Güncelleme Tarihi:
Süreyya Yücel Özden, "Türkiye, kaynaklara sahip ülkeler ile tüketici pozisyonundaki ülkeler arasında köprü durumunda. Bu konumumuzu çok iyi değerlendirebilirsek, bu olayı iyi yönetebilirsek, enerji konusunda kendi kaynak kıtlığımızın bize çıkardığı sorunları büyük ölçüde halledebiliriz" dedi.
Özden, konuşmasında, Türkiye'nin enerjide dış bağımlılık oranının yüzde 70'in üzerinde olduğunu belirtti.
Türkiye'nin geçen yılki 236 milyar dolarlık ithalatının 60 milyar dolarlık kısmını enerji sektörünün oluşturduğuna dikkati çeken Özden, önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde artan enerji talebini karşılayabilmek için Türkiye'nin yapması gereken yatırım miktarının ise 225-300 milyar dolarla ifade edildiğini bildirdi.
Dünyanın petrol ve doğalgaz kaynaklarının yaklaşık yüzde 70'inin Türkiye'nin etrafındaki Ortadoğu ülkelerinde bulunduğunu vurgulayan Özden, "Türkiye, kaynaklara sahip ülkeler ile tüketici pozisyonundaki ülkeler arasında köprü durumunda. Bu konumumuzu çok iyi değerlendirebilirsek, bu olayı iyi yönetebilirsek, enerji konusunda kendi kaynak kıtlığımızın bize çıkardığı sorunları büyük ölçüde halledebiliriz. Bu avantajı iyi değerlendirmeliyiz" diye konuştu.
Enerji alanında Türkiye'yi bekleyen tehdit ve tehlikelere de değinen Özden, şunları söyledi:
"Birincisi; Türkiye'nin içinde bulunduğu Ortadoğu bölgesinde yönetimlerdeki sürekliliğin olmayışı. Arap baharı diye başladı, nerede duracak belli değil. Suriye'deki olaylar henüz bir sonuca bağlanmış değil. Ortadoğu bölgesinde siyasi ilişkilerdeki karmaşa durumu, Türkiye için bir sorun olabilir. İkincisi; Türkiye özellikle doğalgazını Rusya'dan ve İran'dan sağlıyor, büyük ölçüde de Rusya'dan alıyor. Rusya'daki tutum ve davranışlar ülkemiz için bir sorun olabilir. Kısa vadede böyle bir durum görünmüyor ama tehdit açısından hazır olmamız ve ne yapmamız gerektiğini gündeme getirebiliriz."
"Yerli kaynaklarımızı değerlendirmeliyiz"
Özden, Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığının tümüyle önlenmesinin mümkün olmadığını ancak bağımlılığın azaltılabileceğini kaydetti.
Yerli kaynaklara yönelmenin ve enerjiyi verimli kullanmanın bu konuda yapılacak işlerin başında geldiğini dile getiren Özden, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yerli kömürümüzü, suyumuzu, rüzgarımızı, güneşimizi, jeotermal kaynaklarımızı daha çok değerlendirebiliriz, değerlendirmeliyiz. Örneğin su potansiyelimizin 3'te birini kullanıyoruz. 13 milyar tona yaklaşan kömür rezervimiz var, onu tam kullanabilmiş değiliz. Özellikle Afşin-Elbistan havzası bizi bekliyor, kullanmamız lazım. Günlük yaşantımızdaki enerji yoğunluğunu azaltmamız, toplu taşıma ve demiryolu ulaştırmasına da önem vermemiz gerek. Enerji verimliliği konusunda son yıllarda bir bilinç oluşmaya başladı. Özellikle elektrik enerjisinin serbest piyasada halka sunulması bu konuda etkili oldu."
Süreyya Yücel Özden, Türkiye'nin enerji altyapısındaki çeşitlendirmeyi artırmak durumunda olduğunu da sözlerine ekledi.