Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2009 00:00
Dünyanın en etkili dergilerinden Alman Der Spiegel, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Doğan Grubu’yla sürtüşmesinin yabancı yatırımcıları ürküttüğünü yazdı. Dergide yayınlanan haberde, Erdoğan’ın Aydın Doğan’ı siyasi rakip gibi gördüğü belirtilerek, "Erdoğan’ın Doğan Grubu’na yönelik tavrı Türkiye’nin güvenli bir yatırım ülkesi olduğu imajına büyük zarar veriyor" denildi.
ALMANYA’NIN en etkili haftalık politik dergisi "Der Spiegel", Başbakan Erdoğan’ın Doğan Grubu’na dönük sürtüşmesine geniş yer verdi. Derginin "Sultan ve Doğan" başlığı altında yayınladığı haberde, "Önümüzdeki günlerde yapılacak
seçim öncesi hükümet ile medya devi Aydın Doğan arasındaki sürtüşmeler kızıştı. Tam da ekonomik kriz döneminde Başbakan Erdoğan’ın bu tavrı, yabancı yatırımcıların hukuk devletine güvenini sarstı" denildi. Dünyanın en etkili dergilerinden Der Spiegel, şu değerlendirmeyi yaptı:
Deniz Feneri haberleri"Aydın Doğan ile Tayyip Erdoğan arasındaki ilişki birkaç aydan beri açık bir sürtüşmeye dönüştü. Gelecek hafta sonu yerel seçimler yapılacak. Seçimi muhafazakar-İslamcı AKP ve hem dostları, hem de düşmanları tarafından "Sultan" olarak nitelenen Erdoğan’ın kazanacağı düşünülüyor. Ama Erdoğan, yalnız birinin onun hesabını bozabileceğine inanıyor. "Biz medyanın sayesinde değil, halkın sayesinde iktidara geldik’ diye bağırıyor mikrofondan. Doğan’ın en etkili gazetesi ’Hürriyet’in eylül ayında bir bağış skandalıyla ilgili
haberler yapmasından beri, Başbakan seçim kampanyasında medya patronunu asıl rakibi olarak ilan etti. Gazete, İslami yardım kuruluşu Deniz Feneri’nin Almanya’daki Türklerden bağış toplayıp, bariz bir biçimde AKP yanlısı çevrelere aktarıldığına detaylı bir şekilde yer vermişti. Erdoğan, Doğan Grubu’na ait gazeteler ve televizyon kanallarının, ekonomi politikasında yorgunluğa ve reformlardaki durgunluğa dönük eleştirilerini sineye çekmek zorunda kaldı. 4 hafta önce ise devlet gücünü gösterdi. Halkalı maliyesi, 380 milyon
Euro para cezası kesti. ’Bizi dize getiremediği için Erdoğan bizi yok etmek istiyor’ diyor Doğan. Erdoğan’ın parti yandaşları ise bunun arkasında politik bir neden olmadığını söylüyorlar. Ama şüphe tohumlarını Erdoğan kendisi serpti.
Erdoğan güveni sarsıyor
Doğan’a darbe, yalnız basın özgürlüğünün sınırlandırılmasıyla kalmıyor. Vergi cezasının miktarı ve bunun kılıfına uydurulmuş gerekçeleri işletmelerin de, yatırımcıların da güvenini sarsıyor. Yasalar mı geçerli, yoksa Erdoğan’ın sarsılmaz istemi mi? Son yıllarda canlılık yaşanan ve geçtiğimiz yıllarda yabancı sermayenin aktığı Türkiye’yi de ekonomik krizin etkilediği bir dönemde, Başbakan Erdoğan güçlükle kazanılan hukuk devletine güveni sarsmaktadır. 2004 yılında ülkeye yaklaşık 3 milyar dolar yabancı sermaye girerken, bu rakam 2007 ’de 22 milyar dolara ulaştı."
Çongar’ın yorumu
Dergide görüşüne yer verilen Yasemin Çongar da, Erdoğan’ın basın özgürlüğüne tümüyle bir saldırıyı amaçladığını sanmıyor. Çünkü öyle olsa onun da güçlükleri olacak. Çongar, "Erdoğan, Doğan’ın gazetelerinin yardımıyla askerlerin 1997 yılında dönemin İslamcı Necmettin Erbakan hükümetine karşı darbesini unutmadı. Doğan bir sembol" dedi.
