Güncelleme Tarihi:
DEPOLAMA EKONOMİK OLUYOR
McKinsey araştırması, depolamanın birçok ticari müşterinin zirve tüketim seviyelerini düşürebilmesi için zaten ekonomik hale geldiğini ortaya koyuyor. Günümüzde daha düşük fiyatlarla depolama enerji pazarlarında daha geniş bir rol oynamaya başlıyor ve şebeke dengelemesi gibi niş kullanımlardan konvansiyonel güç jeneratörlerinin yerini alma ve yenilenebilir kaynaklar entegrasyonunu destekleme gibi geniş alanlara geçmeye başlıyor.
Depolama hem şebeke, hem de bireysel bir tüketici evinde veya işletmede konuşlandırılabiliyor. Dahası, birçok pazarda güneş enerjisi için teşviklerin geri alınmasına yönelik düzenleyici değişiklikler göz önüne alındığında, şebekeye ihraç etmek yerine hane halkının kendi elektriğini üretip tüketebilmesini sağlamak için güneş enerjisini depolama ile birleştirmesi fikri cazip bir fırsat olmaya başladı. McKinsey araştırmasına göre bu pazarlar genişlemeye devam edecek. Sonunda, güneş enerjisini depo ve küçük bir elektrik jeneratörü ile birleştirmek, yüksek maliyetli pazarlardaki bazı müşteriler için on yıllar değil, birkaç yıl içinde ekonomik anlamda mantıklı olacak.
ŞEBEKEYE KOLAYLIK
Depolama tesislerinin gündeme gelmesindeki diğer bir etken ise yenilenebilir enerji üretiminin, elektrik şebekelerine getirdiği yük. Yenilenebilir enerjiler hem kesintili hem de çok sayıda farklı üretici tarafından üretildikleri için elektrik şebekelerine bağlantı noktasında ciddi yönetim zorlukları doğurabiliyor. Eğer yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimleri, üretildikleri yerlerde öz-tüketim için depolanabilseler, çok daha verimli ve etkin bir enerji yönetimi sağlanabilir. Elektriğin nasıl depolanacağı konusunda başta bilinen doldurulabilir pil teknolojilerinin yanı sıra, yenilikçi çözümler de giderek gündemde daha çok yer alıyor. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı ve kendi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla bağımlılıktan kurtulmak isteyen ülkelerin bu devrimi kaçırmaması gerekiyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), 2030 Yol Haritası’nda yenilenebilir kaynaklardan elde edilen gücün % 45 düzeyine ulaşması halinde, 475 gigavatlık (GW) enerji depolamaya ihtiyaç duyulacağını bildiriyor. Bunun 325 GW’ı pompaj depolamalı hidroelektrik, 150 GW’ı ise pil depolamalı olacağı yönünde. Pil depolama pazarının önümüzdeki yıllarda da büyümeye devam etmesi bekleniyor.
MELEZ ENERJİ
Birden çok enerji kaynağı kullanılarak oluşturulan sistemlere, hibrit enerji sistemleri deniyor. Hibrit sistemler genellikle, sürekli veya kritik anlarda elektrik sağlamak amacıyla iki veya daha fazla enerji üretim uygulamasının kombinasyonu anlamına gelirken, tasarımı iyi yapılmış bir hibrit sistemde yıl boyu (yaz-kış) daha istikrarlı bir elektrik üretimi yapılabiliyor. Enerji uzmanlara göre, pil ve enerji depolama sistemlerinde maliyetler düştükçe, hibrit çözümlerle daha sık karşılaşacağız. Birçok yenilenebilir enerji uzmanına göre, rüzgar veya fotovoltaik güneş teknolojilerini birleştiren ya da tek sistem üzerinden kullanan küçük bir hibrit elektrik sistemi pek çok avantaj sunabilir. Rüzgar ve güneş enerjisi sistemlerinde verimli enerji üretimi, günün ve yılın değişik zamanlarında farklılık gösterirken, rüzgar hızının yetersiz veya verimsiz olduğu günlerde alternatif olarak güneş enerjisinden istifade edilebiliyor. Böylece sistemde enerji üretiminin devamlılığı sağlanıyor. Günümüzde şebeke veya endüstriyel tesisleri yalnızca yenilenebilir enerji üretimi ile beslemek yeterince güvenilir ve esnek olmayabiliyor. Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarını, doğalgaz gibi yenilenebilir olmayan kaynaklarla kullanmak veya depolama ile desteklemek de bir trend olarak öne çıkıyor. Geleneksel enerji kaynakları ile yenilenebilir enerjiyi entegre eden tesisler ise hem daha az karbon salımı, hem verimlilikte artış yaşarken, diğer yandan güvenilir ve esnek enerjiden de faydalanmış oluyor.