Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF), yayınladığı yeni raporda hükümetlere enerji sübvansiyonlarını kesmeleri uyarısında bulundu. 176 ülkeyi analiz eden IMF, 2011’de küresel çapta enerji sübvansiyonlarının devletlere 1.9 trilyon dolara mal olduğunu belirterek, sektörlerde özel sektör yatırımının da önüne geçtiğini vurguladı. Enerjide devletin yaptığı sübvansiyonların temelinde tüketicilere daha ucuz fiyatlar sağlamak yatıyor. Örneğin, Türkiye’de de BOTAŞ sık sık sübvansiyonlarla ve maliyetin altında doğalgaz satışı yapmakla gündeme geliyor. Sabancı Enerji Grubu Başkanı Selahattin Hakman, bir açıklamasında doğalgazda sübvansiyonun kaldırılması gerektiğini vurgulayarak, “Her ürünün kendi maliyetine göre rekabetçi ortamda fiyatını bulacağı bir ortamın sağlanması gerekiyor ki, Türkiye kömürüne yönelebilsin, rüzgarına yönelebilsin ve bunları ilave desteklere ihtiyaç kalmadan yapabilsin” demişti.
FAKİR DEĞİL ZENGİNE
IMF raporuna göre, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtları en çok sübvanse eden ülke yıllık 502 milyar dolarla ABD iken, Çin ve Rusya, 279 milyar dolar ve 116 milyar dolarla bu ülkeyi takip ediyor. IMF, enerji sübvansiyonlarının, dar gelirli tüketicilere yardım etmek yerine, altyapı, eğitim ve sağlık alanına yönelebilecek parayı götürdüğünü savunuyor. Ayrıca, daha zengin kişilerin daha fazla enerji tükettiği için sübvansiyonlardan daha çok faydalanmış olduklarını da vurguluyor.
TÜRKİYE BÜYÜME ÖRNEĞİ
Raporda, ekonomik büyüme ve hanehalkı gelirlerinin artmasıyla, enerjiye verilen devlet desteğini kaldırmanın daha kolay hale geldiği vurgulanıyor. Doğrudan sübvansiyonları azaltan 22 örnek ülkeden biri olarak Türkiye’ye geniş yer verilen raporda, elektrik sektöründe yapılan reformların ekonomik büyüme ve yaşam standartlarının iyileşmesiyle aynı döneme denk geldiği belirtiliyor.
Fosil yakıtlara 480 milyar dolar
IMF raporunda, enerji sübvansiyonlarının ortadan kaldırılarak, yerine uygun karbon vergilerinin getirilmesinin, küresel sera gazı emisyonlarını yüzde 13 oranında azaltacağı kaydediliyor. Raporda, enerji sübvansiyonlarının iki farklı şekilde ortaya çıktığı anlatılıyor:
1- Tüketim için sağlanan doğrudan sübvansiyonlar: Bunlara “fosil yakıt sübvansiyonları” da deniliyor. 2011 yılında, dünya çapında hükümetler akaryakıt, doğalgaz, kömür ve elektriği, vatandaşlarına daha ucuza sağlamak için 480 milyar dolar harcadı.
2- 1.4 trilyon dolar ise yanlış fiyatlandırma nedeniyle kaybediliyor: IMF Raporuna göre, hükümetler, fosil yakıtları vergilendirirken, neden oldukları hava kirliliği ve iklim zararını da hesaba katmalı.
Piyasa serbest ama fiyat yüksek
TÜRKİYE’DE reformlar yapılmadan önce akaryakıt sektöründe kamuya ait işletmelerin ağırlıkta olduğu belirtilirken, petrol ürünlerinin fiyatlarının da çoğunlukla hükümet tarafından belirlendiği anlatıldı. Devreye giren Petrol Piyasası Kanunu’nun en önemli etkisinin yakıt fiyatlarının tam serbestleşmesi olduğu kaydedilen raporda, artık akaryakıt fiyatlarının piyasada belirlendiği vurgulandı. Öte yandan, yüksek tüketim vergileri nedeniyle Türk benzin ve dizel fiyatlarının, OECD’deki en yüksekler arasında olduğu belirtildi.
LPG’ye destek kısa sürdü
IMF raporunda, Türkiye’de araçların LPG’ye dönüştürülmesiyle, LPG tüketiminde keskin bir artış yaşandığı, bu nedenle LPG’ye sağlanan devlet desteğinin de kısa kesildiği vurgulandı.
En fazla destek petrole verildi
1- Petrol ürünleri 879 milyar dolar
2- Kömür 539 milyar dolar
3- Doğalgaz 299 milyar dolar
4- Elektrik 179 milyar dolar