Eleştiriye tahammülü yokDER Spiegel Dergisi’nin haberinde, Tayyip Erdoğan’ın kısa bir süre öncesine kadar ekonomik krizi ağzına almak istemediğine, Dünya Ekonomik Forumu’nda ekonomi yerine terörden bahsetmeyi yeğlediğine de yer verildi. Erdoğan’ın eleştiriye tahammülü olmadığına, bu yüzden karikatüristlere, eleştiren yazarlara karşı dava açtığına da işaret edilirken, ATV ile Sabah’ın Erdoğan’ın damadının yönetici olduğu Çalık Holding’e geçtiği de belirtildi. Haberde, Geçen yıl AKP’nin kapatılmaktan kılpayı kurtulmasından beri Erdoğan daha alıngan olmaya başladı. Avrupa Parlamentosu Dışişleri komisyonu üyesi Elmar Brock, "Erdoğan gücünü kaybetmekten korkuyor. Şu anda da ekonomik kriz onun başarı öyküsünü tehdit ediyor. Burada soru şu: Ülkede kim söz sahibi? Eski ve yeni elitler mi? Yükselen müslüman Erdoğan mı, yoksa Doğan Ailesi’nin de içinde bulunduğu laik İstanbullular mı?" denildi. Aynı zamanda, "Erdoğan’ı için yalnızca Doğan medyası can sıkıcı bir durum değil, onu makamından uzaklaştırmak isteyen asker, sermaye ve politik elitler ile koalisyonun bir parçası. Bu nedenle Hürriyet, Milliyet, CNN Türk gibi televizyon kanallarının ekonomik durumu olduğundan daha kötü göstermekle suçlanıyor. Hükümet yanlısı Zaman Gazetesi geçen hafta, ’Onlar (Doğan Medya Grubu) yangına körükle gidiyor’ diye yazdı" satırlarına yer verildi.
Erdoğan’ın Türkiye’yi AB’ye taşıma umudu kayboluyorDERGİNİN haberinde, Başbakan Erdoğan’ın Doğan Grubu’na yönelik tavrının Türkiye’nin güvenli bir yatırım ülkesi olduğu imajına büyük ölçüde zarar verdiğine de dikkat çekildi. Aynı zamanda Erdoğan’ın ülkeyi Avrupa Birliği’ne taşıma umudunun kaybolduğuna da işaret edildi. Haberde, "Erdoğan, muhtemelen AB’nin basın özgürlüğü, hukuk devleti gibi temel taleplerine bağlı kalma hissinden uzaklaşıyor. Avrupa Birliği raportörü Ria Oomen-Ruitjen, "Öyle bir an gelecek ki, Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olma olgunluğuna sahip mi sorusu değil, Türkiye Avrupa Birliği’ne üye olmak istiyor mu? sorusu gündeme gelecek" diyor.
Doğan’ın pes etmeye niyeti yok 380 milyon Euro vergi cezasının DMG’nin yüzde 25’inin Axel Springer’e satılması yüzünden verildiğine işaret edilen haberde, bu satışın yapılacağının 2006 kasım ayında ilan edildiği, ancak sözleşmenin ve para transferinin 2 Ocak 2007’de gerçekleştiğine dikkat çekildi. Haberde şu değerlendirme yapıldı: "Mahkeme bir karar verinceye kadar Doğan, hisselerin büyük bir bölümünü ve TV marka haklarının teminat olarak gösterdi. Ama ilgili makam bunu kabul etmedi. DYH’nin Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, ’Şayet bizi iflas ettirmek istiyorlarsa, bunu açık olarak söylesinler’ diyor. Haberde ayrıca, Aydın Doğan’ın pes etme niyetinde olmadığına da yer verildi. Bu bağlamda Doğan’ın "Ben yargıçlara inanıyorum, güveniyorum, ülkemle de gurur duyuyorum" sözleri de yer aldı.