Güncelleme Tarihi:
TGRT Haber kanalında canlı yayınlanan “Ankara'nın Gündemi” adlı programa konuk olan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin siyasal ve ekonomik gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Şimşek, enflasyona ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de enflasyonun tek haneli rakamlara düşmesi için kurumsal altyapı ve siyasal iradenin olduğunu, dünyadaki şokların yaşanmamış olması durumunda Türkiye'nin enflasyon hedefine yaklaşmış olacağını bildirdi.
Dünya genelinde metal, petrol, doğalgaz ve gıda fiyatlarının katlandığını ifade eden Şimşek, bunların Türkiye'ye yansımalarının olduğunu, bu yüzden de enflasyonun yüzde 10'un üzerinde bulunduğunu kaydetti.
Mevcut rakamın istenen yerde olmadığını ifade eden Şimşek, “Enflasyon ve faizi tek haneli rakamlara indireceğiz. Bunun için gerekli bütün unsurların mevcut olduğu kanaatindeyim. Verimlilik ve arz artışı enflasyonu aşağıya çeker. Enflasyon, orta vadede düşüş trendine girecek ve tek haneli rakama inecek. Ancak kısa vadede bu zor” diye konuştu.
CARİ AÇIK
Şimşek, cari açığın aşırı yükseldiği ve bu yıl 48-55 milyar dolara ulaşacağına ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine de, cari açığın iyi anlaşılması gerektiğini ifade ederek, “Aslında cari açık bizim başarımızın bir sonucu” dedi.
Cari açığın tasarruf-yatırım açığı olduğunu ifade eden Şimşek, “Yani Türkiye'nin, kendi kaynaklarından fazlasını yatırıma harcamasıdır. Orta ve uzun vadede 3-5 yıllık bir perspektifte cari açığı makul bir seviyeye düşürmeyi planlıyoruz. Cari açığı düşürmek için gerekli adımları atıyoruz ve bu adımları atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“AK Parti'nin, iktidara geldiği 2002 yılında memleket uçurumun eşiğindeydi” diyen Şimşek, “Artık Türkiye'deki yangın söndü, şimdi Türkiye yangına dayanıklı maddelerle sarılıyor” dedi.
Cari açığa neden olan gelişmeler arasında enerji fiyatlarındaki aşırı artışa vurgu yapan Şimşek, 2002'de Türkiye'nin enerji ithalatına harcadığı miktarın 9,1 milyar olduğunu, bu rakamın bu yıl 50 milyar dolar olması beklendiğine dikkati çekti. Enerji fiyatlarının 5 kat arttığının altını çizen Şimşek, “Bu durumda hangi hükümet olursa olsun bunu engelleyemez” diye konuştu.
KAPATMA DAVASININ EKONOMİYE ETKİSİ
Şimşek, “AK Parti hakkındaki kapatma davasının Türk ekonomisini nasıl etkilediği ve partinin kapatılması durumunda ekonominin bundan nasıl etkileneceği” yönündeki soruyu yanıtlarken de, siyasal istikrarın önemine vurgu yaptı ve 1970'li ve 1990'lı yıllardaki siyasal istikrarsızlığın Türkiye'yi ekonomik performans olarak diğer ülkelere oranla ne denli geri bıraktığını anlattı.
Türkiye'nin çıkış yakaladığı dönemlerin, reformların yapıldığı, büyümenin yüksek seyrettiği ve kişi başına gelirin arttığı dönemler olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları söyledi:
“Türkiye, son birkaç aydır gerçekten bir belirsizlik içinde ve bunun yansımaları çok ciddi oldu diyebilirim. Mesela Hazine'nin borçlanma maliyeti hızlı bir şekilde arttı. Bunda dünyadaki krizin etkileri de var, ancak dünyadaki kriz yeni bir olay değil. Her ne kadar dünyadaki sıkıntıların etkisi varsa da esas belirsizlik, içeride yaratılan bu suni belirsizliktir. Bunun ekonomiye olumsuz etkisi son derece açıktır.
AK Parti'nin kapatılması Türkiye'yi çok açık bir şekilde geri götürür. Ülke olarak bunu haketmiyoruz. Biz bu sürecin en yumuşak şekilde sonuçlanması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Türkiye'de siyasi istikrar zedelenirse (ki zedelenir), reform süreci sekteye uğrarsa (ki uğrar), bu cari açıkla, bu petrol fiyatlarıyla, dünyadaki bu sıkıntılarla Türkiye bu süreçten ve istikrarsızlıktan ciddi bir şekilde etkilenir.”
Şimşek, AK Parti'nin kapatılmaması durumunda da mevcut belirsizliğin ortadan kalkacağını, siyasal istikrar ve reform sürecinin süreceğini ve bu “sıkıntılı sürecin” en az zararla atlatılabileceğini bildirdi.
Şimşek, “Son dönemdeki belirsizlik ortadan kalkar kalkmaz tekrar faizlerin aşağıya döneceğini, ekonomik faaliyetlerin toparlanmaya başlayacağını ve Türkiye'de istihdamın ve yatırımların artış sürecine gireceğine inanıyorum. Kapatma olmazsa Türkiye yeni bir enerji ve umutla yoluna devam eder” diye konuştu.