Enflasyon hedeflemesi

Güncelleme Tarihi:

Enflasyon hedeflemesi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2001 09:13

Bu defa yeni bir ekonomik kavramla karşı karşıyayız: Enflasyon hedeflemesi... Merkez Bankası, para politikasını, bundan sonra belirli bir dönem için tespit edilen enflasyon hedefine dayandıracak...

1- Enflasyon hedeflemesi nedir?

Enflasyon hedeflemesi rejimi, Merkez Bankası'nın para politikasının, makul bir dönem için belirlenen sayısal bir enflasyon hedefi ya da enflasyon aralığına dayandırılması anlamına geliyor...

2- Diğer yöntemlerden farkı nedir?

Enflasyon hedeflemesinin enflasyon kontrol eden diğer yöntemlerden temel farkı, para politikası araçlarının geçmiş ya da cari enflasyon yerine, gelecek enflasyona dayanması.

3- Enflasyon hedeflemesinin ön koşulları nelerdir?

Üç temel koşulu var. Bunlar para politikasının fiyat istikrar hedefine odaklanması, Merkez Bankası'nın bağımsız olması ve gelişmiş mali piyasaların olması olarak sıralanıyor. Bu sistemde para otoritesi, sadece belirlediği enflasyon hedefini gerçekleştirmeyi amaçlıyor, büyüme, istihdam seviyesi veya döviz kuru istikrarı gibi başka hedefler seçemiyor. Rejimin başarıyla uygulanması ve enflasyonun hedeflenen düzeyde tutulması amacıyla para otoriteleri tarafından kullanılacak araçların etkinliği; gelişmiş para, sermaye ve döviz piyasalarının oluşmasına bağlı. Mali piyasaların kullanılan araçlara yeterli çabuklukta tepki verememesi enflasyon hedeflerinden sapmalara yol açıyor.

4- Türkiye'de bu koşullar mevcut mu?

Merkez Bankası'nın bağımsız olmasına ilişkin yasa kasımda yürürlüğe girecek. Mevzuat açısından bir problem görünmüyor ancak diğer iki koşul konusunda kuşkular var. Özellikle gelişmiş ve derin mali piyasaların olması koşulunun esamesi bile okunmuyor.

5- Hangi ülkelerde uygulandı?

Yeni Zelanda, Kanada, İngiltere, İsveç, Finlandiya, Avustralya ve İspanya 1990'lı yılların başından itibaren enflasyon hedeflemesi olarak tanımlanan yeni rejimi uygulamaya başladı. Bunların ardından Şili, Meksika, Brezilya gibi ülkeler bu rejime geçtiler veya geçmeye çalıştılar.

6- Avantajları neler?

Para politikasının uygulanmasında şeffaflığı artırıyor, alternatif politikalara göre daha anlaşılır bir politika olarak biliniyor. Merkez Bankası'nın belirlenen enflasyon hedefine ulaşması için güvenilirliğini ve hesap verebilirliğini artırıyor. Para otoritelerinin fiyat istikrarı hedefine ulaşması için gerekli tüm bilgiyi kullanmalarını sağlıyor. Para politikasının ulusal ekonomideki şoklara ağırlık vermesini sağlıyor. Merkez Bankası'nın para politikası araçlarını kullanmasında ve kontrol etmesinde bağımsız olmasını sağlıyor. Para politikasının operasyonel olarak uygulanmasına yardımcı oluyor. Politika tartışmalarının, Merkez Bankası'nın para politikası ile gerçekleştirebileceği hususlar üzerinde odaklanmasını sağlıyor.

7- Dezavantajları neler?

Çok katı ve tavizsiz olarak uygulanması gerekiyor, diğer para politikası rejimleriyle karşılaştırıldığında etkin olmayan bir üretim dengesine yol açıyor. Bu durum özellikle petrol fiyatları gibi ani değişikliklerde kendini gösteriyor. Kısa dönemde ekonomik büyümeyi sınırlandırıyor, mali politikalarının para politikalarına göre üstünlük sağlamasını engelleyemiyor, rejimin uygulanması için gerekli olan esnek döviz kuru rejimi, mali istikrarsızlığa neden olabiliyor.

8- Ne zaman geçilmesi planlanıyor?

Sonbaharda geçileceği söyleniyor ancak diğer ülkelerde uygulandığı gibi bire bir uygulanması hemen beklenmiyor. Öncelikle bir start verilip belli bir enflasyon aralığı hedefinin açıklanması bekleniyor. Birkaç ay sürecek bu geçici süre içinde Merkez Bankası döviz, faiz gibi bütün değişkenleri, açıklanacak enflasyona göre ayarlaycak. Türkiye nasıl daha önce kur konusunda çapa sistemi uyguladıysa, şimdi de çapa sisteminin ana noktası enflasyon olacak ve diğer bütün değişkenler buna göre kendini ayarlayacak ya da ayarlatılacak.

9- Türkiye'deki kuşkular neler?

Bazı ekonomistler, aslında enflasyonun sadece hedeflenebileceğini kur ya da faiz gibi çapa olarak kullanılamayacağını söylüyorlar ve buradaki çapa sözcüğünü eleştiriyorlar. Ayrıca son şans olarak kullanılacak bu sistemin mutlaka derin mali piyasalara ihtiyacı olduğunu ifade ederek, enflasyon hedeflemesinin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde mutlaka olumlu sonuçlanacağı konusunda kuşkularını dile getiriyorlar. Özellikle iç borç faiz yükü konusunda radikal bir çözüm bulunmadan enflasyonun indirilemeyeceğini savunan bu ekonomistler, şu sıralarda Türkiye'de önceliğin enflasyonun radikal bir şekilde indirilmesine değil, borç stoku ve faiz yükü konusuna vermesi gerektiğini; piyasaların biraz olsun normale dönmesi ve özellikle iç borcun döndürülmesi sorunu aşıldıktan sonra enflasyon hedeflemesine geçilebileceğini öne sürüyorlar.

10- Enflasyon hedeflemesi sıradan insana ne getirecek?

Enflasyon hedeflemesi aslında düşük ve sürdürülebilir bir enflasyon düzeyi yaratmaya yönelik. Bazı handikapları aşar da başarılı olursa Türk insanı enflasyonun en azından belli bir düzeyde tutulduğunu, daha sonra da inmeye başladığını görebilecek. Ancak bu noktada en önemli sorun, büyüme ve istihdam. Son iki krizle birlikte işsizliğin artması ve üretimin neredeyse durması, insanların giderek fakirleşmesine yol açtı. Dolayısıyla temel ihtiyaçlarını karşılamaya parası olmayan ya da iş güvencesi olmayan bir insanı, enflasyonun birkaç puan inmesi kısa vadede pek ilgilendirmeyecek. Mali sektör ve iç borç faiz yükü konusunda iyileşme sağlanmadığı takdirde de kısa vadede büyüme ve istihdam sorununa bir çözüm görünmüyor. Teknokratların bu konuda; büyüme, istihdam, faiz ve enflasyon sorununu bir arada değerlendirip diğer ülke örneklerinden yararlanarak, ortaya melez bir formül çıkarmaları gerekiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!