Güncelleme Tarihi:
Yani Türkiye geçen yıl enerji mimarisi alanında bir önceki yıla göre 14 basamak yükselmiş oldu. Alt başlıklara bakıldığında ise “Ekonomik Büyüme ve Kalkınma” ile “Çevresel Sürdürülebilirlik” konularında puanımız artarken “Enerji Erişimi ve Güvenliği”nde azaldı.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) her yıl “enerji mimarisi” adını verdiği bir konseptle ülkelerin enerji alanındaki performanslarına puan veriyor. Bu konseptle ülkeler ekonomik büyüme ve gelişmişlik, çevresel sürdürülebilirlik ve enerji erişimi ve güvenliği açısından değerlendiriliyor. 2016 yılında Türkiye bu kriterler dikkate alındığında 40. sırada yer aldı. Fakat Türkiye’nin 2009’dan bu yana sınırlı da olsa bir çıkış sürecinde olduğu görülüyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Proje Yöneticisi Yakup Peker’in hazırladığı “Türkiye’nin Enerji Altyapısı Sorunu Yine Görünür Oldu” değerlendirme notunda, Türkiye’nin enerji mimarisi görünümüne yönelik analizler de yer alıyor.
40 DEĞİL 25 OLACAKTI
Buna göre, eğer “Enerji Erişimi ve Güvenliği” başlığında da diğer bileşenlere benzer bir iyileşme olsaydı genel sıralamadaki yerimiz 40 değil, 25’e yükselmiş olacaktı. Değerlendirme notunda Peker, şunları kaydediyor: “Diğer bileşenler iyileşirken, ‘Enerji Erişimi ve Güvenliği’ndeki düşüş, büyük oranda enerji altyapısına ilişkin göstergelerdeki gerilemeden kaynaklanmış görünüyor. WEF’in Yönetici Görüşleri Anketi’nde enerji altyapısı, elektrik kesintileri ve voltaj dalgalanmalarının sıklığına göre değerlendiriliyor. Burada Türkiye, bir önceki sene 72. sıradayken, 2016’da 80. sıraya geriledi. Yani kesinti ve dalgalanmaların sıklıkla görüldüğü elektrik altyapısı zayıf ülkelere giderek yakınsıyoruz.”
GAZA KİM NE KADAR BAĞIMLI
Yine aynı değerlendirmeye göre, Türkiye’deki elektrik kesintilerinin önemli bir kısmı mevsimsel etkilerle tüketimin dalgalanmasından kaynaklanıyor. Her yıl eylül ayından sonra kesintilerde bir artış görülüyor. Kış aylarında ısınma amacıyla doğalgaz talebinin artması elektrik üretimi için ihtiyaç duyulan doğalgaz miktarını da artırıyor. Bu durumun diğer ülkelerde daha iyi yönetilebilmesinin nedeni ise, elektrik üretim kaynaklarını çeşitlendirmiş olmaları. Elektrik üretiminin doğalgaz kullanılarak sağlanan kısmı AB-28’de yüzde 15.4, dünya genelinde yüzde ise 22.2 iken; Türkiye’de bu oran yüzde 36.5’i buluyor.
ŞEBEKE YATIRIMI ÖNEMLİ
Diğer bir konu ise elektriğin dağıtımı… Elektriğin müşteriye rahat ulaşması için güçlü bir iletim ve dağıtım şebekesinin gerektiği bir gerçek. Bazen 1000 megavatlık (MW) üretim tesisi yapmak, 100 MW’lık iletim veya dağıtım tesisi yapmaktan çok daha kolay olabiliyor. Yapılan santralin ürettiği elektriğin, tüketimin olduğu bölgeye sevkiyatı da bir o kadar önemli. Bu nedenle enerji naklinin vazgeçilmezi olan yüksek gerilim hatlarına yapılan yatırımların gecikmeden devam etmesi ve üretim tesisi artışındaki hıza ayak uydurması da önem taşıyor. Yapılan bazı araştırmalar, yerinde enerji üretim birimlerinin, tüketimin yanında enerji üreterek iletim kayıplarını önemli ölçüde azaltabildiğini ortaya koyuyor. Bu durumda Türkiye’de yeni elektrik üretim santrallerine izin verilirken, tüketim noktalarıyla senkronunun dikkate alınması, şebekenin dengeli bir coğrafi dağılıma sahip olması önem taşıyor.
UZMANLAR NE DİYOR?
Son yıllardaki ekonomik büyümeye paralel olarak elektrik arzındaki büyümede kaynak çeşitliliği konusunda çok ciddi adımlar atıldı, yenilenebilir ve yerli kaynaklar ön plana çıkarılarak teşvikler verildi. Enerji Piyasası uzmanı Abdurrahman Övündür, “Son yıllarda yerli kaynakların ön plana çıkarılarak teşvikler verilmesi; Trakya bölgesine tersten elektrik basacak Çanakkale Boğazı deniz altı iletim hattının tamamlanarak hizmete sokulmuş olması çok önemli yatırımlardır. Doğalgazda ilave depo ihtiyacı ile daha fazla kaynaktan boru gazı ya da ilave sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tesisleri yaparak arz kaynaklarını çeşitlendirmeli, elektrikte de üretim ve iletim alt yapısı yatırımları aynı anda düşünülmeli, aynı anda planlanmalı ve de elektriğin rahat iletilebileceği bölgelerde santral yatırımları özendirilmeli, iletim hatları yapılmadan üretim tesisine bağlantı görüşü verilmemeli ayrıca mevcut hatlar ile yeni yapılacak iletim hatları soğuk hava koşullarına dayanabilecek özellikte rehabilite veya dizayn edilmeli” diyor.