorlar. Muhtemelen bir sonraki genel kurulda (gelecek yıl) bu muhalefet daha da güçlenecek. Eğer onlar kazanırsa Giyimkent’teki işyerleri tekstil dışı her türlü iş için faaliyet özgürlüğü kazanacak. Bu ülke kaynaklarının ısrafıdır. Suriçi’ni kurtarma stratejisinin de iflası anlamına gelir ki, bu İstanbul için de ülkemiz için de büyük bir ayıptır."
SİYASETE Mİ HAZIRLANIYORSUN:
Giyimkent’in faaliyet hedefine uygun olarak yoluna devam etmesini savunduğu için ’siyasete mi soyunuyorsun’ diye eleştiri aldığını da söyleyen Abdullah Çınar, "Ben sadece doğru olduğuna inandığımı savunuyorum ve onun için mücadele ediyorum. Eğer siyasete heves etsem tam tersine popülist davranır, konuşurdum. Giyimkenti her türlü faaliyete açar; rant peşinde koşanların ekmeğine yağ sürerdim ama ben tam tersi için mücadele ediyorum" dedi. Çınar, Giyimkent’in faaliyet alanına uygun olarak yoluna devam etmesinin de asla ticari ya da gayrimenkul değeri açısından bir kayıp getirmeyeceğini, daha da değerleneceğini savundu.
Başbakan ne demişti
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan 28 Nisan 2006’daki, İstanbul Valisi Muammer Güler, AKP İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mesut Pektaş’ında hazır bulunduğu tapu töreninde; "Buranın temelini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildiğimde ben attım. Benim performans kriterlerim içerisinde 12 yılda buranın meydana gelmiş olması şahsen üzüldüğüm konudur. 12 yıl bunun sürmemesi lazımdı. Daha kısa zamanda yapılması lazımdı. Bir çok engeller, ülkenin yaşadığı krizler bu süreci uzattı. Artık hızla buradaki 2 bin 500 işyerinin dolması lazım. Duyanlar, duymayanlara iletsin. Tekrar söylüyorum. İstanbul Valisi’ne de Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mesut Pektaş’a da söyledim. Buranın yetkilileri ile bir araya gelin. Bakın biz kararlıyız. Sur içini arındıracağız, temizleyeceğiz. Burada artık bu modern yatırım varken esnaf kalmasını istemiyoruz. Sultanhamam, Gedikpaşa hepsi buraya gelmek durumunda. Eğer gelmezlerse elektriği keseriz, suyu, trafiği keseriz. Kusura bakmasınlar, buraya gelmek zorundalar. Bir modern ülke kuruyoruz. Çağdaş bir ülke kuruyoruz. Şehrin rahatlatılması lazım. Şehir merkezindeki sıkıntıları hep birlikte yaşıyoruz."
Tekstil vadisi olacaktı, yüzde 30’u bile dolmadı
1980’lerde planlanan ve başta suriçi olmak üzere İstanbul’un içindeki birçok farklı iş kollarını daha modern bir işyeri ortamına taşımayı amaçlayan İkitelli Bölgesi’ndeki toplu işyeri projeleri tamamlandıkları halde boş kaldı. Giyimkent de Türkiye’nin yeni tekstil vadesi olarak planlanmıştı. Giyimkent’teki işyerlerine taşınma için gerekli altyapı çalışmaları tamamlandı, bağlantı yolları açıldı ve tapular dağıtıldı. Yaklaşık 300 milyon dolarlık yatırım yapılan Giyimkent’te 2 bin 183 müstakil işyeri, 300 adet büro, 7 adet iş merkezi, bir akaryakıt istasyonu, 800 kişilik konferans salonu bulunuyor. Sultanhamam, Mahmutpaşa, Yeşildirek, Mercan ve Tarihi Yarımada’nın diğer bölümlerinde bulunan ilgili işyerlerinin Giyimkent’e taşınması gerekiyor.G iyimkent’in bitişiğindeki Tekstilkent’te de yaklaşık 4.800 ünite bulunuyor ve ilave yatırımlarla bu bölgede 10.000 işyeri kapasitesi hedefleniyor.