Güncelleme Tarihi:
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Emin Selimoğlu, sanığın yargılandığı eski TCK'da “zimmet” suçunu düzenleyen 202. maddesi açısından, eski TCK'nın 102. maddesinin 3. fıkrasına göre 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu kaydetti.
Savcı Selimoğlu, suç tarihi tam olarak belli değilse de 1990 yılı suç tarihi olarak kabul edildiğinde “zaman aşımını kesen durumları” düzenleyen eski TCK'nın 104. maddesi açısından da zaman aşımı süresinin 2005 yılı sonunda dolduğunu bildirdi.
Yeni TCK'nın “zaman aşımı”nı düzenleyen 66 ve 67. maddelerinin sanığın aleyhine olması nedeniyle eski TCK'daki sürelerin uygulanması gerektiğine dikkat çeken Selimoğlu, davanın ortadan kaldırılmasını talep etti.
Suç tarihinin 6 Kasım 1991 olduğunu, bu tarih itibarıyla eski TCK'nın 102. maddesinin 3. fıkrası ile 104. maddenin 2. fıkrasında belirtilen 15 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirten mahkeme heyeti, davanın zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verdi. Heyet, Civan hakkındaki bu suç nedeniyle verilen gıyabi tutuklama kararını da kaldırdı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 26 Ekim 1992 tarihli iddianamede, Sultan Havayolları A.Ş'nin Emlak Bankası'nın Bakırköy Şubesi'nden kredi kullandığı belirtilmişti.
Bu nedenle firmanın döviz mevduat hesaplarının şube tarafından bloke edildiği, firmanın hesabın 632 bin dolarlık kısmındaki blokenin kaldırılmasını istediği, ancak şubenin bunu kabul etmediği belirtilen iddianamede, bankanın genel müdürü Engin Civan ve genel müdür yardımcısı Ahmet Paşaoğlu'nun yazılı emri üzerine ödemenin yapıldığı kaydedilmişti.
Sanık yöneticilerin alışılmamış yoldan firma lehine telkinde bulunarak ”emniyeti suiistimal” suçunu işledikleri belirtilen iddianamede, Civan ve Paşaoğlu'nun 7.5'ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edilmişti.
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın 14 Mayıs 1996 tarihli duruşmasında, sanıkların eylemlerinin 6 ile 12 yıl arasında hapis cezası öngören ve “zimmet” suçunu düzenleyen eski TCK'nın 202. maddesi kapsamında kaldığı görüşüne varan hakim, davayı “görevsizlik” kararı ile İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti. Bu kararın ardından sanıkların yargılanmalarına, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilmişti.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi de 22 Mart 2001 tarihli duruşmada suçun unsurları oluşmadığı gerekçesiyle Paşaoğlu'nun beraatına, ifadesi alınmayan Civan'ın ise dosyasının ayrılmasına karar vermişti.
Kararında dava konusu firmanın ödemelerini düzenli olarak yaptığına, iddianamede de bahsi geçen kredi borcunun vadesinde kapatıldığına, bankanın zarara uğramadığına dikkat çeken mahkeme heyeti, bu nedenlerle Paşaoğlu hakkındaki “zimmet” suçlamasının unsurlarının oluşmadığını bildirmişti.