Güncelleme Tarihi:
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kasım ayında artmaya devam eden ve yıls onunu çift haneyle kapatacağı ihtimali yükselen enflasyondaki artışın, ekim ayında yapılan vergi artışlarından kaynaklandığını söyledi. Şimşek, Türkiye’de son zamanlarda gözlemlenen enflasyondaki artışın sadece bize özgü bir durum olmadığını belirterek, “Enflasyonunun, Merkez Bankası tahminlerine göre 2011 yılsonu itibarıyla yüzde 8.3’e çıkacağı bekleniyor. Bu artışta emtia fiyatlarındaki artışın yanı sıra güçlü iç talep, Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve ekim ayında yaptığımız vergi artışları etkili oldu. Yavaşlama sürecine giren iç talep ile enflasyonu yukarı iten diğer faktörlerin etkisinin geçici olacağı dikkate alındığında enflasyonun 2012’de yüzde 5’lik hedefe yaklaşacağını tahmin ediyoruz” dedi. Şimşek, 2012 bütçesinde sinema sektörüne 21 milyon liralık destek ayırdıklarını bildirdi.
2012’de yüzde 4 büyüme
TBMM Genel Kurulunda, 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısını sunan Mehmet Şimşek, küresel büyüme beklentilerindeki zayıflamaya karşın emtia fiyatlarının göreceli yüksek düzeyini korumasının, küresel ekonomi için bir risk oluşturduğu bir ortamda, Türkiye’nin, dünyada güçlü büyüme performansı ile öne çıktığını söyledi. 2010 yılında yüzde 9 büyüyen Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 7.5 büyümesinin beklendiğini hatırlatan Şimşek, “Bu büyüme oranlarıyla Türkiye, AB ülkeleri içinde ilk sıradayken dünya büyüme liginde de üst sıralarda yer alıyor. Dünya ekonomisindeki yavaşlamaya paralel olarak ülkemizin gelecek yıl yüzde 4 civarında büyümesi bekleniyor. Büyümenin yüzde 4 yerine 3 olarak gerçekleşmesi halinde öngörülenden 2.5 milyar lira daha az gelir elde edilecek. Bu da kolayca telafi edilebilir” dedi. Türkiye’nin istihdam yaratmada dünyadan pozitif yönde ayrıştığını savunan Şimşek, aktif işgücü politikaları ve güçlü büyüme sayesinde Türkiye’nin rekor düzeyde istihdam yarattığını kaydetti.
Mali manevra alanı
Genel devlet bütçe açığını neredeyse kriz öncesi seviyelere getirdiklerini vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu: “Aldığımız tedbirlerle bütçe açığının GSYH’ye oranını, bu sene sonu itibarıyla yüzde 1’e düşürmüş olacağız. 2014 yılı sonu itibarıyla bu oranın yüzde 0.4’e düşeceğini tahmin ediyoruz. Güçlü mali dengeler sayesinde ülkemiz ilk defa bir krizi kendi imkan ve programı ile aştı. Son 60 yılın en büyük küresel krizinin yaşandığı dönemde, bir IMF programı veya Mali Kural olmadan da mali disiplinin sürdürülebileceğini gösterdik. Krizden iki yıl sonra, olası yeni şoklara karşı mali manevra alanı yarattık.”
Bütçede sinema açılımı
Bütçeyle sinema sektörüne destek artacak. Şimşek, bu konuda şunları anlattı: “Sinemanın gelişimi ve ülkemizin film çekiminde cazibe merkezi olması için yabancı veya yerli-yabancı ortak film yapımlarına destek oluyoruz. Önümüzdeki yıl ilk kez ulusal ve uluslararası film festivalleri ile film hafta ve günlerini de destekleyeceğiz. Böylece sinemada yaptığımız destekleri yüzde 51 arttırarak 2012’de yaklaşık 21 milyon TL’ye çıkarıyoruz. Yabancı sinema yapımcılarına Türkiye’deki sinema yapımları nedeniyle üstlendikleri KDV’yi iade ederek Türkiye’yi sinema yatırımlarının merkezi yapıyoruz.”
Kasım ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon oranının yüzde 9.5 olduğunu anımsatan Mehmet Şimşek, “2011 yılı ikinci altı aylık dönemde enflasyon oranının yüzde 4’ü aşması halinde aşan kısım 2012 yılı ocak ayında maaşlara yansıtılacaktır” dedi.
