Güncelleme Tarihi:
Küresel kriz sonrasında gelişmiş merkez bankaları tüm araçları kullanıyor; hatta artık elde avuçta kullanılacak kullanılabilecek her türlü aracın da sonuna gelindi. Geçmişten daha güçlü biçimde kullanılan araç, merkez bankalarının iletişimi olmaya başladı; yani söz. Merkez bankası
başkanları, para politikasına yön
veren kurul üyeleri konuşmaya, kamuoyunu ikna etmeye, beklentileri güçlü biçimde yönetmeye çalışıyorlar. Peki, bizde nasıl?
ERÇEL’DEN 3 KAT FAZLA
Geçtiğimiz gün Wall Street Journal Türkiye’de bizdeki son üç Merkez bankası başkanının yıllık konuşma sayıları yayımlandı. Ben de bu tabloyu yıllık ortalama haline dönüştürdüm, Gazi Erçel’in konuşma sayılarını da ekledim. Aşağıdaki özet ortaya çıktı. Tablonun özeti şu; Erdem Başçı, çok kısa sürede yıllık ortalama 35 konuşma ile Gazi Erçel’in yaklaşık üç katı, Süreyya Serdengeçti’nin de 2 katı fazla sayıda konuşma yapmış. Görevi devraldığı başkan Durmuş Yılmaz’dan ise yüzde 40 daha fazla konuşma yapmış. İşin doğrusu, bu tabloyu son 20 yıla damgasını vuran eski merkez bankası başkanlarına sormak ve yorumlatmaktı; bunu yaptım. Bu bir eğilim mi? Farklılaşan bir merkez bankacılığı mı? Yoksa karmaşık para politikası daha fazla bir açıklamaya mı ihtiyaç doğuruyor?
ESKİ BAŞKANLAR NE DEDİ?
MERKEZ Bankacılar eski kurumları ile ilgili fazla konuşmak istemezler. Bu yüzden, söylediklerini anonim biçimde, görüş olarak aktaracağım. Eski başkanlar, hem para politikası uygulamalarında dış dünyadaki eğilimler açısından baktıkları gibi, içeriye dönük eleştirel bakış da ortaya koydular.
Merkez bankacılığının evrimleşmesinin bir sonucu bu; önden konuşarak ikna etme ve para politikası adımlarının maliyetini azaltma çabası var. Normal karşılanmalı.
Küresel kriz ve devamındaki gelişmeler karşısında iletişim ihtiyacının artması olarak da değerlendirilmeli. Bizim dışımızdaki dünyada da çok fazla belirsizlik var.
Enflasyon hedeflemesi ve bekleyişleri yönlendirme önem kazandı. Başkan-larının konuşması da bu açıdan arttı.
Bizde bir süredir uygulanan para politikası geleneksel bir para politikası (unconventional) değil. Bu para politikasına çok eleştiri var; bu yüzden daha fazla konuşarak bunu anlatma çabası olmalı.
Politikalar karmaşık hale gelirse daha fazla izahat yapma ihtiyacı ortaya çıkar. Daha fazla konuşmak yerine, politikaların netleştirilmesi daha fazla işe yarar.
Gelişmiş merkez bankalarının daha fazla sözle ‘ileri dönük kılavuzluk’ yapması yeni bir olgu değil. Kredibilite varsa fazla konuşmaya gerek kalmaz.
Para politikası çok karmaşık olursa ya da işleyişi karmaşık hale gelirse sinyaller karışır. Konuşarak açıklama ihtiyacı doğar.
Doğru, merkez bankaları daha fazla konuşuyorlar ama halk arasında ‘çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz’ diye bir söz vardır; bu iletişimi yaparken de çok fazla tekrara düşmemek gerekiyor.”
Yıllık ortalama konuşma sayıları
GAZİ ERÇEL: 1996 - 2001 / 13
SÜREYYA SERDENGEÇTİ: 2001 - 2006 / 16
DURMUŞ YILMAZ: 2006 - 2011 / 25