Giderlerde 599 milyon liralık sapma var
BU yılki bütçenin gerçekleşme tahminlerini de açıklayan Bakan Mehmet Şimşek, şöyle konuştu:
Merkezi yönetim bütçe giderlerinin 313.2 milyar TL, bütçe gelirlerinin 290.9 milyar TL, bütçe açığının 22.2 milyar TL, faiz dışı fazlanın da 20.4 milyar TL olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.
2011 yılı başlangıç bütçesine oranla; bütçe giderleri sadece binde 2 oranında yani 599 milyon TL sapmıştır. Bu, harcamaları kontrol altında tuttuğumuzu gösteriyor.
Bütçe gelirleri ise başlangıç tahminine göre, yüzde 4.3 oranında yani 11.9 milyar TL artıyor. Bu artış, özelleştirme gelirlerindeki zayıf performansa (bütçede 9.5 milyar TL öngörülürken gerçekleşme 3 milyar civarında) rağmen sağlanacaktır.
2011 yılsonu bütçe açığının ise başlangıç bütçesinde yer alan 33.5 milyar TL yerine, yaklaşık üçte bir oranında (11.3 milyar TL) azalarak 22.2 milyar TL olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.
Kasım sonu itibarıyla bütçe performansına baktığımızda, yılsonu açığın aşağı doğru revize edilen hedef açığın da altında kalması muhtemeldir.
Kılıçdaroğlu: Hükümet işsizlikte havlu attı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde, iktidarı, işsizlik, özelleştirmeler, deprem ve dış politika konusunda eleştirdi. Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “9 yıl iktidar, 9 yıldır kronik bir sürece dönmüş işsizlik. Bu anlayışla işsizlik çözülemez. Dünya sıralamasında baktığınızda işsizlikte 14 basamak gerilemişiz. Önümüzdeki yıldan itibaren ciddi bir işsizlik tablosunu hükümet de kabul ediyor. Bu hükümetin işsizlik konusunda havlu atması demek. Kadın, adım adım çalışma alanının dışına itiliyor. 2010 OECD verilerinde 100 kadından 62’si çalışıyor. Bizim ülkemizde ancak 30’u çalışabiliyor. 34 ülke arasında
sondan 1’inciyiz.”
KİT’lerin özelleştirildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Şimdi bakanlıklarda arpalıklar kuruyorsunuz. Neymiş, eski milletvekili seçilememiş, şimdi bakanın yardımcısı olmuş. Para verecek başka yer mi bulamadınız? Bu memlekette çocuklar aç ölürken siz yandaşlarınıza koltuk ayarlıyorsunuz KHK’larla” dedi.
Babacan: Testi kırılmadan önlem aldık, kazanımları riske atmayız
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, sağlam kamu mali dengelerinin kriz sürecinde Türkiye’yi diğer ülkelerden ayrıştıran en önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulayarak, kazanımları riske atacak her türlü eğilimden uzak duracaklarını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlığı nedeniyle dün Meclis’te başlayan bütçe görüşmelerinin ilk gününde hükümet adına kürsüye çıkan Babacan, şu mesajları verdi: “Bugün Türkiye ekonomisinin ayaklarını yere sağlam basmasını sağlayan bir başka önemli alan ise örnek bir bankacılık sektörü ile güçlü düzenleme ve denetleme çerçevesidir. Günümüzde pek çok gelişmiş ülkenin bankacılık sektörünün karşı karşıya kalmış olduğu zafiyetler, vakitlice alınan tedbirler sayesinde Türk bankacılık sektörü için söz konusu bile değildir. Yüksek sermaye yeterliliği, takibe düşme oranı, piyasa risklerine karşı dayanıklı bilanço yapısı ve karlılık performansı ile Türk bankacılık sektörü tüm dünya tarafından takdirle izlenmektedir. Özellikle dikkatinizi çekmek isterim ki ABD’de ve AB’de yaşanan ekonomik sorunların iki önemli kaynağı olan kamu maliyesi ve bankacılık, Türkiye’nin en güçlü olduğu alanlardır. Avrupa’da pek çok ülkede şu anda bütçe görüşmeleri var. Onlar borçların bırakın ana parasını, faizini nasıl bütçeye yerleştirebiliriz, eksiye düşmüş büyüme oranlarını sıfıra, yarıma çıkarabilirmiyiz, emekli-memur maaşlarının dondurulup düşürülmesini tartışıyor, kaç memurun işten çıkarılacağını konuşuyor, biz ise büyümeyi konuşuyoruz. Çok şükür geldiğimiz bu nokta pek çok Avrupa ülkesinin bize gıpta ile bakmasını gerektirecek bir nokta. İnşallah bu kriz bizi teğet bile geçmeyecektir. Çünkü biz önlemlerimizi önden, testi kırılmadan aldık.”